Bölüm İncelemesi: Game of Thrones 6×09 “Battle of Bastards”

3300
Game of Thrones - (Season 7)

Hepimiz çok büyük beklentiyle nöbete durduk sezonun 9. bölümü Battle of Bastards için…

Zira sezonun ilk 2 bölümünden sonra tempo düştü de düştü. Ana konu üzerinden ilerleme o kadar durağanlaştı ki “acaba” soruları hepimizin içini kemirmeye başladı. Son raddede “Acaba Game of Thrones da mı Lost gibi olacak?” nidaları yükseliyordu.

Olmadı…

Tempoyu neredeyse dibe vurduran Game of Thrones, sezonun 9. bölümünde tabiri caizse bir Patlama yaptı.

6. sezonun bölüm başına 10 milyon dolara mal olduğundan bahsediliyordu.  Çok uçuk bir rakam… Sezon 10 bölüm zaten… Bu da 100 milyon dolar ediyor ki kaba bir hesapla, bir sezonun bir sinema filmi kadar maliyeti olduğunu kabul edebiliriz.

9. bölümle birlikte bende şu kanı oluştu: Bu kadar büyük bir prodüksiyonu dizide sunabilmek adına Game of Thrones yapımcıları kendilerine verilen 100 milyon doları biriktirip 50 milyon dolarını Battle of Bastards bölümü için harcamışlar sanırım…

Evet, bu kadar abartılı… Ama mübalağa değil…

IMDb’de 6. sezon 9. bölüm Battle of Bastards puanı 51 454 kişi tarafından oylanmış ve 10 üzerinden 10.0… Bu muazzam bir olay. Daha önce örneği var mı diye merak  ediyordum, varmış. Breaking Bad’in bir bölümü de 10 üzerinden 10 aldığı bölümü sabitlemeyi başarmış. Ancak; arkadaşlar ben şahsen Breaking Bad ile Game of Thrones gibi bir yapımı karşılaştırmayı haksızlık olarak görüyorum.

Neden böyle düşünüyorum?

Öncelikle; dizi-mania.com editörümüz dahil olmak üzere [ 🙂 ] benim bu diziyi çok abarttığımız, dizinin over-rated olduğunu düşünen bir kitle mevcut. Muhakkak ki kendilerince de haklı yanları var.

Ancak aşağıdaki pasajda dile getireceğim kriterler Game of Thrones’un neden diğer dizilerden ayrıldığının göstergesi:

Game of Thrones izleyicisinin büyük bir bölümü, geçmişten Yüzüklerin Efendisi (en benzer kült eser) deneyimi yaşamış kitle. Birazdan detaylarıyla değerlendireceğimiz bölüm incelemesinde de göreceğiniz üzere, Game of Thones 9. bölümde neredeyse bir Minas Tirith kuşatması, bir Miğfer Dibi savaşı havası yaşatmış. Hem de bir dizi bölümünde… Bu çok çok zor bir olay… Bu emek işi…

Savaş içi sahnelerde CGI kullanılmış mı kullanılmamış mı söyleyemiyorum bile. Yüzüklerin Efendisi’nde CGI efektleri çok net seçilebilir haldeydi. Ancak “Piçlerin Savaşı” sahnelerinde izlediğim kadarıyla ne kalabalıkta, ne de savaş anında CGI efektlerini net olarak seçme şansım olmadı. Sanki gerçekten bizzat binlerce figüranın yer aldığı bir savaş sahnesi bizzat çekilmiş gibi görünüyordu. Bu haliyle savaş sahnelerinin efsane film “Braveheart (Cesur Yürek)” ile özdeş olduğunu söylersem beni aç köpeklerin önüne atacak bir kitle çıkar mı bilmiyorum.

Bana abartıyorsun diyenler gerçekten bu bölümü tekrar alıcı gözle izlesinler. Yüzüklerin Efendisi & Braveheart karışımı bir savaş sahnesini bir dizi bölümünde izleyiciye sunabilmek, bunun süresini 30 dakikanın üzerinde tutmak, kesilen kollar, bacaklar, kelleler, bunların arasında yenilginin kaçınılmaz olduğu noktada Yüzüklerin Efendisi’nin efsane olmuş bir sahnesine gönderme niteliğinde ayrı bir sahne daha – Gandalf’ın “Beşinci günün şafağında doğuya bakın…” dediği andaki gibi Knights of Vale’in süvarileriyle savaş alanına dalması…

Yazı içinde spoiler verir gibi oldu biliyorum, ancak gerçekten dizi olarak nitelendirilebilecek bir prodüksiyon için mümkün olandan çok daha fazlasını yaptıklarını itiraf etmeliyim. Sezonun 9. bölümünü bir fantastik film olarak sinemalarda yayına sokun, parasını veren hiçbir müşteri “Paramın karşılığını alamadan çıktım…” demeyecektir sanırım.

Bu haliyle Game of Thrones’un bu bölümü, bence diziler tarihinin en iyi bölümlerinden birini, hatta belki de en iyisini çekmiş olabilir. Ve nihayetinde haftalardır inlemekte olan seyircisini de ihya ederek sezon finaline adım atmıştır.

Geçelim bölüm incelemesine…

Game of Thrones - Battle of Bastards 2

Queen of Fire

Piçlerin Savaşı ana gündemken denizin öte yakası hakkında konuşmak isabet olur mu bilemedim. Ancak bir şekilde değinip kısa da olsa hatırlatmakta fayda var. Normal bir sezon içi bölümde olsa “Oooo çok iyi” diyeceğimiz yaklaşık 8-10 dakikalık bir sahne, Piçlerin Savaşı’yla aynı bölüm içine yedirilince sıradanlaştı. Ancak kabul etmeliyiz, Daenerys Targaryen, uzun zamandır boş atıp dolu çek yapmasının aksine bu sefer ciddi ciddi şov yaptı.

“Dragon Rider” yani “Ejder Binicisi” kavramının ilk örneğini bu bölümde gördük. Daenerys daha önce de Drogon’un tepesine bindi. Ancak bu sefer Drogon’un tepesine binip savaştığını gördük. Yanına da diğer iki ejderini eküri yaptı. (Daenerys ejderleri arasında ayrım yapıyor yalnız, anne evlatlarını ayırır mı? Çok ayıp)

Mereen’i işgal eden köle sahipleri efendiler gemileriyle piramitleri yıkıp yakarken Tyrion ve Daenerys arasında geçen politik tartışma keyifli öğeler barındırıyordu. Tyrion, saldırı altında bile yapmaya çalıştıkları şeyin ne kadar önemli ve doğru olduğunu savunurken çok etkiliydi. Daenerys “Şehirleri yakıp yıkacağım” derken Tyrion’ın “Bunun bir benzerini babanız da söylemişti. Kendisini yıkacaklara karşı Wildfire’ı uyandıracağını söylüyordu, siz hatırlamazsınız” dedi. Wildfire hususunda küçük bir bilgilendirme yapalım:

Cersei geçtiğimiz bölümlerde bir söylentinin doğru olup olmadığını araştırıyordu. Bu söylenti wildfire hakkında… Adından da anlaşılabileceği üzere vahşi ateş. Kings Landing’in altında tüm şehri tek seferde ateşe verebileceğiniz bir havuzun tetiği mevcut. Yani Cersei sıkıştığı anda tüm Kings Landing’i tek seferde yakıp kavuracak olan bu tetiğin var olup olmadığını arıyor. Daha önce Aerys II de aynı şeyi kullanmayı düşünmüş, ancak amacına ulaşamadan Jaime tarafından öldürülmüştü. İşte aslında burada ortaya başka bir durum çıkıyor.

!!! Spoiler !!!

Acaba Jaime’nin “Kingslayer” yani “Kral katili” olmasının sebebi Aerys II’nin wildfireı kullanıp tüm halkı öldürme isteği miydi? Dahası, acaba Jaime aynı şeyi Cersei’ye de yapmak zorunda kalabilir mi? Tüm şehri yakmak istediğinde Cersei’yi öldürmek zorunda kalabilir mi?

Daenerys piramitlerin tepesine anlaşma şartlarını görüşmek üzere gelen efendilerle konuşurken teslim olma şartları konuşulmaya başlandı. Efendiler Daenerys’e nasıl teslim olacağı hususunda bilgilendirme yaparken Daenerys “Benim değil sizin teslim olma şartlarınızı konuşuyoruz” diyerek karizmanın dibine vurdu.

Bu sahne aslında ejderlerin ne kadar güçlü olduğunu anlamamız için çekilmiş gibi görünüyordu. Drogon geldi. Daenerys tepesine bindi. Fırtınadoğan ejderhasıyla armadanın üstüne uçtu. Diğer iki ejder yerin altından çıkıp annelerine katıldılar ve filonun bir kısmı ibret olması için alev alev yakıldı. Sonra efendilerle anlaşma şartları konuşulmaya başlandı. Gri solucan, Missandei ve Tyrion’ın efendilere “Aranızdan birinin ölmesine karar verdik kimi seçiyorsunuz?” sorusunu sorması, üçlüden ikisinin aralarında asil olmayanı işaret edip “O bizden değil, asil değil, onu öldürün” demesi, ancak Gri Solucan’ın işaret edilen adamı değil diğer ikisini boğazlarını tek hamlede keserek öldürmesi, cidden ama cidden sanatsal sahnelerdi.

En nihayetinde Meereen artık efendilerden temizlendi. Affedilen efendi diğerlerine teslim çağrısına gitti. Daenerys’in artık bir de donanması var. Ancak son dakika sürprizi olarak Greyjoy’ların Yara ve Theon da Khaleesi’nin huzuruna çıktılar. Bu sahnelerde Yara’nın oyunculuğunu ve repliklerini çok beğendiğimi belirtmeliyim.

Daenerys’in “Babanın iyi bir Kral olmadığını söylüyorlar” cümlesine “Sizinki için de aynısını söylüyorlar” şeklinde karşılık vermesi, yer yer Daenerys’e yürür gibi mimikleri, Theon’un “artık değiştim” mesajı veren vakur duruşu, yine Yara ve Daenerys arasındaki atışmalar (ve hatta flört?) çok keyifliydi açıkçası. Daenerys Yara’yı tutmuşa benziyor. Aralarında bir güven oluştuğunu hissettik. Ve son olarak da mutabakata varıldı, Yara Demirada’nın başına geçecek ve Daenerys’in hükmünü tanıyacak, adaletsizliğe imkan tanımayacak şekilde bağlılık yemini edecek. Yara’nın dilinin çok keskin olduğunu ve bu kadının ciddi ciddi çok zeki olduğunu algılamış bulunuyoruz.