Bölüm İncelemesi: Game of Thrones 6×10 “Winds of Winter” – Sezon Finali

2879

Mother of Dragons, Daenerys Westeros’a dönüyor

Denizin öte yakasında mutlak zaferini ilan eden ve efendilerin gemileriyle oluşturduğu filosuna Greyjoy’ları da katan Daenerys, Tyrion’ın danışmanlığında akıl dolu işler yapmaya devam etti. Daenerys, aşığı ve yatak arkadaşı olan Dario Naharis’e Westeros’a gelmemesini ve Mereen’de güvenliği sağlamasını istediğini, Westeros’a yanında bir aşık götürmek istemediğini, diplomasi gereği orada bir evlilik bile yapması gerekebileceğini anlattı.

Açıkçası bu akıllıca hamlenin Tyrion’dan geldiğini anlamak zor olmadı. Kendisini teselli eden ancak akılcı fikirlerini sunmaya devam eden küçük bedenli büyük zekalı sıra dışı adam Tyrion’a Daenerys’in yaptığı jest ise izlenmeye değerdi.

Daha önce “Hand of the King” diye bildiğimiz kavramın “Hand of the Queen” olarak da devam edebileceğini öğrenmiş olduk. Daenerys, “Hand of the Queen” broşunu hazırlattığını söyleyip Tyrion’un göğsüne bunu iliştirdiğinde, cücemizin hak ettiği yere ve mevkiye sonunda erişmiş olduğu hissiyatını yaşadık ki bu da bölümün en keyifli anlarından birisiydi.

Daenerys, hak ettiğine inandığı Demir Tahta yürümek için artık her şeye sahip ve ucu bucağı görünmeyen donanması, Dothrak Horda’sı, Varys’in ikna ettiği Dorne kuvvetleri, intikam için kıvranan Tyrelller, Greyjoy donanması, Lekesiz’leri ve tabii ki artık erişkin hale gelmiş 3 ejderhasıyla Westeros’a açılıyor ve 7. sezon için en büyük taht adayı olduğunu göstererek, şaşalı bir biçimde hedefine yol alıyor.

Dizinin başlarında çaresiz, hatta destek bulabilmek için bedenini peşkeş çekmek zorunda olan küçük sarışın kız çocuğuyla şu anda Westeros’a tam gaz ilerleyen ve ortalığı yakıp yıkacak güce sahip Ejderhaların Anası Kraliçe Adayı Daenerys Targaryen’ı gözlerinizin önüne bir getirin. Aradaki fark ve gelişmeyi gördüğünüzde gözlerinize inanamamanız olası…

Ve Nihayet Tower of Joy… Spoiler’lık bir şey kalmadı… Rhaegar + Lyanna = Jon

Çok bekledik bunu çok bekledik… Senelerce, kitap okuyucuları da dizi takipçileri de, bir yığın teori üreterek bu gerçeğin peşine düştü.

Jon Snow’un aslında Ned Stark’ın piçi olmadığını, Ned Stark’ın karısını aldatacak bir adam olmadığını, Rhaegar tarafından kaçırılan Lyanna’nın aslında esaret yaşamadığını, kendisini kaçıran Rhaegar’a onun da aşık olduğunu ve bu aşktan bir çocuk doğduğunu, Ned Stark’ın Winterfell’e döndüğünde yanında taşıdığı çocuğun aslında Lyanna’nın Rhaegar’dan olan oğlu olduğunu vurgulamıştık.

Öyle de oldu…

Bran, amcası Benjen sayesinde tehlikeden uzaklaşınca, yarım kalan eğitimini tamamlamak ve 3 gözlü kuzgun olarak görevini icra edebilmeye hazır olmak için geçmişe bir yolculuk daha yaptı. Kuleye tırmanmakta olan babasını gören, kuleden gelen çığlık sesine babasının koştuğunu gören Bran, babasının yine bir anlığına duraklamasına sebep oldu.

Kuleye çıkan Ned, sevgili kız kardeşi Lyanna’yı kanlar içinde yatarken buldu, Lyanna ağlamaklı ancak kardeşini görmenin mutluluğuyla dile geldi… Ve ölüm korkusuyla kanlar içinde yatarken Ned’in kulağına hepimizin uzun zamandır beklediği gerçeği fısıldadı:

“Oğlumun adı… (Jon)… Onu korumalısın… Biliyorsun, Robert öğrenirse onu öldürür, biliyorsun… Onu koru Ned… Bana söz ver… Bana söz ver… Bana söz ver…”

Lyanna Stark’ın, daha doğrusu artık öğrendiğimiz kadarıyla Lyanna Targaryen’ın Ned Stark’a ölmeden önce söylediği sözler bunlar… Kucağına verilen bebeğe sarılan Ned, bebeğin gözlerinin içine bakarken kameranın birden bire Winterfell’deki odaya, Jon Snow’a, Jon Snow’un gözlerine odaklanması her şeyi açıklıyor aslında…

Ancak bir kez daha gururla ve mutlulukla açıklayabiliriz:

– Jon Snow, Lyanna Stark ve Rhaegar Targaryen’ın aşkının meyvesi, onların oğulları

– Jon Snow, Prens Rhaegar’ın oğlu, Demir Tahtın gerçek varisi, 7 Krallığa hükmeden tahtın gerçek sahibi

– Jon Snow, Daenerys Targaryen’ın öz yeğeni, ağabeyinin oğlu…

– Jon Snow, Deli Kral Aerys II’nin öz torunu

– Jon Snow, Rhaegar Targaryen’ın ölmeden önce kendi kurduğu kehanete göre kış ve gece ile savaşacak olan büyük savaşçının ruhunu taşıyan Azor Ahai olma ihtimalini taşıyan en güçlü aday,

– Ve… Jon Snow en nihayetinde “Buz” olan Lyanna ile “Ateş” olan Rhaegar’ın şarkısı, seriye ismini veren “Buz ve Ateşin Şarkısı” kavramının karşılığı…

Çok eser bilirim, mistik ve hikaye ağı bağlı olan, ancak bir seriye ismini veren olayın bu kadar keyifli ve bu kadar egzotik anlatıldığı çok az örnek vardır herhalde…

Çok büyüksün George R. R. Martin

King in the North!!!

Sahne Lyanna’nın Ned’e verdiği bebeğin gözlerinden Jon Snow’un cam gibi gözlerine ve kaygılı yüzüne geçiş yaptığında, artık hepimiz Jon Snow’un gerçekte Jon Targaryen olduğunu anlamış durumdaydık. Ancak şimdilik, şuan için Jon, hala ve hala Jon Snow’du… Hatta bir miktar da Jon Stark’dı… Ya da Jon Stark olmak üzereydi.

Winterfell’de Lord’larla bir araya gelen Jon Snow, haneleri birleşmeye ikna etmeye çalışırken her hane kendi haklı sebebini sunan ve savaşta destek vermeyişini haklı çıkaracak bahanelerle zaman kaybettirmekteydi. İşte bu esnada, dizinin son zamanlarda adından en çok söz ettiren karakterlerinden birisinin tekrar sazı eline alışına şahit olduk.

Lyanna Mormont… Adını Lyanna Stark’dan alan ve Lord’u kalmayan Mormont Hanesinin Leydi’si…

O an salonda bulunan Kuzey’in Lord’larının tamamına Jon Snow’un savaşına katılmamalarının hesabını soran 10 yaşındaki yürekli kız, tüm izleyicilerin yeni sevgilisi olmayı başardı.

Lyanna’nın “House Mormont remembers, The North Remembers” sözleriyle başladığı ve “Mormont Hanesi adı Stark olan Kuzey’in Kralından başkasını tanımaz” çıkışıyla birlikte gaza gelen tüm Kuzey Lordları’nın tek tek Jon Snow’un önünde eğilerek kılıçlarını adamaları, Jon Snow’u Kuzey’in Kralı, koruyucusu ve Red Wedding’in intikamını alan adam olarak tanımaları sonrasında Kuzey’in artık tek bir güç altında birleştiğini söylemek gerekiyor.

Neler oldu, neler olacak?

Dizi özeti ve incelemesi yazılırken, izlenen üzerinden yaşanan heyecanın tazelenmesi söz konusudur. Ancak öyle bir bölüm izledik ki; heyecanı tazeleyecek cümleleri ve anlatımı seçmek çok zor. Pazartesi akşamı işten gelip apar topar diziyi açarken wifi’yi açmayı unutup 3G’den izlemişim diziyi. (paketler tükendi haliyle) Bana bunu yaptırabilecek çok az yapım var.

Game of Thrones’a bir dizi demeye dilim varmıyor açıkçası. Bir diziden çok daha fazlasını sunuyorlar bizlere. Sinematik evrende ayrılmayan kalitede çekimler, sahneler, karakterler ve hikaye örgüsüyle son 2 bölümün IMDb’de 10.0 puan ortalaması tuttuğunu da hatırlatmamız gerekiyor.

Geçen hafta “Bölümü 10.0 puan alan başka dizi var mıdır?” diye araştırırken şimdi şunu sorabilecek durumdayız: “Üst üste 2 bölümü 10.0 alan dizi var mı?”.

Olsa da çok önemli değil.

Geçen bölüme 10.0 puan verirken işin aksiyon kısmının bizde yarattığı heyecanı baz alarak konuşuyorduk. Ancak sezon finalinde, aksiyon olmadan da Game of Thrones’un 10 üzerinden 10.0 puan alan bir bölümü, sadece ve sadece hikaye örgüsüyle başarabileceğini görmüş olduk.

Game of Thrones finali sonrasında geldiğimiz son nokta çok ilginç. Tüm hanedanlarda bir kadın egemenliği baş göstermiş durumda.

Lannister’larda Jaime’nin görüntüde, Cersei’nin fiiliyatta önderlik ettiği malum. Yine Cersei, Kings Landing’de başına kraliçe tacını giyerek ve Iron Throne’a oturarak başa geçtiğini ilan etti. Stark hanesinde “Jon Stark” ve “King in the North” kabul edilen Jon Snow, Stark soynadını resmiyette alamazsa hane Sansa’ya bağlanmış olacak ki aslında bu aşamada Littlefinger Baelish Sansa’yı baştan çıkararak Stark Hanesi’ni ele geçirmek ve tahta oturmak istediğini belirtmişti.

Bunun dışında resmiyette kalan tek Targaryen olan Daenerys, Targaryen Hanesinin kraliçesi konumunda. Yine yanında yer alan Yara Greyjoy da Euron Greyjoy’u hesaba katmazsak Demir Adalar’ın kadın varisi konumunda.

Tyrell hanesinin hayatta kalan tek kraliyet mensubu Oleena Tyrell. Benzer biçimde Dorne’da da erkek varis kalmadı ve Oberyn’in eşi Ellaria Sand ve kızları Sand Snakes hanenin başındalar.

Frey hanesinde kimse kalmadı. Hayatta kalan ve hane yönetiminde hak sahibi olabilecek bildiğimiz tek kişi Lord Frey’in Edmure Tully ile evlenmiş olan kızı… Tully hanesinin başında da kimse yok, Edmure esir olduğu sürece… Kadın liderleri olan hanelere Lyanna Mormont önderliğindeki Mormont’ları da rahatlıkla ekleyebiliriz.

Kadın egemen ve ayakta duran haneleri bir kenara bırakırsak Westeros’un hiç bu kadar başıboş kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Her ne kadar savaşlar durulmuş, ortalık biraz da olsa sakinleşmiş gibi görünse de mevcut durumun “Fırtına Öncesi Sessizlik” olduğunu vurgulamakta fayda var. Bu fırtına sadece kelime anlamıyla fırtına da değil üstelik. Daenerys Stormborn (Fırtınadoğan) Westeros’a açıldı, Jon Snow kışın fırtınayla birlikte geldiğini söyledi.

Yani 7. sezon bir fırtına zemininde bizlere gelecek. Bu fırtınada kim sağ çıkar bilemiyoruz. Ancak gelecek sezona ilişkin söylemek istediğim bazı şeyler var, onları maddeleştirerek yazımı sonlandırmak istiyorum:

– Bran artık geçmişin küllerini karıştırdı ve neler olduğunu gördü, o artık 3 gözlü kuzgun, gücünün sınırlarının ne olduğunu ancak o biliyor, geçmiş, gelecek ve çok daha fazlası onda… Tower of Joy sahnesini de izlediğimize göre Bran’in yeni amacı ağabeyi Jon Snow’a ulaşmak olmalı bir şekilde. Gerçeği Jon’a söyleyebilecek tek kişi Bran çünkü… Ona bir Targaryen olduğunu ve tahtın onun hakkı olduğunu söylemek durumunda.

– Jon Snow Kuzeyin Lordları’nı Stark flaması altında topladı. Ancak çok güçlü bir müttefiki kaybetti. Melisandre. Shireen’i öldürdüğü Ser Davos tarafından anlaşılınca sürgüne gönderildi ve hem Jon, hem de Davos, bir daha görmeleri durumunda kendisini idam edeceklerini net biçimde ifade ettiler. Jon, Melisandre olmadan ne kadar güçlü olacak? Çok büyük soru işareti…

– Daenerys tüm gücünü topladı ve muazzam bir orduyla, sayısız gemisiyle ve güçlü müttefikleriyle Westeros’a açıldı. Yanında kumandan olarak Kraliçenin Eli ilan ettiği Tyrion, Grey Worm (Gri Solucan), Missandei ve tabi ki Varys var. Müfettik olarak da Horda’yı, Lekesizleri, Greyjoyları, Tyrellleri ve Dorne’luları almış durumda. Ancak bildiğimiz kadarıyla tarihte Stark’lar ve Targaryen’lar halen düşman görünüyor. Yani özetle, Westeros’a bodoslama dalacak olan Daenerys, Kuzey’in Kralı Jon Snow ile de sürtüşecek gibi görünüyor. Targaryen Hanedanını yıkan 2 aileden birisi Stark’lar. Savaşta Baratheon’ların tarafındaydılar. Bu da Danny ve Jon’un düşman olabilecekleri manasına geliyor.

– Kış geldi, bu da demek oluyor ki Kuzey’in kadim ve ölü güçleri duvara yürüyecek. Her ne kadar ölüler duvarı geçemiyor gibi görünse de Nights King’in kendine has yetenekleri çok tehlikeli. Her ölen kişiyi kendine katması sebebiyle bitmek tükenmek bilmeyen bir ordusu var. Ayrıca, Bran’in Duvarı geçmesi, Bran ile arasında bağ olması sebebiyle Nights King’in de Duvarı aşabileceği anlamına gelmiyor mu? İşte o zaman savaş gerçek anlamda başlayacak.

– Lannister’lar görünürde en güçlü, ancak hakikatte en güçsüz hallerindeler ve Kings Landing’in bu haliyle onlarda kalması çok güç. Müttefikleri yok gibi görünüyor. Frey hanesi çöktü. Ancak Euron Greyjoy, Yara ve Theon’un hamlesi sonrası Kings Landing tarafına geçecektir. Ayrıca yine Sansa tarafından reddedilen Lord Baelish’in büyük ihtimalle Cersei ile anlaşacağı izlenimini edindim.

– Arya, tek başına Frey hanesini çökertecek kadar müthiş bir iş çıkardı. Westeros’da neler olur bilemiyoruz, ancak işler sıkıştığında Arya dizinin herhangi bir majör karakterini çok rahatlıkla indirebilir. Bu da dengeleri olabildiğine değiştirir.

– Rhaegar Targaryen’ın öldüğü düşünülen ancak yaşama ihtimalinden bahsedilen oğlu Aegon Targaryen ile ilgili gelişmelere şahit olabiliriz.  General Jon Connington’ın ölmeden önce bebeği kaçırdığına ve yerine başka bir bebek koyduğuna, dolayısıyla tahtın varisi olabilecek Aegon’un hala yaşadığına yönelik söylentiler yoğun. Böyle bir durum varsa taht için hak iddia edebilecek üçüncü bir kişi daha çıkacak demektir. Daenerys, Aegon ve Jon… Hatta… Acaba dördüncü Tyrion olabilir mi?

– Dördüncü Tyrion olayına değinelim. Deli Kral Aerys II, Lannister kardeşlerin annesiyle cinsel münasebet kurmuş birisi. Hatta söylentiye göre Tywin’in gerdek gecesinde bile odaya girmiş kendisi. Haliyle, babası tarafından fazlasıyla dışlanan Tyrion’ın aslında Aerys II’nin oğlu ve Daenerys’in öz kardeşi olabileceği yönünde teoriler bir hayli çoğaldı. Eğer bu durum da gerçek çıkarsa kaos kapıda demektir.

– Ve son olarak Azor Ahai…

Herkesin en çok merak ettiği kısım bu olmalı. Kışa karşı savaşacak seçilmiş kişinin kehanete göre tekrar dönmesi gerekiyor ki Melisandre’nin de tek amacı bu adamın doğuşuna şahit olmak. İhtimaller oldukça daraldı. Görünüşe göre Azor Ahai, eğer Rhaegar da haklıysa bir Targaryen olacak ve ateşten yapılma kılıç olan Lightbringer’ı eline alması gerekiyor. Jon’un bir Targaryen olduğu ortaya çıktığına göre Azor Ahai olması ihtimali olan 2 kişi kaldı diyebiliriz aslında. Jon Snow ve Daenerys Targaryen.

– Yine son olarak vurgulamamız gereken bir şey daha var. Dizide 3 adet ejder mevcut. Bunlardan Drogon’un binicisinin Daenerys olacağı belli oldu. Kaldı 2 ejder. Ve kalan 2 ejder için de 3 muhtemel binici. Bu binicilerden birisi %99 ihtimalle Jon Snow olacak. Kalan 1 ejder için ise kontenjana aday 2 isim var: Aegon Targaryen (eğer yaşıyorsa) ve Targaryen çıkması ihtimali olan Tyrion Lannister. Eğer bu 2 teori doğru çıkmazsa 1 adet ejder boşta kalıyor ve binicisiz kalıyor. Bu sebeple, yukarıdaki teorilerden en az birisinin doğru çıkması şart. Yani ya Aegon yaşıyor, ya da Tyrion bir Targaryen. Ya da ikisi birden doğru ve ikisinden birisi ejder binicisi olamadan hakkın rahmetine kavuşacak.

Kafamızda deli sorularla yaklaşık 1 yıllık bir araya gidiyoruz. 7. sezon başladığında 1 sene daha yaşlanmış olacağız. Ancak önümüzdeki sene de olsa, bundan 10 yıl sonra da olsa, 6’ıncı sezonunun müthiş etkisiyle birlikte Game of Thrones, diziler tarihinin en önemli eserlerinden birisi olarak anılmaya devam edecek…

Bir sonraki sezonda görüşmek dileğiyle…

The North Remembers…!!!

Ve asıl olay… Azor Ahai… Hepimizin en çok merak ettiği ve aslında dizinin en büyük olayı olacak…