Çilek Kokusu 15. Bölüm Özeti

5109
Çilek Kokusu

Herkese Merhaba!

Bu Çilek Kokusu ile ilgili yazacağım 5. bölüm özeti olacak. Ve maalesef ilk defa bir bölümü beğenmediğimi söyleyerek başlayacağım yazıma.

Çilek Kokusu bölüm özetlerini yazmaya başladığım ilk yazımda belirtmiştim, eleştirimi yaparken diziyi kendi içinde değerlendireceğim, yerli dizilerin durumunu göz önüne alacağım demiştim. Ancak konu dönüyor dolaşıyor hep aynı noktaya geliyor: yerli dizilerin bölüm süreleri KISALTILMALI! Hem de en kısa sürede. Tüm problemlerin kaynağı olarak inanılmaz uzunluktaki bölüm sürelerini görüyorum.

15. bölümün de en büyük sıkıntısı buydu yine. Siz de biliyorsunuzdur eminim, ülkemizde diziler bir hafta önceden çekiliyor; yani 23 – 29 Eylül arasında çekilen bölüm, 30 Eylül tarihinde yayınlanıyor. Bu yaklaşık 140 dakika uzunluğundaki bir bölümü çekmek için o kadar kısıtlı bir zaman ki anlatamam. Dolayısıyla ne hikayenin, ne de kurgunun üzerinde çalışacak çok da vakit kalmıyor. İşte bu yüzden her bölümde bir acelecilik fark ediliyor. Yerli dizi emekçilerinin, hem kamera arkasında hem de kamera önünde çalışanların ne büyük emekler verdiklerini görmezden gelmek elbette mümkün değil. Ancak “Yerli Dizi bölümleri 140 dakika olmalı!” kuralını kim koydu ve bu kural neden bozulamıyor, işte bunu anlayamıyorum!

15. bölümü gerçekten beğenmedim, hatta ilk defa izlerken sıkıldığımı hissettim. Daha önce söylediğim gibi bölümü izlerken bir taraftan da twitterda izleyicilerin yorumlarını takip ediyorum. Genel olarak bölüm beğenilmedi, bundaki en büyük sebep ise Aslı ve Burak’ın birlikte olan sahnelerinin azlığı ve bu kısmın bölümün sonuna bırakılmış olmasıydı. Bu diziyi benim gibi romantik-komedi olduğu için seyreden çok insan var ve bu yüzden dram kısımları biraz bizi boğmaya başladı artık. 16. bölüm fragmanlarından anladığımız kadarıyla gelecek bölümde bu biraz değişecek gibi, bakalım. Yalnız şu bir gerçek, Çilek Kokusu ilk 5 bölüm ile Çilek kokusu son 5 bölüm arasında dağlar kadar fark var!

Gelelim 15. bölümde yaşanan önemli olaylara. Bence bu bölümde öğrendiğimiz en önemli şey, Aslı’nın uykusunun ne kadar da derin olduğuydu! Yani kendisi öyle bir uyuya kaldı ki, dünya yansa haberi olmazdı herhalde. Telefonu defalarca çaldı, Volkan başında konuştu, kapı çaldı Burak geldi vs. ve Aslı bunlar olurken derin derin uyumaya devam etti. Hatırlarsanız geçen bölümün sonunda Aslı, Çağla’dan gelen fotoğraflarla yıkılmış ve ağlamaya başlamıştı. İnsan sormadan edemiyor, “yahu kızım geçen haftalarda Çağla kaç tane oyun oynadı, bu gelen resimlerin de böyle bir oyunun parçası olabileceği hiç mi aklına gelmiyor?” diye. Aslı, sürekli Burak’ın ona yalan söylediğine ya da ona ihanet ettiğine inanmayı seçiyor. Kendi ilişkisine karşı bir güvensizliği var, hatta Çağla ya da Volkan’dan çok Aslı sabote ediyor bu ilişkiyi. Halbuki her normal insan gibi bu fotoğrafları gördüğünde Burak’ı arayıp hesap sorsaydı, mevzu hiç bu kadar uzamayacaktı. Ama o ne yaptı, ağlamaktan yorgun düşerek Volkan’ın evinde uyuya kaldı. Aslı böyle derin derin uyurken Volkan da kendisini pis gözlerle izlerken aklımda iki şey geçti; birincisi “bu Volkan iyice niyeti bozdu”, ikincisi “Acaba Yeşilçam misali Aslı’ın kahvesine ilaç falan mı kattı bu adam?”.

Volkan ve Çağla’nın, Aslı ve Burak’ın ilişkisini bozmak için anlaştıklarını ayan beyan gördük. Çağla sarhoş değilmiş bir defa, kitaptaki en eski numaralardan birisiyle Burak’ı kandırmış. Zavallı Burak yalnızca Çağla’nın saçmalıklarıyla uğraşmak zorunda kalmadı, bir de Elçin’den azar işitti. Elçin’i de anlamak zor, Burak’a ne kızıyorsun, sarhoş olan senin kendi kızın! Çağla Burak’ı oyalarken, Volkan da iş üstündeydi, sözde Aslı’yı teselli ediyordu ama aslında tüm amacı geceyi Aslı’ya orada geçirttmekti. Sonunda başarılı oldu da. Volkan’ın davranışları ve yaptıkları için çok afedersiniz ama söyleyebileceğim tek şey var: adice. Buna bel altı vurmak denir dostum, aşkta bir insanın gönlü böyle kazanılmaz. Bu bölümde gerçekten Volkan’dan tiksindim, ne ara Aslı’ya bu kadar aşık oldu da bir kötü adama dönüşüverdi? (Sanki bu dönüşüm sizce de biraz hızlı mı gelişti?)

Burak, Gonca’dan Aslı’nın eve dönmediğini öğrenince, kalkıp Volkan’ların evine gitti elbette. Burak’ın burada tek bir hatası var, neden bunu yapmaya devam ediyor onu da anlamıyorum. Volkan’a artık açık şekilde “Aslı benim kız arkadaşım, ondan uzak duracaksın!” demesi gerekiyor. Bunu demedikçe, tüm aile biriyleri önünde haklıyken haksız duruma düşmeye devam edecek. Burak ve Volkan kapıda tartışırlarken Sinan eve gelince Burak gitmek zorunda kaldı. Aslı Burak’ın Çağla ile olduğunu düşündüğünden, Burak da Aslı’nın Volkan ile birlikte olduğunu düşündüğü için gözde çiftimizin arası bozuldu. Volkan ve Çağla’nın planı işe yaradı yani, aferin onlara. Bizimkiler de konuşmadan, dinlemeden birbirlerine tavır almaya devam etsinler. Aslı’nın Volkan’ın düpedüz tacize varan ilgisini de tuhaf bulmuyor oluşu ayrı bir yazının konusu zaten.