National Geographic’ten İlk Senaryolu Yapım: Deha

2831
Deha

Albert Einstein rolünde usta oyuncu Geoffrey Rush’ı izlediğimiz, yapımcılığını Oscar ödüllü Brian Grazer & Ron Howard’ın üstlendiği 10 bölümlük özel seri DEHA, tüm dünya ile aynı anda 23 Nisan Pazar 20.00’de National Geographic’te başlıyor! Geoffrey Rush’a Emily Watson, Johnny Flynn, Samantha Collet, T.R Knight, Seth Gabel ve Vincent Kartheiser eşlik ediyor.

Bilimsel keşifleri bugün bile herkesi aydınlatıp hayrete düşürmeye devam etse de, çok azımız 20. yüzyılın en ikonik isimlerinden Albert Einstein’ın fırtınalı özel hayatının hikayesini biliyoruz.

23 Nisan Pazar akşamı 20.00’de ilk bölümüyle National Geographic ekranlarında başlayacak seri, aynı zamanda kanalın ilk senaryolu yapımı olma özelliği taşıyor. Albert Einstein’ın olağanüstü ve kayda değer bilimsel keşiflerinin yanında tutkulu, fırtınalı ve karmaşık özel ilişkilerini de inceleyen yapım, Walter Isaacson’ın çok satan kitabından uyarlandı.

DEHA, Einstein’ın hayalperest, isykankar ve düşünür olan mütevazı kişiliğinden evrenin sırlarını açığa çıkaran dahi tarafına kadar uzanan hikayesini ekranlara getiriyor. Seri, Einstein’ın en yakın kişisel ilişkilerinde sergilediği kalpsiz davranışlardan, heyecanlı duygularına kadar inceliyoruz. Çocuklarından, iki eşine ve onları aldattığı hayatına giren pek çok kadına kadar Einstein’ın en özel ilişkileri ekranlara geliyor. Aynı zamanda iki dünya savaşı boyunca yaşanan güvensiz çağda geçen hikayede Einstein, bir baba, bir eş ve prensip sahibi bir insan olarak kendi hayatını riske atarak da olsa Avrupa’da yükselen Yahudi düşmanlığına, ajanların takibine ve atomik silah tehlikesine karşı durmaya çalışır.

Geoffrey Rush as Albert Einstein in National Geographic’s ‘Genius’.

(photo credit: National Geographic/Dusan Martincek)

“Benim özel yeteneklerim yok, sadece tutkuyla merak ediyorum”

Seri Johnny Flynn’in canlandırdığı Einstein’ın gençlik yıllarıyla başlıyor. Babasına karşı çıkan ve ezberci eğitime dayanamayıp Almanya’daki okulunu bırakıp İsviçre’ye taşınan Einstein’ın kadınlara olan sevgisi ve teorik fiziğe olan tutkusu ilk aşkı olan Marie Winteler’in kalbini kırdıktan sonra pekişir. Gizemli ve anlaşılmaz bir kadın olan eski öğrencisi Mileva Maric’in peşine düşen Einstein ve Maric’in fırtınalı aşkı onları diğer öğretmenlerle münakaşaya sokar ve beklenmeyen bir hamilelikle ikisinin de büyük hayalleri yarım kalır ve Einstein bir patent memuru olarak işe başlar.

Patlak veren dünya savaşları, aşırı politik hale gelmiş bilim çevreleri; Einstein’ın evliliğini, arkadaş ve meslektaşlarıyla ilişkisini, çocuklarının geleceğini derinden etkiler. Hiç bir zaman savaş karşıtı politik duruşunu kaybetmeyen Einstein, oğullarını görmek için İsviçre’ye gidemeyecek hale bile gelir.

İzafiyet teorisinin doğruluğu kanıtlandıktan sonra servetini giderek artıran Einstein, neredeyse bir gecede ünlü olmuştur ve ani bir kararla mülteci olarak Amerika’ya göç eder. Yaşlılık yıllarında bile kadınlarla ilişkileri durulmayan Einstein, kendini çok büyük bir mücadelede bulur: Hayatı boyunca sürdürmüş olduğu pasifizm yanlısı duruşu Hitler’in Avrupa’yı fethetmesini durdurmak üzere bir kenara koymak. Öldüğüne güne kadar umudunu ve ilhamını yitirmeyen Einstein şöyle söyler “Önemli olan hiç bir zaman sorgulamayı bırakmamak. Merak duygusunun var olmasının özel bir sebebi vardır”

Einstein’ın kariyerinin ilk yıllarında yaşayıp öğretmenlik yaptığı Prag’da çekilen seri, Marie & Pierre Curie, Carl Jung, Werner Heisenberg gibi 20. yüzyılın bilim süperstarlarını da konu alıyor.