2023 yılında Barbie, Oppenheimer, Killers of the Flower Moon ve Napolyon derken aslında bir film vardı ki sessiz ve derinden kendinden bahsettirmeyi başardı. Celine Young’ın az da olsa kendi hayatından esinlenerek yazdığı ve ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştirdiği Past Lives / Başka Bir Hayatta, farklı yollara savrulan iki çocukluk arkadaşının hikâyesini karşımıza çıkarıyor. Greta Lee, Teo Yoo ve John Magaro’yu başrollerde izlediğimiz film 8 Aralık Cuma günü sinemaseverlerle buluşuyor.
Past Lives / Başka Bir Hayatta: Konusu
Seul’de yaşayan 12 yaşlarındaki Na Young ve Hai Sung, birbirlerine sınıf arkadaşlığından da öte hisler beslemektedir. Fakat Na Young’un yönetmen babası ve ressam annesi göç etme planları yapmıştır. Bu karar Hai Sung’u büyük bir hüsrana uğratsa da Na Young kısa bir süre sonra ailesiyle birlikte soluğu Toronto’da alır. Artık burada ismi Nora Moon olmuştur. Aradan 12 yıl geçer. Nora, New York’ta oyun yazarlığı yaparken tesadüf eseri Hai Sung’un izini Facebook aracılığıyla bulur. Uzun bir zaman sonra iletişime geçen bu iki çocukluk arkadaşı neredeyse gece gündüz demeden sürekli görüntülü olarak konuşur. Yüz yüze görüşme planları yapmaya çalışsalar da yakın bir tarihte böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Hayatına ve işine odaklanmak isteyen Nora, yaptıkları bu konuşmalara ara vermek ister. Ve aradan bir 12 yıl daha geçer. Hai Sung, New York’a yapacağı seyahati sırasında Nora’yı kanlı canlı görebilecektir. Bu kadar yıl birbirlerinden uzak olan bu iki çocukluk arkadaşı (ve aşkı) bir arada geçirdikleri birkaç günde geçmişin değerlendirmesini yaparlar. Peki, bir zamanlar yaşanan o güzel ve saf duygular yeniden canlanabilecek midir?
Filmde Nora Moon rolünde The Morning Show’daki performansıyla da beğendiğim Greta Lee yer alıyor. Filmin bana göre en etkileyici karakteri Hai Sung rolünde ise Teo Yoo’yu izliyoruz. Arthur rolünde karşımıza çıkan isim ise John Magaro. Oyun yazarı olarak başladığı kariyerine Prime Video’nun serilerinden The Wheel of Time’ın yazar ekibinde yer almayı da ekleyen Celine Young, kendi hayatından izler taşıyan senaryosunda ilk yönetmenliği de gerçekleştiriyor. Filmin görüntü yönetmenliğini ise Shabier Kirchner üstlenmekte.
Başka Bir Hayatta, saf ve temiz duyguların hüküm sürdüğü fakat sekteye uğramış bir çocukluk aşkının yıllar sonra mümkün olup olamayacağını izleyenlere düşündürüyor. “Bir şeyi arkanda bırakırsan, başka şeyler de kazanırsın.” İki çocuğun anneleri eşliğinde gerçekleştirdikleri ilk buluşmada, Nora’nın annesinin söylediği bu söz kızının hayat akışını da özetliyor. Daha 12 yaşında bile Nobel ödülü kazanmak istediğini söyleyen Nora, ardına bakmadan hedeflerine göre ilerleme mücadelesinde. Ailesini Toronto’da bırakıp bu defa New York’a gelmiş ve oyun yazarlığı yapmakta. Diğer yanda, geride bırakılan Hai Sung ise anne-babasının yanında hayatına devam ediyor. Askerliğini yapıyor ve ardından okulunu bitirip iş hayatına atılmayı bekliyor. Ve hâlâ saf ve temiz duygular beslediği Nora’ya bir şekilde ulaşma çabasında. İki tarafta da aralarında yaşanamamış o aşk hikâyesinin soru işaretleri var ama özellikle Hai Sung’da bu daha ağır basıyor. Teo Yoo’nun o mükemmel oyunculuğu da izleyene gayet net bir şekilde bunu hissettirmeyi başarıyor. Nora’da ise geride bıraktığı kültüre özlem sanki daha fazla. Çünkü 12 yaşında göç ederek büyüdüğü toprakları geride bırakıyor. Hatta gideceği ülke için kendisine uygun biri isim seçmek zorunda. Bilmediği bir dili öğrenmeli ve oradaki kültüre uyum sağlamalı. Yetişkin Nora, bu zorlukları aşama aşama geçerek adımlarını daha sağlam yere basıyor. Ama anadiline, doğduğu yere, kendi kültürüne duyduğu hasret de hep içinde.
20 yılı aşkın bir süreye yayılan bu hikâye biraz da In-Yun kavramı üzerine şekillendirilmiş. Filmin içinde ayrıntılı olarak açıklaması yapılan In-Yun, insanların ilişkiler açısından yaşadıkları bir kader, bir bağ. Mesela iki yabancı sokakta yürürken yanlışlıkla üzerindekiler birbirine değerse, bu iki kişi arasında sekiz bin katmanlık bir In-Yun var olduğu Nora tarafından dile getiriliyor.
Başka Bir Hayatta, aslında görselliğiyle de hikâyeyi etkili hale getiren bir yapım. Görüntü yönetmeni Shabier Kirchner’ın 35 mm ile çektiği film, New York’u da bir nevi başrol yapmış. Hai Sung’un Nora’yı ziyarete gelmesiyle birlikte sadece bu iki çocukluk arkadaşı değil, izleyen herkes muhteşem bir New York manzarasıyla karşı karşıya kalıyor. Filmin tamamına yayılan o doğal atmosfer, hikâyenin melankolik havasını hissettirmekte önemli bir rol oynuyor.
Past Lives / Başka Bir Hayatta: Konusu
Başka Bir Hayatta, izleyenin kalbine dokunacak bir film. Ama hüzünlü bir şekilde. Sizleri de belki kendi geçmişinizde bir yolculuğa çıkaracak ve “keşke”lerinizi, “acaba”larınızı bir kez daha düşündürecek. IMDb puanı 8 olan filme benim puanım 7. Hafta sonu planlarınıza bu filmi dâhil ederseniz pişman olmazsınız. Şimdiden herkese iyi seyirler.