Bir Diziyi Dinlemek: Doctor Who 1-2. Sezon

7159
Doctor Who - Series 2

Doctor Who her ne kadar bilim kurgu ağırlıklı bir dizi olsa da duygu yüklü sahnelerde oldukça çok. Bölümün ya da o sahnenin vermiş olduğu duyguyu müzik yoluyla seyirciye hissettirmek de diziyi daha güzel ve izlenebilir hale getiriyor. Genelde senfoni orkestrasıyla beraber klasik müzik ağırlıklı şarkılar olmasına rağmen bazı şarkılar daha teknolojik yada daha modern de olabiliyor. İlk 2 sezonun soundtrack albümünden seçtiğim şarkılar da genellikle yavaş tempoda ama duyguyu çok iyi yansıtan eserler. Klasik müzik de seviyorsanız, benim gibi şarkıları mp3 playerınıza bile yükleyebilirsiniz.

Açılış Müziği:

Yazıya açılış müziğiyle başlamasam olmazdı. Eğer sıkı bir izleyiciyseniz sizin de ritme eşlik edeceğinize eminim. Doo-wee-ooh!!!

Westminster Bridge:

Dizide dinlediğimiz ilk parça. Hareketli bir başlangıç için iyi bir seçim. Doctor ve Rose’a Autonlardan kaçarken sizde eşlik edebilirsiniz.

The Doctor’s Theme:

Favorilerimden birisi. Dinlerken Doctor’un neler yaşadığını hissedebilirsiniz. Her dinlediğimde tüylerim diken diken olur.

Cassandra’s Waltz:

Uzaylı etkileri oldukça yüksek bir parça. Dinlerken kendinizi gelecekte hissediyorsunuz.

Father’s Day:

Favorilerimden birisi daha. Bölümdeki hüznü çok iyi yansıtan bir parça.

Boom Town Suite:

Eğlenceli ve hareketli başlayan parça bir anda yavaşlayıp hüzünlendiriyor.

Hologram:

Ağlamaktan belki dikkat edememiş olabilirsiniz. Rose’un Bad Wolf konuşması sırasında arka plandaki parça.

Rose’s Theme:

Bir diğer favori parçam. Dinlerken Rose’un bütün duygusal sahneleri aklınıza geliyor. Piyano ve keman parçaya çok yakışıyor.

Song For Ten:

Dizinin içinde çalmamasına rağmen sountrackte yer alan Neil Hannon’un seslendirdiği parça. Adından da anlaşılacağı gibi 10.Doctor’a yazılmış bir parça. The Christmas Invasion bölümünün genişletilmiş versiyonunda kullanıldı.

The Face of Boe:

Hüzünlü bir parça daha.

Madame De Pompadour:

Kaliteli bir bölümden kaliteli bir parça. Yine piyano ve keman ağırlıklı ve duygu yüklü.

The Lone Dalek:

Parçayı dinlediğinizde Dalek bölümü çok iyi yansıttığını anlayacaksınız. 3:07’de başlayan kısım can alıcı noktalardan birisi. Ek olarak bu parça The Satan Pit ve Doomsday bölümlerinde de kullanıldı.

Monster Bossa:

Salon dans müziklerini andırıyor. Bu kadar hüzünlü parçalar arasında dinlenebilir.

The Daleks:

Arada sırada gelen arka plandaki Dalek sesleri, sonrasında koronun da eklenmesiyle parça Dalekleri çok iyi ifade ediyor.

The Cybermen:

The Daleks’e göre daha hareketli, bazı gerilim film müziklerini andırıyor.

Doomsday:

Geldik en üzücü, en etkileyici parçaya. Vokaldeki Melanie Pappenheim’ın tek bir söz söylemeden bıraktığı duygu, bas gitarın introsu ve şarkı boyu aynı riffi çalmasına rağmen hissettirdikleri, piyanodaki sadelik, 3:11deki çellonun girişi diye uzar gider. Doomsday’in tarihin en iyi veda sahnelerinden biri olmasının en büyük sebeplerinden birisi bu parçadır.

The Impossible Planet:

Duygu ve gizem yüklü bölüm ile aynı adı taşıyan parça. Dinlerken bölümdeki kilit sahneleri tek tek hatırlıyorsunuz. Viyola girişi etkileyici. Parçanın sonlarına doğru duygu yönü iyice artıyor.

Love Don’t Roam:

Yine Neil Hannon’un seslendirdiği şarkı. Melodisi ve sözleri çok hoş.

Doctor Who Kapanış Müziği:

Bölüm bitene kadar beklediyseniz giriş müziğine ek olarak birkaç farklı bölüm olduğunu farketmiş olmalısınız.