Challengers: Dostluk Rekabet Tanır Mı?

Yönetmen ve yapımcı Luca Guadagnino, dostluğu, aşkı, hırsı ve rekabeti tenis dünyasının içinde bir araya getiren yeni filmi Challengers / Rekabet ile karşımızda. Son dönemin en popüler yıldızlarından Zendaya’nın yanı sıra Mike Faist ve Josh O’Connor’ı oyuncu kadrosunda barındıran film 26 Nisan itibariyle ülkemizde de vizyonda.

Hikâyenin ana karakterlerinden Tashi Duncan, bir zamanların geleceği parlak bir tenis oyuncusudur. Fakat geçirdiği talihsiz sakatlıktan ötürü kariyerini tenis koçluğuna yönlendirmiştir. Gençlik turnuvaları zamanında iki çocukluk arkadaşı olan tenis oyuncuları Art Donaldson ve Patrick Zweig’la tanışmış, olayların akışında Art’la evlenerek hem eşi hem de tenis koçu olmuştur. Art, Tashi kadar iyi bir tenisçi değildir belki ama onun yardımıyla profesyonellerin arasına girmeyi başarmıştır. Kariyerinin pek de parlak gitmediği bir dönemde Tashi ona biraz özgüven kazandırmak ve yeniden oyuna döndürmek için Challengers adındaki bir turnuvaya yazdırır. Fakat Art’ın turnuvadaki rakibi, çocukluk arkadaşı ve bir zamanlar Tashi’nin sevgilisi Patrick’tir. Bu üçlü geçmişleri ve gelecekleri arasında gidip gelirken, rekabet hırsı mı galip gelecektir yoksa dostluk mu?

Filmde hırslı tenis koçu Tashi Duncan rolünü Zendaya üstleniyor. Kendisi ayrıca filmin yapımcıları arasında. Art rolünde Mike Faist yer alırken, Patrick rolünde ise çoğumuzun The Crown’dan hatırlayacağı Josh O’Connor’ı izliyoruz. Luca Guadagnino’nun yönetmen koltuğunda yer aldığı filmin senaryosu ise Justin Kuritzkes’e ait.

Challengers / Rekabet, geri dönüşlerle Tashi, Art ve Patrick arasındaki aşk üçgenini izleyenlere anlatıyor. Filmin başından sonuna kadar süren bir tenis maçı var ve üçünün arasındaki ilişki de maçın seyrine göre karşımıza çıkıyor. Hikâyede ilk olarak 2019 yılındayız ve Tashi eşi Art’ı hırslandırmak adına bir arayışlar peşinde. Öte yandan Art, ununu eleyip eleğini asmış misali tenisi pek umursamıyormuş gibi bir haleti ruhiye içinde. Patrick’in hırsı hâlâ devam ediyor ama onun da meteliksiz hayatı buram buram yüzümüze vurmakta. 13 yıl geriye döndüğümüzde ise bu üçlünün nasıl bir araya geldiklerini görüyoruz. Amerika Açık’ın gençler kategorisinde Art ve Patrick oldukça başarılı ama tabii Tashi Duncan tüm turnuvadaki herkesin gözdesi. Yetenekli, hırslı ve bir o kadar da güzel. Art ve Patrick hayran kaldıkları Tashi’yle tanışarak birbirlerine hem bağlanıp hem de kopacakları bir yolculuğa da adım atıyorlar. Yine geri dönüşlerle Tashi ve Patrick’in sevgililik zamanlarını, ayrılışlarını ve daha sonra Art ve Tashi’nin birlikte olmalarına giden süreci görüyoruz. Bu süre bazen turnuvadan bir gün önce oluyor bazen de sekiz yıl önce. Peki hikâyenin içinde bu kadar çok gidip gelmek kafa karıştırıyor mu? Hayır, çünkü o geçişler de hikâyenin soru işaretlerini tamamlayacak şekilde izleyenin karşısına çıkıyor. Filmin hiç şüphesiz en merak edilen sahnesi olan Tashi-Art-Patrick üçlüsünün otel odasındaki öpüşmeleri etkileyici ve bir o kadar da komikti. Bir sporcunun başına gelebilecek en kötü şey, kariyerinin bitmesine neden olacak bir sakatlanmadır. İşte Tashi’nin yaşadığı sakatlanma da filmin iç acıtan sahnelerinden biri. Ve Art’ın tenis kariyerine son vermeye dair Tashi’yle yaptığı konuşma da filmin akılda kalan anları arasında.

Filmde oyuncuların performanslarına da değinecek olursak… Zendaya, çok beğendiğim ama oyunculuğunu bir türlü benimseyemediğim yıldızlardan biri. Son olarak Dune 2’de izlediğimde ağzını burnunu büzerek aynı mimiklerle rol yapması beni çileden çıkarmıştı. Filmin başında da acaba yine aynı durumla mı karşılaşacağım sinyalleri alırken beni şaşırttığını söyleyebilirim. Hayatında sadece tenise yer olan ve bunu da mümkün olduğunca belirten Tashi rolünü iyi bir performansla sergiliyor. Art ve Patrick’e hayat veren Mike Faist ve Josh O’Connor’ın oyunculukları ise neredeyse kusursuz. İkili arasında o kadar güzel bir uyum var ki bu da izleyene aynı güzellikte yansıyor. Filmin çekimleri ve kurgusu da gayet başarılı. Özellikle tenis kortundaki sahneler oldukça dinamik. Art ve Patrick arasındaki karşılaşmanın sonlarına doğru bazen oyuncunun bakış açısından bazen de topun seyrinden heyecanı ve gerilimi hissedebiliyorsunuz. Ve tabii filmin orijinal müzikleri. Trent Reznor ve Atticus Ross’un elinden çıkan elektronik tarzdaki müzikler çok güzel. Hatta ilk duyduğum anda The Chemical Brothers’la çalışmış olabilirler mi diye düşünürken, mixlerin Boyz Noise tarafından yapıldığını öğrendim. Normalde gece kulübü ve dans sahnelerinde duyabileceğimiz bu tarzı tenis kortlarına taşımak cesur bir girişim olmuş.

Challengers / Rekabet şimdilik 7.8 gibi bir IMDb puanına sahip. 2024’ün muhtemelen en çok konuşulacak filmlerinden biri olan bu yapımı siz de gözden kaçırmayın. İyi seyirler.