Efenim dönem dönem bazı dizilere fena halde kafayı taktığımı artık anlamışsınızdır sanıyorum. Kafayı taktığım son dizi, bu sefer bir yerli dizi; “Çilek Kokusu“. Cumartesi sabahları tam kahvaltı zamanımıza geliyordu tekrarları, eşimin izlemesiyle başladı her şey. Sonra oturup baştan sona bütün bölümleri bir hafta sonunda izleyince, çok sevdim ben de diziyi. Genel olarak sabun köpüğü kıvamında bir romantik-komedi olarak özetleyebileceğimiz Çilek Kokusu konusunda çok ağır eleştirilerde bulunmayacağım (en azından çalışacağım) zira yerli dizi sektörünün durumu ortada ve kendi içerisinde değerlendirmek gerekiyor bazı şeyleri. Sanıyorum Süper Baba’dan bu yana ilk defa bir yerli dizinin tüm bölümlerini izlemiş durumdayım, hatta dün akşam yine yıllardır ilk defa bir bölümü tamamen TV’den izledim; reklam aralarında bile kanal değiştirmeksizin 🙂 Giriş çok uzun oldu, galiba Çilek Kokusu için bir tanıtım yazısı yazsam fena olmayacak.
Duygusal açıdan oldukça inişli-çıkışlı bir bölümü geride bıraktık. Dizinin önceki bölümlerine göre komedi açısından biraz zayıftı bu bölüm, romantizme daha fazla ağırlık verilmişti. Aslı (Demet Özdemir) ve Burak (Yusuf Çim) arasındaki dinamiği çok seviyorum ve bence birbirlerine laf sokarken ve bitmek bilmez laf dalaşına girdiklerinde çok eğlenceli bir çift oluyorlar. Umarım bundan sonraki bölümlerde romantizm/komedi seviyesi daha iyi ayarlanır.
Bu bölüm Burak ve Aslı’nın öpüşmesi ile açıldı ama bu romantik an Aslı’nın annesinin eve gelmesiyle çabuk son buldun. Neyse ki taze çiftimiz ertesi sabahı baş başa bir kahvaltı yaparak geçirdiler. Aslı’nın Burak’a karşı olan hisleri konusunda gel gitleri devam ediyor, hatta bir ara “bu diyalog aralarında geçen hafta da yaşanmamış mıydı?” hissine kapıldım. (Ailesi de Burak’ın işe gidiyor olmasına hala inanamıyor olacak ki onlar da son 3 bölümdür aynı şeyleri söylüyorlar 🙂 )
Burak, ilişkileri ile ilgili boyundan büyük laflar söylüyor gibi geliyor bana. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük değişiklik gerçekten çok şaşırtıcı. Burak gerçekten bu kadar değişti mi, yoksa aşktan gözü kör oldu da arkasında duramayacağı sözler mi veriyor? Aslı’yı kaybetmekten korktuğu için yapamayacağı şeyleri yapabileceğini mi iddia ediyor? Aslı her ne kadar bu sözlere güvenmek istemese de, kontrolünü kaybetmemeye çalışsa da içten içe inanmak istiyor Burak’a. Ayrıca Burak gibi bir adama karşı koymak da gerçekten çok güç: kendisi tam bir flörtöz. Flört konusunda bir uzman olan Burak, daha önce hiç ilişkisi olmamış Aslı’nın resmen aklını başından alıyor. Aslı şu anda kendisi Burak’ın akışına kaptırmış durumda ve korkarım kontrolü de büyük ölçüde yitirdi.
Taze çiftimiz o kadar heyecanlılar ki hata üstüne hata yapıyorlar. Gizli tutmaya çalıştıkları (ama aslında o kadar da çalışmadıkları) ilişkilerini birilerinin anlaması an meselesi. Burak bu konuda çok dikkatsiz davranıyor, sürekli olarak Aslı’yı tenhada sıkıştırma durumu var. Evde ayrı sıkıştırıyor, işte ayrı sıkıştırıyor. Aslı’nın bu durum bir taraftan çok hoşuna giderken diğer taraftan bir o kadar rahatsız oluyor. Bu konuya geri döneceğim.
Aslı ve Burak arasındaki romantik anlar kahvaltının ardından iş yerinde de devam etti. (Düpedüz patron-sekreter fantazisi yaşanıyor bu arada 😀 ) Tabi gıcık Çağla’nın müstakbel kayın validesini ayartıp kulübe gelmesiyle her şey alt üst oldu. Lafta çok güzel, çok akıllı, çok kendine güvenen, çok hırslı çok, çok, çok, çok…. bir genç kız olarak lanse edilen Çağla’nın bu derece gurursuz davranışlar sergilemesi resmen sinirlerimi bozuyor. Burak istemediğini söylese de Çağla (Gözde Kaya) kendi annesini ayrı, Burak’ın ailesini ayrı, Volkan’ı ayrı manipüle etme derdinde. Ne olacak ki güzelim, bu adam başka bir kadınla olduğunu da söylese yine de evlenecek misin sen onunla? Ya da Burak’ın da sorduğu üzere “Benimle zorla mı birlikte olacaksın Çağla?”. Dizinin başından beri anlayamadığım bir şekilde kızını Mazharoğlu Holding veliahtı Burak’a yamamak istermişçesine tavsiyeler veren Elçin bile insafa geldi, bu kadarı fazla bitir bu işi kızım dedi, Çağla hala ağlama numarasıyla kayınvalideyi kafalıyor. Sorsan yaptıklarını da gururdan yapıyordur hani, tüm Türkiye’ye rezil olacak ya… Ayrıca oğullarını evlendirmeye bu kadar meraklı bir anne baba da ömrü hayatımda görmedim ben. Ne var yahu bu Çağla’da bu kadar abartılacak, Burak’a kız mı kalmadı 🙂 Ne gelin seven kaynana imiş bu Selda Hanım, inanılacak gibi değil.
Çağla’nın Aslı’ya saldırdığı sırada resmen gözlerim doldu. Aslı’yı bu durumdan kurtaranın Burak değil de Volkan (Mert Ekin Daymaz) olması ise ayrı üzücü. (Kimse kusura bakmasın ama ikinci erkek baş rol için nasıl ve neden seçildiğini anlayamadığım kalas) Volkan da Burak’ın dediği üzere fırsattan istifade etti. Aslı ile yeniden birlikteyiz diyerek, Aslı’ya bu kadar zarar vermiş bir yalanı hortlatmanın senden başka kime faydası var Volkan Efendi?
Burak’ın boyundan büyük laflar ettiğini şu sebeple söylüyorum, çünkü kendisi Çağla ve annesini karşısına alıp “Ben artık Çağla’yı sevmiyorum, onunla birlikte olmak istemiyorum” demedi, diyemedi. Aksine sessiz kaldı. İşte Burak bu cesareti gösteremedikçe, Aslı daha çoooook üzülecek. Bu olayların sonucunda Aslı hem Burak’ı ayartıp Çağla ile ayrılmasına sebep olan hem de Burak ve Volkan’ı arasını bozan kadın olacak maalesef. Buradan geçelim işin Volkan – Aslı kısmına.
Volkan’ın oldukça pasif-agresif bir karakter olduğunu, Burak’ın karakteri altında ailesinin de etkisiyle çok ezildiğini düşünüyorum. Çok “efendi” bir adam imajı çizmeye çalışsa da içinden hiç hoşumuza gitmeyecek bir adam çıkacağına ve hatta Aslı’yı elde etmek adına kendinden beklenmeyecek işler yapacağına inanıyorum.