Allahtan Burak ve Aslı arasındaki gerilimler hızlı şekilde tatlıya bağlanıyor. Ve o tatlıya bağlanma hallerinde de inanılmaz sevimliler. Burak, Aslı’yı Volkan’a dair kaçıncı defadır uyarıyor. Sanırım Volkan’ın Aslı’ya karşı hislerinin derinleştiğinin farkında. Aslı peki neden bu kadar dik başlı davranıyor bu konuda? Peki Burak, Aslı’nın bir zamanlar Volkan’a aşık olduğunu öğrenecek olursa neler yaşanır? Aslı’nın gerçekten de Volkan ile arasına mesafe koyması gerekiyor.
Aslı ve Burak birlikteyken ve aşklarını birbirlerine gösterirlerken gerçekten şahaneler. Burada yine senaristlere bir tavsiyem var (izleyici olarak). Romantizm ve dram tamam, ama komedi kısmı hala çok eksik! Biz Aslı ile Burak birbirlerine laf sokarlarken çok sevmiştik onları, ne olur bu kimyası çok tutmuş iki oyuncu arasına biraz da komedi sahneleri koyun! Ayrıca tanıtım fotoğraflarında Burak ve Aslı’yı aynı yatakta gördüğümüzde çok sevinmiştik, bunun sadece bir hayal olmasına da pek içerledik, alacağınız olsun. Yine de izleyicilerin (özellikle birlikte uyumanın çok romantik olduğuna hala inanan 13-17 yaş gençliğinin) tepkileri iyiydi bu sahneye karşı. Burak’ın “Seni Seviyorum”una Aslı’nın yanıt vermediği de gözümüzden kaçmadı.
Ve sıra geldi bölümün en olaylı kısmına. Volkan’ın Çağla’nın barbekü partisine girerken Aslı’ya “Ele ele mi girsek?” teklifi düpedüz fırsatçılıktı, yakışmadı. Aslı’nın o kadar insnaı davet ettiğini gördüklerinde cidden hiç mi şüphelenmediler anlamıyorum. Burak da partiye katılınca, Çağla başladı planını uygulamaya koymaya. Çağla üstü kapalı şekilde Aslı’ya hakaret etmeye başlayınca ne Burak, ne de Volkan seslerini çıkaramadılar maalesef. Neden kimse Çağla’ya “Kapa çeneni!” demedi, bunu da anlamak güç. Velhasılı Çağla bir güzel Aslı’yı rezil etti, yetmedi, tenhaya çekti bir de orada ezdi, ezdi ezdi…
Şimdi burada ayrı bir paragraf açmak istiyorum. İlk bölümlerde biz Aslı’yı dobra, güçlü bir kız olarak tanımıştık. Alttan almıyordu, ağzına geleni söylemekten sakınmıyordu. Hatta hatırlarsanız Bodrum’da Gonca yanlışlıkla Çağla’nın çantasına soda dökmüştü de, Aslı neredeyse çemkirmeye başlayacakken Burak engel olmuştu. Peki ne oldu o Aslı’ya? Çağla 2 bölümdür etmediği hakareti bırakmıyor, Aslı Burak’ın kendini sevdiğini bilmesine rağmen Çağla’ya neden ses çıkartmıyor? Çağla itip kakıyor resmen Aslı’yı ama Aslı ağlamaktan başka tepki vermiyor. Neden? Bir insan cidden bu kadar sessiz, ezik olabilir mi? Yoksa senaristler Aslı için büyük bir patlama planlıyorlar da bunlar fırtına öncesi sessizlik mi?
Bu talihsiz olay, Burak’ın Çağla’yı herkesin önünde terk etmesine vesile oldu ki bu çok güzel. (Bu arada Çağla “knock out” olduğunda, twitterda Türkiye’de trend topic oldu onu da söyleyeyim. Artık insanların nasıl içinin yağları eridiyse, herkes “Oh olsun Çağla’ya” tweetleri attı üst üste.) Çağla’nın bu durumu nasıl kaldırabileceğini cidden merak ediyorum ama Burak’ı çok zorladı, bunun olabileceğini tahmin etmeliydi.
Bölümün bir diğer beklenen vukuatı, Mazharoğlu kuzenlerinin kavgasıydı. Burak ve Volkan yumruklaştılar ve Aslı Burak’a kızıp Volkan ile gitti. Yine söylemeden edemeyeceğim, Aslı’nın Çağla’nın yalanlarına kanıp, Burak’ı ezip Volkan ile gitmesi gerçekten büyük saflık. Volkan’ın elini tutmadı Aslı bu konuda aferin, ama eğer Volkan’ın da arabasına binmeyip ikisini de geride bırakıp tek başına çekip gitseydi işte o zaman ayakta alkışlardım. Ama Volkan ile gitmek, Burak özellikle Volkan ile arasına mesafe koymasını istemişken bunu resmen nispet yapar gibi gerçekleştirmesi olmadı, Aslı gibi bir kıza yakışmadı.
Bölümün en etkileyici kısmı Burak ve Aslı arasındaki son konuşmaydı. Bu konuşmada kesinlikle Burak’a hak veriyorum. Aslı soğuk kanlı ve sağ duyulu davranmayı beceremedi, Burak’ın açık sözlülüğüne ve açık kalbine karşılık veremedi. Burak’ın hayal kırıklığı ve konuşacak bir şeyimiz kalmadı dediği andaki Aslı’nın yüzündeki ifade bizi de ağlattı vallahi. Ancak henüz bölüm bitmeden giren reklam arasında görüyoruz ki, Aslı ve Burak’ın bu ayrılığı uzun sürmeyecek, Aslı hatasının farkına varacak.
Bölüme dair kısa notlar:
- Selda Hanım’ın Aslı’ya karşı bu antipatik tavırlarının sebebi ne? Çilekli pasta konusunda da, kahvaltı servis sırasında da verdiği tepkiler sizce de çok abartı değil mi? Hele ki Emel Hanım’a çıkışması, kalplerimizi fazlasıyla kırdı.
- Volkan’ın sürekli Burak karşısında ezilmesi gibi, Sinan da ağabeyi Nihat karşısında eziliyor anladığımız kadarıyla.
- Çağla’nın barbekü partisindeki saçı ve makyajı, özellikle nefret edelim diye mi yapılmış acaba? Ben pek anlamam bu işlerden ama o inek yalamış saçlar hiç de estetik değildi sanki.
- Erdem at yarışından kazandığı parayla zenginlik mertebesine ulaşamadı belki ama en azından bir süre daha İstanbul’da kalabilir.
- Burak ailesine Çağla’dan ayrıldığını neden söyleyemiyor? Bu konuda beni ikna edemiyorlar açıkçası pek, geçerli sağlam bir sebep göremiyorum bir türlü.
- Hem Eda’nın, hem de Çağla’nın yakın arkadaşı rolündeki karakterler -ki isimlerini bile hatırlamıyorum- ne diye bu kadar ezikler? Sadece arkadaşlarının pis işlerini yapmak için varlar sanki.
- Başak karakteri kadraja girdiğinde, yemin ediyorum botokslu yüzü sebebiyle hipnotize oluyorum, başka şeye konsantre olamıyorum.
- Çağla’nın sürekli tekrarladığı “Biz birbirimize aitiz” geyiği de ne oluyor? Cinsel ilişkiye girdiklerini mi ima ediyor? Yapmayın artık, bunu kafaya takan insanlar kaldı mı cidden “sosyete”de?
Çilek Kokusu 12.Bölüm’ün En İyi Sahnesi
Burak çok çabaladı ama başaramadı, Aslı ikna olmadı. Aslı Burak’a değil, Çağla’ya inanmayı tercih etti. Burak’ın “Biz seninle oluruz Aslı, olurduk. Ama sen daha ilk engelde hangi tarafta olduğunu gösterdin.” şeklinde başlayan konuşmasının ardın giren şarkı sizce de çok etkileyici değil mi?
Merak edenlere, en sonda çalan parçanın adı “Kimsenin Suçu Yok” ve Buray tarafından seslendiriliyor.