(Arada şunu söylemeden de edemeyeceğim, Volkan’ın da Eda’nın da çok ciddi psikolojik sorunları var bence. Bu, genetik de olabilir; annesiz büyümüş olmanın etkisi de olabilir.)
Volkan – Çağla iş birliğinde son noktada “Aslı bu yarışmayı kazanamayacak” kararı çıktı ki, Volkan’ın bu konudaki “Aslı’ya o parayı ben vereyim ki, bana minnet borcu olsun” motivasyonu tüm hikayede gördüğüm en acınası ve en adice düşünce idi. Evet Volkan’cım, hepimiz senden nefret ediyoruz artık, aferin. Çağla’da diğer taraftan Aslı’nın başvurusunu kendi üstüne almakta da sakınca görmedi ki yine fragmanlardan anladığımız kadarıyla Aslı’nın tasarımı kazanacak ama tabi tüm takdiri (ve parayı) kazanan Çağla olacak.
Ertesi gün, bir süredir çalışmaları devam eden büyük turnuva günüydü. Turnuva sahnelerinin azlığı beni oldukça şaşırttı. Aslında bu etkinlik ile ilgili söylenebilecek çok da fazla şey yok. Şöyle özetleyelim, Başak yine Eda’yı manipüle ederek turnuva etkinliğine geldi ve Nihat’ı kızdırmayı başardı, Volkan varını yoğunu ortaya koyarak Burak’a karşı bel altı vurmaya devam etti, babalar ve oğulları kapışmasında Sinan – Volkan ikilisi, Nihat – Burak ikilisini mağlup etti, Çağla magazin habercilerine yalan söyleyerek “Burak ile yaz sonu evleniyoruz”dedi, son olarak da Volkan ile Burak’ın kavga ettiğini gören Nihat kalp spazmı geçirerek hastaneye kaldırıldı. Ha bu arada Eda, Eda gibi davranmaya devam ederek bitmek bilmeyen kaprislerine devam ediyor, artık bunu yazmaya gerek bile duymuyorum. Nihat’ın ciddi bir durumu yokmuş, kendine dikkat etmeliymiş, stresten uzak durmalıymış bla bla bla. Her dizide en az bir kalp krizi görsek olmaz ama değil mi?
Diğer taraftan Çağla’nın gönderdiği fotoğraflara şöyle bir bakan Gonca, Burak’ın bu fotoğraflarda ne kadar isteksiz olduğunu görerek mevzuyu hemen anladı tabi. Aslı ise inat etmeye devam edip, gerçeği kabullenmek istemedi bir türlü. Ama tabi aldıkları kötü haber ile Aslı’nın da kalbi yumuşadı.
Dizinin en güzel kısmının sona saklanmış olduğunu söylememiz gerek. Burak ve Aslı birbirlerini bu kadar severlerken karşılıklı inatlaşma ile yaptıkları kaprisler sizce de çok eğlenceli değil miydi? İşte biz Çilek Kokusu’nda buna benzer sahneler izlemek istiyoruz. Aslı’nın Gonca ile olan konuşmaları, çok sinirli olmasına rağmen merakına yenik düşüp Burak’a mesaj atması, Gonca’nın olanlara verdiği tepkiler vs. vs. Evet gerçekten de biz tam olarak böyle şeyler izlemek istiyoruz, bol bol Burak ve Aslı sahnesi, bol bol romantizm bol bol komedi. Gelecek bölümlerde buna devam edilirse ne ala, ancak devam edilmezse Çilek Kokusu’nun başlayan kış dizileriyle birlikte reyting konusunda işi oldukça zor maalesef.
Burak, Gonca ve Erdem’den gerçekleri öğrendi sonunda. Ve yine onların yardımlarıyla Aslı’ya güzel bir piknik hazırladı. Aslı’nın en sonunda patlayıp, sesini yükseltmesi bence iyi oldu. En azından onun aklındakileri de biraz duymuş olduk. Burak ise sanki bir hayal aleminde yaşamaya devam ediyor. Ailesine Aslı’yı anlatacakmış. Nasıl olacak o işi, benim aklım almıyor. Aslı’yı bir taraftan da eve dönmeye ikna etmeye çalışıyor. Sanıyorum babasını kalpten öldürüp tüm problemi ortadan kaldırmak gibi bir niyeti var 🙂 15. bölüm sürpriz sonla bitmedi, Burak’ın Aslı’ya sorduğu “Benimle bu yolda yürür müsün?” sorusuyla bitti bu sefer. bakalım Aslı’nın cevabı ne olacak?
Bölüme dair kısa notlar:
- Dizinin en büyük merak unsuru şu anda Başak’ın iş birliği yaptığı kişi. Bakalım bunun altından ne çıkacak?
- Erdem’in kiraladığı dükkanın sahibinin kızı (adını maalesef unuttum) korkarım Erdem ve Gonca’nın ilişkisine gölge düşürecek. Rekabet iyidir 🙂
- Başak’ın konuşması, Elçin’e de bir rekabet ortamı sundu ki iyi de oldu bence. Yine diyorum, ilişkide rekabet iyidir, en azından biz karşıdan izleyeceksek 🙂
- Çağla gerçekten kötü bir karakter. Nihat’ın geçirdiği kalp krizini hem Aslı ve Burak ilişkisini sabote etmek için, hem de annesini Mazharoğlu Holding’e ortak etmek içi kullanacak gibi. Pes!
- Dizimizin yayın tarihi değişmedi, yeni bölüm 7 Ekim Çarşamba akşamı yayınlanacak.
Çilek Kokusu 15. bölümün En İyi Sahnesi
– Aslı: “Yanımda olduğunu söyleme sakın!”
-Gonca “Tamam”
-Burak “Gonca , Aslı yanındaysa verebilir misin?”
-Gonca “Hıhı, tabi”
Ben burada gerçekten çok güldüm 🙂