DC Comics ve The CW kanalının iş birliğiyle ekranlarımıza gelen bir diğer bir çizgi roman uyarlaması da Constantine. İlk olarak 1985 yılında Alan Moore (Watchmen, V for Vendetta…) tarafından ortaya çıkmış 1988 yılında ise DC Comics’in bir alt şirketi olan Vertigo Comics tarafından ”Hellblazer” adı altında kendi serisine kavuşmuştur. Daha sonra The New 52 tufanında Vertigo Comics adı altından çıkıp DC Comics adı altında ”Constantine” adıyla kendi serisine kavuşmuştur. (Kapak altta)
Özellikle belirtelim; Constantine her sene normal insan gibi yaşlanan tek çizgi roman karakteridir. (45-50 yıldır aynı Iron-Man ya da Spider-Man’i okuduğumuzu düşünürsek ne kadar orijinal bir karakter olduğunu fark edersiniz.)
Constantine’in film uyarlamasını izleyip beğenmediyseniz ve bu sebeple diziye ön yargı ile yaklaşıyorsanız, kesinlikle ön yargılarınızı silip atın derim. Çünkü bu film çizgi romanla uzaktan yakından alakası bulunmayan ve karakterin hakkını veremeyen bir yapım her ne kadar Keanu Reeves başrolde olsa da bu sizi kesinlikle yanıltmasın. Ayrıca bir çok internet sitesinde bu diziyi ”Supernatural” ile karşılaştırma gibi bir hataya düşülmüş ona da bir açıklık getirmek gerekirse bu dizi kesinlikle ”Supernatural” serisinin bir çakması değildir. Tamamen kendi serisine sahip olan bir çizgi roman uyarlamasıdır ve kesinlikle ”Supernatural” izleyip sonra bu diziyi beğenmedim ”Supernatural” daha orjinal gibi karşılaştırmalara gidilmemelidir. Çünkü; ne kadar konu olarak benzerlik gösterselerde bu dizi bir anti-kahraman dizisidir, çizgi roman uyarlamasıdır ve şahsımca çok daha orijinaldir.
Dizinin ana konusuna gelecek olursak, kahramanımız John Constantine bir şeytan çıkarma ayininde başarısız olur ve bunun sonucunda Astana adındaki küçük kızı kurtaramaz. Sonrasında bir akıl hastesine yatar bir süreliğine ara verip dinlemek için tabir-i caizse burada inzivaya çekilir. Ardından eski bir arkadaşının kızının yardıma ihtiyacı olduğunu fark edince tekrardan maceralar başlar. Kısaca özetlemek gerekirse bu hikayede Constantine‘in iblislerle ve şeytanlarla olan metafiziksel mücadelesini izliyoruz.
Diğer yazılarımda bahsettiğim üzere Constantine de Arrow ve Flash ile aynı evren kurgusu üzerinde yer almaktadır. Yani muhtemel bir Constantine-Arrow-Flash crossover’ı görebiliriz ama henüz olacağını ihtimal vermiyorum, daha zamanı var gibi duruyor.
Constantine gerçekten beni heyecanlandıran ama bazı yayın engelleri yüzündende hayal kırıklığına da uğratan bir uyarlama oldu benim için. Öncelikle dizinin iyi yanlarına gelecek olursak başrol kesinlikle ve kesinlikle mükemmel bir seçim olmuş. Evet daha iyi seçimler olabilir miydi ? Belki, ama Matt Ryan (Video oyunlarıyla arası iyi olanlar bilir, kendisini Assasin’s Creed IV:Black Flag oyunundanda motion capture ve seslendirmesiyle tanırız) kesinlikle yerinde ve karakterin hakkını veren bir seçim, bazı istisnalar dışında.Dizinin diğer hoşuma giden yanı ise her ne kadar kaliteli efektler kullanılmıyor olsa da (sonuç itibariyle bütçesi oldukça kısıtlı bir dizi) ateşi manipüle etme gücünü göstermeleri gayet hoş olmuş.
Daha önce haberini verdiğimiz üzere dizinin ilk bölümünde kadın başrol oyuncusu Liv (Lucy Griffiths) karakteri olsa da ikinci bölümden itibaren Zed Martin’i (Angélica Celaya) yani çizgi romandaki Constantine’in sevigilisini görüyoruz ki bu da hoş bir değişiklik olmuş.
Karakterini biraz daha yakından ineceleyecek olursak; Constantine çok zeki ve bir o kadar da güvenilmez birisidir. İblisleri dövüşerek değil de daha çok onları dolandırarak alt eder, kolay kolay arkadaş edinemez ve hali hazırda da yakın arkadaşı diyebileceğimiz kimse yoktur. Bunun nedeni tamamen pragmatik ve “durum ne gerektiyorsa onu yaparım gerisi sorun değil” zihniyetinden kaynaklanmakta. Arkadaşlarını çok kolay bir biçimde satar, dövüşmez demiştim ama durum dövüşmeyi gerektirdiyse de hile yapar, kirli dövüşür. İşte bu yüzden Constantine bir anti-kahraman’dır; süper-kahraman değildir. Fazlasıyla küstah, kibirli ve umursamaz bir yapısı vardır. Sınuç itibariyle bu karakterin bu dizi uyarlamasında gayet iyi oluşturulduğunu ve ilerleyen bölümlerde seyircinin kafasına daha iyi oturacağını tahmin ediyorum.
Dizinin eksilerine gelecek olursak; okuyanların bildiği üzere dizideki en büyük eksi sigara. “Nasıl yani?” diyenlere şöyle anlatmaya çalışalım; sigara Constantine’in resmen alameti farikası niteliğindedir. Her zaman için muhakkak ağzında bir sigarası olur Constantine’in. Lakin sigara içmeyi özendirdiği gerekçesiyle ve NBC kanalının diğer dizilerindede uyguladığı sigara sansürü politikası yüzünden maalesef Constantine’i sigara içerken göremiyoruz. İkinci bölümde bir tek arkası dönükken sanki sigara içiyormuş havası verilmek için hafif sigara dumanlarının çıktığını gördük.
Eğer diziyi sevdiyseniz kesinlikle çizgi romanlarına başlamanızı da öneririm, hazır 18 sayısı varken bir göz atabilirsiniz. Özet olarak hiç kimsenin kaçırmaması gereken bir dizi özellikle de çizgi romanlara aşina olanların hiç hiç kaçırmaması lazım 🙂
Constantine’in ilk sezon 5.bölümü “Danse Vaudou” yarın akşam NBC ekranlarında olacak. Dizide Matt Ryan ve Angélica Celaya haricinde Harold Perrineau, Michael James Shaw, David A. Gregory, Emmett J Scanlan gibi isimler de yer almakta.
Lütfen yazı ve dizi hakkındaki yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın 🙂