Netflix‘in 1 Aralık’ta yayınlanacak ilk Alman orijinal dizisi Dark‘ın üç bölümünü herkesten önce izleme şansını yakalayan kişilerden biri benim. İzlediğim ilk Alman dizisi olan Dark’ın ardından gönül rahatlığıyla söyleyebileceğim ilk şey, karşımızda heyecan uyandıran, gizemli, karanlık, sürükleyici bir yapım olduğu.
Öncelikle diziyle ilgili bir kaç önemli bilgi… Dark’ın prömiyeri 2017 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde gerçekleştirildi ve dizi 1’er saatlik 10 bölümden oluşuyor. Yukarıda da söylediğim üzere, dizinin tüm bölümleri 1 Aralık’ta Netflix Türkiye‘de yayınlanacak. Senaryosu Jantje Friese tarafından yazılan ve Baran bo Odar (Who Am I – No System is Safe), tarafından yönetilen dizinin oyuncu kadrosunda (her ne kadar isimler tanıdık gelmese de) Louis Hofmann, Oliver Masucci, Karoline Eichhorn, Jördis Triebel, Maja Schöne, Stephan Kampwirth, Daan Lennard Liebrenz, Andreas Pietschmann, Deborah Kaufmann ve Tatja Seibt yer alıyor.
Uzun süredir düzenli olarak dizi izleyen biri iseniz zamanla karşılaştığınız en büyük zorluk, sizi şaşırtmayı ve heyecanlandırmayı başarabilen dizilerle karşılaşma ihtimalinizin azalması oluyor. Netflix’in ülkemize gelişi ile beraber farklı ülkelerden orijinal yapımlara yatırım yapmaya başlaması ve izleyicinin yine farklı ülke ve kültürlerden çok çeşitli yapımlara ulaşmasını kolaylaştırması, tek düzelikten bunalan ben ve benim gibilerin yardımına yetişiyor. Artık sadece Amerikan yapımlarına muhtaç değiliz, zevkimize hitap eden ve şimdiye dek belki de varlığından haberdar bile olmadığımız pek çok gizli cevher çok yakınımızda.
Dark dizisinde, Almanya’daki küçük bir kasaba olan Winden’da kaybolan iki çocuğun hikayesini izliyoruz. Bu kayıp vak’alarının ardından 4 ailenin birbirleriyle olan tuhaf ilişkileri ortaya çıkıyor, insanların aslında göründüğünden daha farklı hayatlar yaşadığının farkına varılıyor ve daha önemlisi bugün yaşananların kökleri 1986 yılına dek uzanıyor.
Dizinin yayınlanan fragmanlarında da açık olarak belirtildiği üzere, bu hikayede kimin, neyi, nasıl yaptığından ziyade “ne zaman” yaptığı önem taşıyor; Dark’ın anahtar bileşenlerinden en önemlisi zaman.
Dark’ı izlemeye başladığımda -bilinçli bir tercih olarak- hakkında çok az bilgim vardı. Belki bunun da biraz eskisiyle dizinin henüz ilk sahnelerinde “Neler oluyor?” düşüncesiyle şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Gerilim, korku, polisiye türündeki yapımlarda, hikayenin beni biraz kafamı çalıştırmak için zorlamasını bekleyen bir insanım. Düz bir kurgu ile önüme sunulan ve benim hiçbir şey katmamı gerektirmeyen yapımlar beni çok fazla etkilemiyor. Dark’ın en sevdiğim kısmı da bu oldu, hikaye size meydan okuyor. Karakterlerin düşüncelerini, hislerini ve hareketlerinin ardında yatan güdüleri anlamaya, onlarla empati kurmaya ve hikayede olacakları (ve olanları) tahmin etmeye çalışıyorsunuz. Dizinin gelecek bölümlerini merak ediyor insan, karanlık atmosferine ve alışık olmadığımız diline rağmen sürükleyicilik dizinin en öne çıkan özelliklerinden biri.
İlginçtir, hikayesi itibariyle -gençlerden oluşan ana karakterler, ormanda kaybolan çocuk, doğaüstü gibi görünen öğeler, karanlık atmosfer, 80’ler- Dark’ın bir diğer Netflix dizisi olan Stranger Things ile karşılaştırıldığını, benzetilmeye çalışıldığını gördüm. His olarak iki dizinin tamamen alakasız yapımlar olduğunu belirtmem gerekiyor. Eğer bir Stranger Things bekliyorsanız bence çok yanlış yerdesiniz. Eğer illaki karşınızda nasıl bir yapım olduğuna dair bir benzetmeye ihtiyaç duyuyorsanız, diziyi izlerken ilk aklıma gelen yapımların Broadchurch ve The Killing olduğunu söyleyebilirim. Dark’ta her bölümde edindiğimiz yeni bir bilgiyi, yapbozun bir yerine yerleştiriyoruz ve bu sırada karakterlerin bir nevi gerçek yüzünü görmüş oluyoruz. İşte bu sakin, sessiz ve normal görünen kasabanın sakladığı sırlar, Broadchurch ile paralellik taşıyor.
Yazıyı tamamlamadan evvel, Dark’ın başarısında Ben Frost‘un elinden çıkan soundtrackin de büyük etkisi olduğunu eklemeliyim. Sadece ilk 3 bölümde kaç defa kendi kendime “Müzik muhteşem değil mi?” dediğimin sayısını hatırlamıyorum 🙂
Sonuç olarak; gizemli ve merak uyandıran yeni polisiye Dark, bir oturuşta tüm bölümlerini izlemek isteyeceğiniz, yeni favori Netflix diziniz olacak gibi görünüyor. En azından ben kalan 7 bölümü izlemek için sabırsızlandığımı söyleyebilirim. Şimdiden iyi seyirler dilerim!
