Kimine göre ilgi çekici, kimine göre korkutucu gelen ikizler temalı yapımlar bir şekilde dizi dünyasında veya sinemada yerini bulmaya devam ediyor. Usta yönetmen David Cronenberg, 1975 yılında kendilerini öldüren jinekolog ikiz kardeşler Stewart ve Cyril Marcus’un hayatından ilham alarak ortaya çıkardığı 1988 yapımı Dead Ringers ile dikkatleri üstüne çekmişti. 2023 yılına geldiğimizde ise bu defa aynı hikâye farklı değişiklikler ve günümüz uyarlamasıyla Amazon Prime’ın altı bölümlük bir mini dizisine dönüştü. Bari Wood ve Jack Geasland’in Twins adlı romanına da dayanan, filmle aynı adı taşıyan Dead Ringers, tek yumurta ikizleri Beverly ve Elliot’ın karanlık dünyalarına bir kapı açıyor.
New York’ta yaşayan Beverly ve Elliott kardeşler bir hastanede jinekolog olarak çalışmaktadırlar. Doğurganlığa dair her konuda başarılı ve sınırları zorlamayı seven bu kardeşlerin en büyük hedefi kendilerine ait bir doğum merkezine sahip olmaktır. Bu sayede doğurganlıkta çığır açabilecek yöntem ve tedavileri de geliştirip uygulama şansına sahip olabileceklerdir. Birbirlerini çok ama çok seven Beverly ve Elliott, yemeklerinden uyuşturucularına, hastalarından sevgililerine kadar hayattaki her şeylerini paylaşırlar. Çocuk sahibi olmak isteyen ve bunun için kendi üzerinde çalışma yapan Beverly, her konuda sınırları zorlamayı seven Elliot’ın aksine idealist ama kuralına göre ilerlemeyi tercih eder. Her ne kadar bazen fikir ayrılıkları olsa da hayatlarını bir bütün şeklinde sürdürmeye devam ederler. Ta ki oyuncu Genevieve Cotard ikiz kardeşlerin hayatına girene kadar. Çocuk sahibi olmayı çok ama çok isteyen Genevieve, Beverly’nin fazlasıyla dikkatini çeker. Beverly, kendisine ait bir ailenin hayallerini kurmaya başlarken Elliott bu durumdan pek hoşnut kalmaz. Hastalarıyla birebir ilgilenecekleri, doğum sürecinde devrim niteliği taşıyabilecek çalışmalarını gerçekleştirebilecekleri bir merkez için harekete geçseler de Genevieve’in varlığı ikiz kardeşler arasındaki dengeyi bozmaya başlar.
1988 yapımı filmde Beverly ve Elliott kardeşlere Jeremy Irons hayat verirken dizide ana karakterlerin cinsiyeti değiştirilerek başrolde Rachel Weisz’i karşımıza çıkarıyor. Weizs, farklı ruh hallerine sahip ikizlerin her biri için etkileyici bir profil çıkarmayı fazlasıyla başarıyor. Bu yıl mutlaka mini dizilerde iyi oyunculuklar görmüşüzdür ama şimdiye kadar izlediklerim arasında en iyisi hiç şüphesiz Weisz’dan başkası değil. Alice Birch’ün (Normal People) elinden çıkan uyarlamada Genevieve Cotard rolünü Britne Oldford üstlenirken, Mantle ikizlerinin yardımcısı Greta rolünde Poppy Liu’yu izliyoruz. (Evde gizemli hallerde takılan Greta muhtemelen izleyen herkeste bir soru işareti bırakacaktır. Kendisinin asıl amacı dizinin son bölümde ortaya çıkacak.) İkizlerin hayatını değiştirecek girişimci Rebecca Parker rolünde ise Jennifer Ehle var. Ehle, ailesi opioid bağımlılığından sorumlu ultra zengin ve ukala Rebecca rolünde göz dolduran bir performans sergilemekte. Elliot’ın karanlık çalışmalarındaki en büyük yardımcısı olan Tom rolünde Michael Chernus rol alıyor. Better Call Saul’dan hatırlayacağımız Michael McKean de dizinin en iyi bölümlerinden birinde Marion rolüne hayat veriyor.
Mantle kardeşler çoğu zaman ayrı fikirleri savunsalar da dizinin başlangıcından sonuna kadar “ne seninle ne de sensiz” diye nitelendirebileceğimiz çarpık ve sinir bozucu bir ilişkinin içindeler. İkisi de doğumla ilgili çığır açacak yöntemleri denemek ve uygulamak istiyorlar ama hırslı Elliot bunu illegal bir şekilde yapmaya hevesli. Beverly ise kuralına göre ilerlemeyi tercih etmekte. Ama günün sonunda birbirlerine olan bu sevgi ve tutku her şey ve herkesin önünde yer almayı başarıyor. İlk bölümdeki doğum ve düşük sahnelerinin rahatsız ve huzursuz edeceğini belirtmekte fayda var. İzlemesi zor olan ilk bölümü atlattıktan sonra ilginç olaylar da (ikizlerin ilk defa birbirlerinden ayrı bir yerde kalması, ebeveynlerinin doğum günü ziyaretleri gibi) art arda gelmeye başlıyor. Hele ki kadınlar ve doğum üzerine yapmaya çalıştıkları yöntemler çığır açıcı ama bir o kadar da düşündürücü. Altı bölümden oluşan dizide benim favorim dördüncü ve beşinci bölümler oldu. Sonu ise ikiz hikâyelerinde muhtemelen görmeye alıştığımız bir şekilde bağlanıyor diyebilirim.
Dead Ringers, hikâyesi ve işleniş biçimiyle karanlık bir psikolojik gerilimi karşımıza çıkarıyor. Dizinin IMDb puanı 6.5 ama ben bu kadar düşük bir puanı hak ettiğini düşünmüyorum. (Hatta çok uzun zamandır dizileri IMDb puanlarına göre değerlendirmeyi bıraktım, sizlere de tavsiye ederim.) Özellikle de Rachel Weisz’ın sınırları zorlayan bu performansı adına mutlaka bir şans verilmeli. Dizinin altı bölümüne de Amazon Prime’dan ulaşabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler.