Geçtiğimiz Temmuz ayında 22dakika.org için animeler üzerine bir pod-cast çekimine katıldım çok sevgili Didem ve Hakan ile birlikte. Didem 22dakika’nın gedikli yazarlarından, animeler üzerine bir pod-cast yapmakta onun fikriydi zaten; benim de sevdiğimi/izlediğimi 22dakika’daki yazılarımdan bildiğinden beni de davet etti program için. Program için hazırlanırken notlar hazırlamıştım, bu ayrıntılı notları sizinle paylaşmak istedim. İlki en sevdiğim anime serisi Full Metal Alchemist üzerine.
Hagane No Renkinjutsuşi – Full Metal Alchemist ve Full Metal Alchemist Brotherhood
Manga: 2001 – 2010 haziran 108 bölüm
Manga ka: Hiromu Arakawa
Anime: Seiji Mizuşima
İlk seri 2003- 2004 51 bölüm +1 film
İkinci seri 2010 Nisan 64 bölüm + 1 film de gelecek
İki seri de temelde aynı konuları işliyor. ilk seri manga ile farklılaşıyor, sonu da tamamen farklı. İkinci seri ise tamamiyle manga esas alınarak çekilmiş.
Evren: Farklı dinler, farklı ırklar, 1900’lerin başı gibi görünüyor, bizim bildiğimiz teknoloji değil, simya alanında ilerlenmiş
Simya nedir?
Simya bir cismi temel parçalarına ayırarak farklı bir şekilde tekrar oluşturmak demektir. Simya bilim olduğu için bazı temel kurallara uyulması gerekiyor ki en temeli “eşit takas prensibi” anime de sıkça geçen Japonca haliyle; touka kouka. Jenerikten şöyle bir alıntı yapayım;
“İnsan bir şeyleri feda etmeden hiçbir şey elde edemez,
Bir şeyi elde etmek istiyorsan ona eş değerde bir şey sunmalısın,
Bu simyanın eşdeğer değiş-tokuş prensibidir.”
Konu: Elric kardeşler Edward ve Alphonse ölen annelerini diriltmek için simyaya başvururlar ancak bu tabuyu yıkma çabaları büyük bir felaketle sonuçlanır; deney sırasında büyük kardeş Edward bacağını, küçük kardeş Alphonse ise bedenini kaybeder. Edward son gücünü kullanıp Al’ın ruhunu bir zırha bağlamayı başarır ama bu esnada da kolunu kaybeder. Automail sayesinde mekanik uzuvlarına kavuşan Ed, kardeşine olanların kendi suçu olduğuna inanır. Al’ın bedenini geri almak ve simyayı daha da iyi öğrenmek için Elric kardeşler bir yolculuğa çıkarlar. Anime de bu yolculuğu anlatır bize.
Burada bahsetmek istediğim FMA’ya özgü kavramlar var;
Automail ya da otozırh; insan vücudunda kopan uzuvlar yerine kullanılan makine şeklinde protezler. FMA evreninde önemli bir sektör. Ed’in kopan bacağı ve kolu yerine de serideki diğer bir önemli karakterimiz Winry ve ninesi automail takıyorlar.
Homunculus; İlk anime serisinde Homunculuslar, insan fiziği ve aklı kazanmış, üretilmiş yapay varlıklardır. Fullmetal Alchemist serisindeki başlıca kötü karakterlerdir. İkinci seride ve mangada ise Homunculuslar Baba’dan doğmuş, çekirdek olarak bir Felsefe Taşı taşıyan insan görünümlü yaratıklardır. Babalarına mutlak itaat içindedirler ve kendilerini insan evriminin bir sonraki aşaması olarak görürler. FMA ’da homunculuslar 7 ölümcül günahtan alırlar isimlerini, Lust (Şehvet), Gluttuny (Oburluk), Envy (Kıskançlık), Greed (Açgözlülük), Pride (Gurur), Wrath (Öfke), Sloth (Tembellik) Bu karakterler iki seride farklılık gösteriyor.
Kimera: İki veya daha fazla farklı türün simya ile tek bir varlık halinde birleştirilmesidir. Genellikle 2 hayvan kullanılarak yapılan bu dönüşümler bazı durumlarda bir insane – bir hayvan ile de yapılabilir.
Felsefe Taşı ; Sahibine, Eşit Takas prensibini tamamen safdışı bırakma izni veren efsanevi taştır. Yani yoktan var etmeye izin verir.
Dönüştürme Çemberi: Simya ile dönüştürme yapabilmek için gerekli olan çemberler. Yapılacak simyaya göre farklı şekillerde olabilir. Bazı simyacılar bu çembere ihtiyaç duymazlar dönüşüm yaparlarken.
State Alchemist (Devlet Simyacısı) Başkomutanın doğrudan emri altında ordunun özel bir koluna hizmet eden simyacıdır. Özel sınavlar sonucu devlet simyacısı ünvanı alınır.
Kan Mührü: Bir kimsenin ruhunu bir cisme (ör: zırh) bağlayan özel bir çeşit dönüşüm çemberidir. İsminin de işaret ettiği gibi kanla yazılmalıdır; ruh, kana bağlanır kandaki demir zırh ile bağlanır. Böylece kan; ruh ile cisim arasında vasıta görevi görür. Eğer bir kan mührü yok edilirse, ruh daha fazla cisme bağlı kalamaz.
Benim için neden önemli?
FMA karakterleri ve hikayesi ile derin bir anime. Eğlenceli öğeler olmasına rağmen aslında hüzünlü bir seri, ara ara kahkahalarla güldürse de, ağlattığı yerlerde çok. İlk seriyi de çok sevmiştim ama ikinci serinin sonu benim için çok daha tatmin edici oldu. Değinmesi zor konulara değiniyor; inanç ve tanrıyı sorguluyor. Ishhbal savaşı ile birlikte, devlet kavramı, ordu ve politikayı sorguluyor. Homunculuslar ile birlikte insan olmayı ve yabancılaşmayı sorguluyor. İzlenmesi kolay olsa dahi ciddi bir anime FMA.
