Büyük gün 25 Nisan 2016…
Game of Thrones 6. sezonuyla ekranlara dönmeye hazırlanırken, bir yandan tanıtım filmleri dönmeye devam ediyor, diğer yandan yazılı ve görsel medya heyecanı doruğa ulaştıracak yayınları bir bir piyasaya sürüyor.
Biz de benzer akımın rüzgarıyla yakın zamanda Game of Thrones ile ilgili bilinmeyenleri anlatmak ve kafalarda oluşan boşlukları gidermek adına “Game of Thrones: Öncesi, Sonrası, Tüm Detaylarıyla“ isimli yazımızı yayınlamıştık.
Son olarak dizinin başrol oyuncularından Jon Snow’u canlandıran Kit Harrington:
“Jon Snow kesinlikle öldü, onun öldüğü fikrine kendinizi alıştırsanız iyi olur, yeni sezonda yokum” sözleriyle fan kitlesini bir hayli telaşlandırdı. Ancak röportaj metninin tam haline ulaştığımda “Gelecekte neler olacağı hakkında benim de en ufak bir fikrim yok” dediğini de eklemeliyim. Bu sebeple Jon Snow severlerin ve ondan büyük beklentileri olanların açıklamalardan yola çıkarak kaygılanmasını gerektirecek bir durum yok, zira;
– Jon Snow’un zaten bedenen öldüğünü ve bir süre dizide görünmeyeceğini hemen hepimiz fark etmiş durumdayız,
– Jon Snow’un ölmeyeceğini değil geri döneceğini düşündüğümüzü savunuyoruz,
– Jon Snow’u oynayan Kit Harrington “Geri dönmeyeceğim” ya da “Diziden tamimiyle çıktım” demiyor, sadece öldüğünü ve gelecekte ne olacağını bilmediğini belirtiyor.
Yani bu konuda kafamızdakileri değiştirecek ya da sıkıntı yaratacak bir durum yok. Jon Snow’un hikayesinin sonlanmadığı hususundaki iddiamız devam etmekte.
Ayrıca yeni farkettiğim/duyumladığım/test ettiğim bir durum daha var:
– Jon Snow’un ölüm sahnesi dikkatlice izlendiğinde Jon’un göz renginin kahverengiden griye, beyaza, mora yakın bir renge dönüştüğü hissiyatına kapılıyorsunuz. Bu bir göz yanılsaması olabileceği gibi kasti olarak da yapılmış olabilir. Zira yerde yatan Jon Snow görüntüsü bir hayli uzun sürdü, dikkatli izleyicilerin dikkatini buraya çekmek istemiş olabilirler. Göz renginin değişmesi, Jon’un Warg olarak kendini kurtarmasına referans gösterilebilir, bir hayvanın içine kendi ruhunu aktarması esnasında gözünün renginin değişmiş olması ihtimali bir hayli dikkat çekici.
Dizinin yeni sezonunun başlamasına az bir süre kala, hikayenin kitap tabanlı tüm hikayesini özetlediğimiz yazıya ek olarak, öngörüler içeren bir “Game of Thrones Teori Sözlüğü” oluşturmanın da okuyucularımız açısından keyif verici olacağı fikrine kapıldım. Yani en azından şahsen ben, takip etmekte olduğum diziyle ilgili görmediğim, sezemediğim ayrıntıları içeren teorileri okumaktan büyük keyif alıyorum.
Yazacağımız bu teorilerin bir kısmı yabancı dizi forumlarında pek çok okuyucu tarafından öne sürülen farklı fikirleri içeriyor, bir bölümü de takipçi olan ben denizin derlemelerinden oluşuyor…
SPOİLER hususunda uyarmama gerek yok diye düşünüyorum, teorinin olduğu yerde spoiler olmaması mümkün mü?…
1- Jon Snow tahtın gerçek varisidir, babası Ned Stark değildir, annesi ve babası bildiğimizden farklıdır: Dizi ve kitap hususunda bir miktar araştırma yapan pek çok kişi için artık en beklenen teori… Bu teori Jon Snow’un gerçek kimliğine ilişkin…
Hepimizin bildiği üzere Jon Snow, Winterfell ve Kuzey Kralı Lord Eddard Stark’ın piçi… En azından bizlere böyle tanıtıldı. Ancak kitaptan gelen bilgilerin bizi götürdüğü noktada farklı bir noktaya yöneliyoruz. Dizinin başladığı zaman diliminden önce Targaryen Hanedanı’nın ve tahtın varisi Rhaegar Targaryen, Eddard Stark’ın kız kardeşi ve Robert Baratheon’ın nişanlısı Lyanna Stark’ı kaçırıyor. Bu olay, Robert’ın isyanına ve krallığın yıkılışına kadar uzanan bir süreç oluşturuyor.
İşte bu dönemde, Lyanna’yı kaçıran Rhaegar’ın Lyanna ile aşk yaşadığı, bu aşktan bir çocuk doğduğu düşünülmekte. Robert’ın Rhaegar’ı öldürmesi ve Lyanna’nın da ölüm döşeğinde olması sebebiyle çocuk sahipsiz kalma ve öldürülme tehlikesi altında, zira hem yasak aşkın meyvesi, hem de tahtın gerçek varisi… Robert’ın çocuğu öldürmesinden korkan Lyanna, ağabeyi Ned’e ölüm döşeğinde bir yemin ettiriyor ve çocuğunu ağabeyine emanet ederek “Sakın kimseye söyleme” diye söz verdiriyor. Bu nedenle, çocuğa sahip çıkmak ve ölmesini engelleme durumunda olan Ned, çocuğun kendi piçi olduğu yalanını söyleyerek diyarına dönüyor.
Yani özetle, bizlerin “Jon Snow” olarak tanıdığı karakter, aslında “Ateş” Rhaegar Targaryen’ın ve “Buz” Lyanna Stark’ın çocuğu ve tahtın gerçek varisi. Kitap serisinin adı olan “Buz ve Ateşin Şarkısı” isminin de bu olaydan esinlenerek koyulduğu düşüncesi, teoriyi destekleyen en önemli faktör.
2- Jon Snow Azor Ahai’dir… Beklenen, vadedilen prenstir: Bu teori de yine en çok destek gören yaklaşımlardan. Diziye temel oluşturan kitaplarda, tarihin eski dönemlerinde kışı ve uzun geceyi alevden kılıcıyla yenen bir kahraman olan Azor Ahai‘den bahsedilmekte. Efsaneye göre Azor Ahai, sevdiği kadının göğsüne sapladığı kanlı kılıcı döverek Lightbringer‘ı yarattı. Sonra kış geldiğinde ak yürüyenlerle savaşmak için bu kılıcı kullandı. Kış geçtikten sonra Azor Ahai bu diyardan göçtü. Ancak “Işığın Hizmetkarları” olarak bilinen inanç topluluğu Azor Ahai’nin kışla birlikte döneceğine inandılar. Azor Ahai’nin kim olacağına dair kehanetlerin ve öngörülerin sadece ışığın hizmetkarı olan rahipler, büyücüler, cadılar tarafından gerçekleştirilebileceğine inanılıyor. Başlarda Stannis’i Azor Ahai olarak tanımlayan ve destekleyen Melisandre, Jon Snow ile tanıştıktan sonra rüyalarında alevler arasında Jon Snow’un yüzünü görebiliyor. Bu nedenle Azor Ahai’nin Jon Snow olacağı düşüncesi desteklenmiş görünüyor. Ayrıca Jon Snow’un ölümle tanışmış olması, dirildiğinde Azor Ahai olarak ayağa kalkacağı düşüncesini de tetiklemiş durumda. Ayrıca, alevlerden oluşan Lightbringer’ı tutabilmeniz için ateşe dayanıklı olmanız gerekiyor. Westeros’da bu yeteneğin Targaryen’lara bahşedildiğine inanılmakta. Eğer ilk teori doğruysa ve Jon Snow Rheagar’ın oğlu ise, bu durumda Lightbringer’ı eline alması da olası. Kendisinin Azor Ahai olduğuna inanan Rhaegar’ın da oğlunun Azor Ahai çıkması ihtimali teoriye katkı sağlıyor.
3- Tyrion Lannister aslında Lannister değil bir Targaryen ve Daenerys’in kardeşi: Yine kitabı referans alan teorilerden birisi. Ancak dizide de buna atıflar olduğunu belirtmek gerekiyor. Şöyle ki; Tywin Lannister’ın karısı ve çocuklarının annesi olan Joanna Lannister’ın, çocukları doğmadan önce ve doğduktan belli bir süre sonrasına kadar Deli Kral Aerys Targaryen ile kaçamak ilişkiler yaşadığı rivayet ediliyor. İşte Tyrion Lannister’ın da bu ilişki neticesinde doğduğu düşünülüyor. Karısının Kral Aerys ile yakınlaştığının Tywin Lannister da bilincinde. Ancak gerek Kral’dan korkusu, gerekse de siyasi gücünün azalmasından korkuyor olması, onun bu duruma ses çıkarmasına engel oluyor.
Yine de sık sık Tyrion’a olan öfkesini dile getirdiğini net biçimde görebiliyoruz. “You are not my son (Sen benim oğlum değilsin)” sözleri, karısını hiç de iyi anımsamaması, çocukları arasında yaptığı açık seçik ayrımcılık bunların göstergesi. Yani aslında Tywin Lannister’ın Tyrion’a öfkesi, sadece onun kusurlu bir cüce olmasından kaynaklı değil. Muhtemelen emin olamadığı için aksiyon alıp Tyrion’ı öldürmüyor, ancak Kings Landing’deki yargılamada bile oğluna sahip çıkmayışı, ölümüne üzülmekten çok sevinir gibi görünüşü teorinin bir diğer destek ayağı.
Özetle Tyrion Lannister olarak bildiğimiz ve dehasına hayran olduğumuz cüce karakterimizin asıl kimliği Tyrion Targaryen olabilir. Bu durumda, Tyrion’ın deniz ötesinde buluştuğu ve yardım etmek için hizmetini sunduğu Daenerys Targaryen’ın da babadan öz anneden üvey kardeşi olduğunu söyleyebiliriz. Ve tabi Jon Snow teorideki gibi Rhaegar’ın oğlu değil ise, Tyrion, tahtın varisi konumuna geliyor. Açıkçası bu benim en sevdiğim teorilerin başında geliyor…
4- Cercei ve Jaime Lannister aslında Lannister değiller, birer Targaryen’lar ve Daenerys’in kardeşiler: Bir önceki teorinin tam zıttı olup ortalığı tabiri caizse birbirine katacak bir diğer teori… Bu teori ise, yine Deli Kral Aerys ile ilişki yaşayan Joanna’nın hangi çocuğunun Tywin’den, hangi çocuğunun Aerys’den olduğu temelinde diğerinden ayrılmakta.
Cercei, Jaime bildiğimiz üzere ikizler. Ancak doğum zamanı olarak Tyrion ile aralarında çok yaş farkı yok. Joanna’nın Cercei ve Jaime’ye hamile kaldığı dönem de yine Kral Aerys ile kaçamak yaptığı döneme geliyor olabilir. Bu bakış açısıyla Cercei ve Jaime’nin babasının Deli Kral Aerys olması ihtimali doğuyor. Tyrion ise Tywin’in tek gerçek evladı oluyor ki oldukça ironik bir durum olduğunu söyleyebiliriz.
Bu teoriyi destekleyen de pek çok faktör var aslında…
Targaryen’larda aile içi evlilik, ensest yaygın. Cercei ve Jaime’nin de arasında ensest bir durum olduğunu biliyoruz. Ayrıca Targaryen’ların genlerinin kuvvetli olduğu ve doğan evlatlarının ekseriyetle sarışın ya da mor saçlı olduğu biliniyor. Bu kriterler ışığında Cercei ve Jaime’nin Deli Kral Aerys’in evlatları olması ihtimali mevcut.
Eğer bu teori doğruysa, Jaime tahtın yeni varisi oluyor. Yine bu durumda Cercei, Jaime ve Daenerys babadan öz, anneden üvey kardeş oluyorlar. Aman sabahlar olmasın.
5- Syrio Forel aslında Jaqen H’ghar: Yine beyin yakan bir başka teori. Lord Eddard Stark’ın Kralın Eli olduğu dönemde sarayda kızı Arya’ya kılıç talimi yaptırması için görevlendirdiği usta sanatçı Syrio Forel’in aslında “Yüzü olmayanlar” familyasından tanıdığımız Jaqen H’ghar olduğu düşünülmekte. Jaqen H’ghar, dizinin başlarından bu yana Arya’nın çevresinde. Son olarak Hall of Faces’da Arya’yı yetiştirmekle meşguldü. Şekilden şekile giren, ölmesi gerektiğini düşündüğü herhangi birini rahatlıkla öldürebilen, kendine ve cemaatine has bir adalet anlayışı olan Jaqen’in Syrio Forel kılığında saraya sızdığı teorinin bir diğer bacağı.
Bu teoriyi destekleyen en ilginç sav ise, hem Syrio Forel’in, hem de Jaqen H’ghar’ın ısrarla Arya’ya “Boy (Evlat)” şeklinde hitap ediyor olması. Ayrıca Forel’in ölüm sahnesini net biçimde görememiş olmamız da teoriyi destekliyor.