Ve nihayet beklenen an geldi. 2000 yılında hayatımıza giren ve aradan yıllar geçmesine rağmen efsanesini sürdüren Gladyatör filminin devamı olan Gladyatör 2, 15 Kasım itibariyle ülkemizde gösterime giriyor. Ridley Scott’ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, son zamanların parlayan yıldızlarından Paul Mescal’i Lucius rolüyle karşımıza çıkarırken, Pedro Pascal, Connie Nielsen ve Denzel Washington’ı da kadrosunda barındırıyor. Orijinal filmin yaklaşık 20 yıl sonrasında geçen hikâyede bir intikam yolculuğuna çıkan Lucius’un değişen kaderini izleyeceğiz.
İlk filmdeki hikâyenin yıllar yıllar sonrasındayız… Roma’da ikiz kardeşler Geta ve Caracalla tahtta otururken, halk yine yoksulluk ve açlıkla mücadele etmekte ve Kozleyum’da gerçekleştirilen dövüşlerle gözleri boyanmaktadır. General Marcus Acacius ise emrindeki askerleriyle birlikte imparatorluğa yeni topraklar kazandırmak üzere hep fetihler yapmaktadır. Ve sıradaki yer ise Afrika’daki Numidya’dır. Maximus’un ölümünün ardından annesinin ısrarıyla Roma’dan çıkarılan Lucius ise Kuzey Afrika’da hayatını sürdürmek zorunda kalmıştır. Numidya’da çok sevdiği eşi Arishat’la birlikte yaşayan Lucius yani Hanno, saldırı sırasında topraklarını korumak adına ön saflarda yerlerini alırlar. Fakat verilen mücadele ne yazık ki etkili olmaz ve General Acacius zaferlerine bir zafer daha ekler. İntikam içindeki Lucius esir düşer ve hayatta kalanlarla birlikte Roma’ya getirilir. Öfkesi, cesareti ve dövüş kabiliyetiyle Roma’daki kilit isimlerden Macrinus’un dikkatini çeker. Macrinus, Lucius’u satın alarak gladyatörlerinin arasına dahil eder. İntikam peşindeki Lucius, Macrinus’la bir anlaşma yapar. Bir gladyatör olarak arenada dövüşecek ve karşılığında General Accacius’tan intikamını alacaktır. Fakat yıllardır saklı kalan kimliği zamanla onu daha büyük hedeflere ulaştıracaktır.
Ridley Scott’ın yönetmenliğini üstlendiği Gladyatör 2’nin senaryosu David Scarpa (Napoleon) imzası taşıyor. Filmde Maximus’un oğlu Lucius rolünde Paul Mescal’i izliyoruz. Eski bir köle olan ve büyük planlarını gerçekleştirmek için hiçbir şeyden kaçınmayan Macrinus rolüne Denzel Washington hayat veriyor. Görevinin yarattığı kanlı sonuçlardan pişmanlık duyan General Marcus Acacius rolünde Pedro Pascal yer almakta. Roma’nın bencil ve bozuk imparatorları Geta ve Caracalla kardeşleri ise Joseph Quinn ve Fred Hechinger canlandırıyor. Connie Nielsen, ilk filmde olduğu gibi yine Lucius’un annesi Lucilla rolünde. Derek Jacobi de ilk filmdeki rolünü tekrarlıyor ve Senator Gracchus’hayat veriyor. Hikâyenin dikkat çeken bir diğer karakteri, eski gladyatör Ravi rolünde Alexander Karim yer almakta. Peter Mensah da Numidya’nın lideri olarak karşımıza çıkmakta.
Gladyatör 2, başından itibaren ilk filmi hatırlatmaktan çekinmeyen bir yapım. Zaten başlangıcıyla izleyiciye bunu gayet iyi bir şekilde yansıttığını söyleyebilirim. Numidya’nın işgaliyle giriş yaptığımız hikâye tabii ki yüksek bir tempoyu da karşımıza çıkarıyor. Ridley Scott, konu savaş veya dövüş olduğunda bu sahneleri ne kadar muazzam yansıtacağını iyi biliyor ve bu filmde de şaşırtmıyor. Filmin ana merkezi olarak tanımlayabileceğimiz Kolezyum ve gladyatör dövüşleri heyecanı her daim diri tutmayı başarıyor. Lucius’un arenada babunlarla verdiği mücadele filmin etkileyici sahneleri arasında. Tabii bu görkemli mekânda sadece gladyatör dövüşleri, hayvan dövüşleri ve araba yarışları yapılmamış. Deniz kuşatmalarının tasviri de Kolezyum’un ev sahipliği yaptığı etkinliklerden biri olmuş. İşte bu kuşatma canlandırmalarından biri de filmde karşımıza çıkıyor. Peki, bu kadar heyecanlı ve yüksek tempolu filmin eksiği ne derseniz, karakterlerin anlatımı. Biz izleyiciler gladyatör hikâyelerinde iyiyi çok sevip bağrımıza basar, kötüyü de daima nefretle anarız. Ama burada arenanın ihtişamı ve zalimliği karakterlerden fazlasıyla ön plana çıkıyor. Hal böyle olunca, Lucius’tan tutun da General Marcus Acacius’a kadar hemen hemen çoğu karakterin duygusu izleyiciye geçmiyor. Peter Mescal’ın oyunculuğunun çok fazla şişirildiğini düşünsem de filmde Lucius rolünde iyi bir performans ortaya çıkardığı şüphesiz. O kadar ağır sahneleri canlandırmak yürek ister ve Mescal bunu fazlasıyla başarmış. Ama dediğim gibi, bir duygu eksikliği var ve bu ondan kaynaklı değil. Keza Pedro Pascal’ın canlandırdığı Acacius yine hikâyede zayıf kalan karakterlerden. Ve tabii imparatorlar Geta ve Caracalla da. Sinir bozucu tipteki bu kardeşlerden bile apayrı bir hikâye çıkardı.
Peki, filmin en etkili ismi kim derseniz o da hiç şüphesiz Macrinus rolündeki Denzel Washington. 70 yaşındaki usta aktör, hiç mi hiç abartmadan karakteri o kadar iyi oynuyor ki filmdeki herkesten rol çalıyor. Film 2 saat 28 dakika gibi bir süreye sahip ama hiçbir şekilde tempoyu düşürmeden sonuna kadar izletiyor. Bu arada Ridley Scott’un Gladyatör 3’ü yapma planları da yok değil. Hatta Total Film’e yaptığı açıklamada ilk sekiz sayfasının hazır olduğunu dahi söylemiş. Evet, içinde gladyatör olan hikâyeler her zaman izlenecektir ama biz izleyicilerin artık farklı ve özgün bir şeylere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Umarım önümüzdeki aylarda ve yıllarda devam niteliği taşımayan, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulmayan hikâyeler izleme şansımız olsun.
Gladyatör 2, ilk filmin izleyicide yaşattığı o yoğun hisleri vermiyor ama aksiyon ve heyecanı hiçbir şekilde düşmeyen bir yapım. Beklentilerinizi çok yüksek tutmadan ve tabii ilk filmle de kıyas yapmadan Kolezyum’daki o ihtişamlı ve can alıcı anlara tanık olun. Şimdiden keyifli seyirler.