90’lı yıllarda, politikacı yazar Michael Dobbs tarafından yazılan aynı adlı kitaptan esinlenen ve BBC’ye mini dizi olarak uyarlanan “House of Cards”, şimdi Amerikalı yapımcılar tarafından bir kez daha, üstelik muhteşem bir kadro eşliğinde televizyona aktarıldı. Yapımcılığını ve yönetmenliğini David Fincher‘ın üstlendiği dizide baş rolleri yönetmenin filmlerinde de yer alan Kevin Spacey ve Robin Wright paylaşıyor.
“House of Cards” Washington’da hırslı bir politikacının zirveye tırmanışını anlatıyor. Kevin Spacey tarafından canlandırılan Francis Underwood yıllarını Beyaz Saray koridorlarında geçirdikten sonra, artık başkanlık seçimlerine adaylığını koyması gerektiğini düşünüyor. Bu gözü kara politikacının Robin Wright tarafından canlandırılan eşi Claire’in de ondan aşağı kalır yanı yok. Hiç bir şekilde zayıflığa ve başarısızlığa tahammülü olmayan, sert mizaçlı, korkutucu, adeta robot yapılı bir eş.
Kevin Spacey yine ustalığını konuşturmuş, belli ki çok iyi hazırlanmış, gözlemlemiş; duruşu gerçek bir politikacı edasında. Dizinin genelindeki karakterler ruh halleriyle ne yaşarlarsa yaşasınlar renk vermeyen, olaylara çabuk ayak uyduran, hislerini kamufle etmeyi iyi beceren insanlar. Siyasi yoğunluktaki diziye en önemli renklerini sağlayacak, monotonluktan – sıkıcılıktan kurtaracak olan unsur hemen hemen her karakterin her an patlayacak bomba doluluğunda ortalıkta geziniyor olması, herkesin gizli saklı işleri ve bastırdığı duyguları olması. “Her an her şey olabilir” kıvamındaki tedirgin hal sanırız diziyi çekici kılan en önemli unsur olacak.
“Take a step back. Look at the bigger picture. That’s how you devour a whale. One bite at a time.” (Bir adım geri at. Daha büyük olan resme bak. Bir balinayı tek ısırıkta böyle silip süpürürsün.) Benim de hayatımda benimsediğim sabır gerektiren bu anlayışı benimseyen karakter daha büyük kazançlar uğruna bazı küçük kayıpları yem etmenin gerektiğinin farkında. Dizinin ışık tutacağı konular gerçek hayatta o mevkide olan şahısların yaralarına parmak basmaz, dişlerine dokunmaz da bu sebeple yayından kaldırılmazsa özellikle siyasi entrikalara ilgi duyan izleyici kitlesiyle ilk sezonu devirir.
