İstanbul İçin Son Çağrı: İkinci Bir Şans Mümkün Mü?

753
İstanbul İçin Son Çağrı

Onları ilk kez 2008 yılında Aşk-ı Memnu dizisinde bir arada izlemiştik. Ve bu dizinin fenomene dönüşmesinin en önemli nedenlerinden biri de aralarındaki uyumdu hiç şüphesiz. Yıllar geçti, acaba bir projede tekrar birlikte rol alırlar mı diye düşünürken, bir de baktık ki bu ikili bir filmle yeniden bir araya geliyor. İşte Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat’i bir aşk hikâyesinde izleyeceğimiz İstanbul İçin Son Çağrı, 24 Kasım itibariyle Netflix platformunda yerini alacak. Biz de Dizi-Mania olarak 22 Kasım Çarşamba akşamı The Peninsula İstanbul’da düzenlenen galayla filmi önceden izleme şansına eriştik.

İstanbul İçin Son Çağrı, henüz gidip görmeyenin her daim hayalini kurduğu bir şehirde, New York’ta geçiyor. İstanbul’dan New York seferini yapan uçak nihayet şehre inmiş, yolcular da valizlerini almak için bekliyorlardır. Hikâyemizin iki ana karakteri tasarımcı Serin ve müzisyen Mehmet işte burada bir araya gelir. Şans o ki, Serin’in valizi karışmıştır. Mehmet ise gözlerini alamadığı Serin’in bu telaşlı hallerini görünce yardımcı olabilmek için harekete geçer. Fakat yanlış anlaşılmama adına evli olduğunu da belirtir. Ve ne tesadüf ki, Serin de evlidir. Sonuçta bulunması gereken bir valiz vardır. İlk istikamet, üzerinde yazılı adres olur. Ama o da ne, alan kişi bu karışıklığı ancak Marshall City Hotel’de düzeltebilecektir. İkili buradan otele doğru hareket ederler. Serin, ertesi gün eline ulaşacak valizi yeniden kaybetmemek adına otelde bir oda ayırtır. Kalacağı odada güya bir zamanlar Marilyn Monroe-Arthur Miller çifti konaklamıştır. Mehmet de bu fırsatı kaçırır mı, o da güya bir zamanlar John Lennon’ın kaldığı odayı tutar. Ve otelin çatı katındaki barında başlayan akşam bir şekilde değerlendirmelidr. Ne de olsa İstanbul’dan çok uzaktadırlar. Burada olan burada kalır misali New York’un sokaklarında bir maceraya atılır Serin ve Mehmet. Hem tehlikeli, hem de eğlenceli geçen bu gecenin sonu da mutlu biter. Fakat sabah uyandıklarında ikisini de büyük bir sürpriz beklemektedir.

Last Call for Istanbul. (L to R) Kivanç Tatlitug as Mehmet, Beren Saat as Serin in Last Call for Istanbul. Cr. Courtesy of Netflix © 2023

OGM Pictures’ın yapımcılığında ortaya çıkan İstanbul İçin Son Çağrı, uzun zamandır bir arada görmek istediğimiz Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat’i başrollerde karşımıza çıkarıyor. Çekimleri çoğunlukla New York’ta gerçekleşen filmin yönetmenliğini Gönenç Uyanık, görüntü yönetmenliğini ise Nuri Bilge Ceylan’ın hemen hemen her filminde yer alan ülkemizin başarılı görüntü yönetmenlerinden Gökhan Tiryaki üstleniyor. Filmin senaryosu ise Nuran Evren Şit’e ait.

İstanbul İçin Son Çağrı filmi duyurulduğunda ve fragmanları yayınlanmaya başlandığında izleyicilerin merak ettiği en önemli nokta, neden fazla bir detayın olmamasıydı. Ama filmi izledikten sonra nedenini anlamış bulundum. Çünkü film bir kısımdan sonra bir spoiler içeriyor ve biliyorsunuz ki biz dizi ve film severler SPOILER YEMEKTEN HİÇ AMA HİÇ HOŞLANMAYIZ.

İstanbul İçin Son Çağrı, kadın-erkek ilişkilerini kendince masaya yatıran bir film. Günümüzde belki birçok çiftin yaşadıkları problemlere de değinmekte. Herkes bir ömür birlikte olabileceği, zorluklara yan yana göğüs gerebileceği bir kişiyi eş olarak seçmek istiyor. Fakat doğru kişiyi bulmak her şeyin çok güzel olacağı anlamına gelmiyor. Birey olarak gerçekleştirilmek istenen hayaller ve hedefler var. Ve bu hedefler sevdiğiniz insanla çakışınca, “ne yardan geçiliyor ne de serden” durumuyla karşı karşıya kalıyorsunuz.

İstanbul İçin Son Çağrı

Şimdi gelelim filmin eksi yanına… Yaklaşık 15 yıllık bir aradan sonra Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat bir araya geliyor, herkes bu anı bekliyor ama çıkan senaryo boşluklarla dolu. Elveda Rumeli dizisinden bu yana senaristliğiyle ön plana çıkan Nuran Evren Şit, sanki hemen yazılsın ve çekelim gibi bir tempoya sokulduğu için mi bu kadar basite kaçmak zorunda kalmış acaba. Tamam, New York’un manzarasının hüküm sürdüğü sahnelerde bir aşk hikâyesi izlemek güzel ama izleyici artık derinlik istiyor, farklı bir şeyler görmek istiyor. Nasıl olsa iş yapar diyerek bunca yıldır herkesin dört gözle beklediği ikiliyi böyle bir hikâyeyle karşımıza çıkarmak, hem biz izleyicilere hem de oyunculara ayıp. Ama bu durum neden oluşuyor? Çünkü platformlar yapımcısından yönetmenine ve hatta senaristine kadar hep aynı isimlerle çalışmaktan bir türlü vazgeçemiyor. Bu da bir süre sonra “ne olursa çekeriz”e dönüşüyor. O yüzden artık yeni isimlere ve onların yaratacağı yeni hikâyelere şans vermek lazım.

(Not: Bu arada uzuuuun bir süredir bizleri hiçbir etkinliğine çağırmayan Netflix Türkiye’ye bu gala daveti için çok teşekkürler. Gelen tüm davetlilere filmden daha etkili bir gece yaşatmayı başardı. Umarız bundan sonraki davet ve etkinliklerde de bizleri es geçmezler.)

İstanbul İçin Son Çağrı filmi 24 Kasım’dan itibaren Netflix platformunda. Kıvanç ve Beren’in hatırına, çok da beklentiye girmeden izleyecekleriniz arasına ekleyebilirsiniz. Şimdiden herkese iyi seyirler.