Başrollerinde Berkay Ateş, Cem Yiğit Üzümoğlu, Taner Birsel, Pınar Deniz ve Sibel Kekilli’nin yer aldığı ve yönetmenliğini Özcan Alper’in üstlendiği Karanlık Gece nihayet ülkemizde de gösterime giriyor. 59. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde en iyi film ve en iyi senaryo ödülünün yanı sıra daha nice ödüllere layık görülen film 28 Nisan itibarıyla sinemalarda yerini alıyor.
Karanlık Gece: Konusu
Filmin başlangıcında ana karakter İshak’ı bir gece kulübünde sazını çalarken görüyoruz. Müzisyenlikle hayatını kazanan İshak’a gece sonunda köyden bir telefon gelir. Annesi rahatsızlanmıştır, durumu da iyi değildir. İsteksizce geride bıraktığı o küçük dağ kasabasına geri döner. Hasta annesiyle ilgilenmeye başlayan İshak, bundan yedi yıl önce kendisinin de dâhil olduğu linç olayını göz ardı edemez. Vicdanı bir türlü peşini bırakmadığı için bu suçu gerçekleştiren çocukluk arkadaşları ve onları destekleyen kasaba halkıyla yüzleşmeye başlar. Fakat olayı aydınlatma çabaları kendisini biraz daha karanlığa çekecektir.
Filmde İshak rolüne Berkay Ateş hayat vermekte. Rolünün hakkını fazlasıyla veren Ateş, insanın vicdanıyla hesaplaşmasını muhteşem bir performansla karşımıza çıkarıyor. Kasabaya yeni atanan ve linç olayının mağduru olan genç memur Ali rolünde ise Cem Yiğit Üzümoğlu yer almakta. Ali’nin babası Ferhat’a hayat veren Taner Birsel, bu filmde de etkili oyunculuğuyla göz doldurmakta. Pınar Deniz, kasabanın sakinlerinden Sultan rolünü üstlenirken Sibel Kekilli’yi ise Ali’nin ablası Sırma rolünde izliyoruz. Yönetmen koltuğunda Özcan Alper’in yer aldığı filmde görüntü yönetmenliği Yunus Roy Imer’e ait. Alper, filmin senaryosunu Murat Uyurkulak ile birlikte kaleme almış.
Karanlık Gece, geçmişi ve günümüzü iç içe yaşatan bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Bir yanda İshak ve hesaplaşma sürecinde yaşananları izlerken bir yanda da yedi yıl öncesine dönerek linç olayına giden süreci görüyoruz. Geçmiş ve günümüzün iyi bir kurguyla birbirine bağlandığını düşünüyorum. Ama bunun için de filme odaklanmanız gerekiyor. Filmin başından itibaren hissettiğiniz gerilim 114 dakika boyunca devam ediyor diyebilirim. Tempo aynı seviyede devam ettiği için çoğu kişiye sıkıcı gelebilir. Filmin çekimlerinin gerçekleştirildiği yer ise İbradı ilçesinde de yer alan Giden Gelmez Dağları. Korkutucu görünümünün yanı sıra muhteşem bir doğa manzarasını da karşımıza çıkaran bu mekân bence filmin başrolleri arasında.
Ve insana “Neden?” diye sorduran, İshak’ın bir türlü aklından çıkaramadığı, istemeden kendisinin de bir parçası olduğu o linç olayı. Her ne kadar bu yaşananları nihayete erdirmek, bir sonuca ulaştırmak istese de birlikte büyüdüğü, tanıdığı insanlardan aynı vicdani duyguları alamaması. Ve işte bu olaya sebep olan insanlar. Aslında kasabada ya da şehirde hiç fark etmez, hep aramızda olan ve olmaya da devam edecek o mutsuz ve öfkeli insanlar. Filmi izlerken sizler de hep soruyor, sorguluyorsunuz. Ve tabii yaşanmışlıkları düşünerek üzülüyorsunuz. Ben filmi izlerken kimi zaman Sabahattin Ali’yi (ki filmde kendisine göndermeler de yer almıyor değil), kimi zaman da (özellikle Taner Birsel’in rolünde) son nefesine kadar “Cemil’im nerede, bana oğlumu getirin!” diye haykıran Berfo Ana’yı düşündüm. Ve tabii daha nicelerini. (Bu arada filmin bir kartopu yüzünden öldürülen Nuh Köklü’ye ithaf edildiğini de belirtelim.) O yüzden filmi de zaman zaman gözü yaşlı izleyenler arasına girdim. Filmden çıktığımda ise göğsümde kocaman bir yumru hissettiğimi söyleyebilirim.
Karanlık Gece: Son Söz
Karanlık Gece, kimilerine göre alışılagelmiş bir hikâye gibi gelse de mutlaka izlenmesi gereken bir yapım. Sadece hikâyenin kahramanı İshak’ı değil, izleyeni de kendi vicdanıyla yüzleştiren bir film. Ve tabii İshak’a hayat veren Berkay Ateş’in performansı mutlaka görülmeli. Ayrıca bu filme de destek verilmeli ki, yönetmenlerimiz ve senaristlerimiz bizleri başka hikâyeleriyle de buluşturabilsinler. IMDB puanı şimdilik 6.8 olan filme benim puanım 7. Hayatınızdan 114 dakikayı bu filme ayırmanızı tavsiye ediyorum. Şimdiden herkese iyi seyirler.