The Fades 6 bölümlük bir BBC Three dizisi. 2010 yılında yayınlandı ve bitti, tam anlaşılamayan sebeplerden ve de açıkçası şaşırtıcı bir şekilde 2. sezon onayını alamadı ve iptal oldu. Dizi yarım kaldı demek doğru olmayacaktır zira anlatılan hikaye 6. bölüm sonunda bir nihayete erdi; “Peki şimdi ne olacak?” diye meraklandıran bir kısım kalmadı ucu açık bırakılan bir kaç nokta olmasına rağmen. Dolayısıyla fantastik/korku türünü sevenler gönül rahatlığıyla izleyebilirler.
The Fades; dünyanın sonuna dair korkunç rüyalar gören Paul isimli sorunlu bir ergenin, rüyalarına ek olarak cennete/cehenneme yükselmeyi başaramayıp dünyada sıkışıp kalmış “The Fades” denen (Solgun) hayaletleri görmeye başlaması ve aslında kendisinin sıradan biri olmadığını keşfetmesini anlatıyor bize. Paul karakteri Iain De Caestecker tarafından büyük bir başarıyla canlandırılıyor. Ayrıca Paul’ün en yakın arkadaşı Mac rolünde de Daniel Kaluuya oldukça iyi bir iş çıkarıyor. Paul ve Mac tam bir geek olmaları, sürekli bilim-kurgu/fantastik/korku filmlerine göndermede bulunmaları dizinin en eğlenceli kısmı. Özellikle “Previosly on The Fades” kısmı her bölüm başında Mac tarafından anlatılıyor ki bu da oldukça yaratıcı ve başarılı olmuş.
Dizide Skins‘ten hatırlayabileceğimiz 2 oyuncu var, Paul’un ikiz kardeşi Anna rolünde Lily Loveless (ki kendisi Skins 2. jenerasyonda Naomi karakterini canlandırmıştı) ve kim olduğunu söylemenin süprizleri açık edeceğinden korktuğum John rolündeki Joe Dempsie (ki kendisi Skins 1. jenerasyonda Chris karakterini canlandırmıştı)
Bunun dışında kadrodaki diğer isimler ise şu şekilde; Sophie Wu (Jay), Johnny Harris (Neil), Natalie Dormer (Sarah), Tom Ellis (Mark). (Gereksiz bilgi; hem Natalie Dormer hem de Joe Dempsie Game of Thrones kadrosunda bulunuyorlar)
Dizi ilk bölümlerde oldukça ağır ilerliyor ve biraz sıkıntı yaratıyor; buna rağmen özellikle 5. ve 6. bölümler gayet başarılı. Nedendir bilinmez insan sürekli bir “Bir şey eksik” hissine kapılıyor ve bir türlü kurtulamıyor bundan. Başarılı bir fantastik yapım, yer yer korkunç, yer yer komik, oyuncular iyi, sürprizler de var. Ama dizi sürükleyici değil. Galiba en büyük sıkıntısı da burada. Bir de ben karakterlere çok ısınamadım, beni biraz rahatsız ettiler, çok fazla tasvir çok az aksiyon oldu.
Jenerik enfes, makyajlar ve yaratık tasarımları (evet o vıcık vıcık kozadan çıkışları falan) da gayet iyi. Dizinin en iyi drama dizisi dalında İngiltere’nin en prestijli ödülü olan BAFTA’yı kazandığını da belirtelim.
Fantastik dizi seviyorsanız ve vaktiniz varsa sırf göndermeler için dahi olsa izleyin 😉
Fragman:
