Netflix’in en yeni Türki dizisi Kübra, 18 Ocak’ta platformda yayınlandı. Peki, başrolünde Çağatay Ulusoy‘un yer aldığı, Taylan biraderler imzalı Kübra nasıl olmuş, izlemeye değer mi? Bugün Kübra hakkında konuşacağız.
Öncelikle şunu söyleyerek başlamak istiyorum. Bence Çağatay Ulusoy fena bir oyuncu değil. Farklı projelerde yer almaktan ve farklı karakterleri canlandırmaktan çekinmeyen bu sebeple de zamanla kendisini geliştirmiş bir oyuncu. Ben pek izlenmeyen, pek konuşulmayan Yeşilçam dizisindeki performansını bayağı beğenmiştim mesela. ANCAK, Kübra kendisini başrolde izlediğimiz 3. Netflix dizisi… Daha önce Hakan: Muhafız ve Terzi‘de başrolde izlediğimiz Ulusoy’un bir de Netflix için çektiği “Kağıttan Hayatlar” isimli film bulunuyor. Ayrıca Kübra’yla neredeyse aynı zamanda FOX kanalında Gaddar diye bir dizisi de yayınlanmaya başladı. Aynı platformlarda, aynı oyuncuları sürekli izlemek bence fazlasıyla sıkıcı olmaya başladı artık, ki Ulusoy da biraz yüzünü eskitiyor gibi. Yeni yeteneklere ve farklı isimlere şans verilmesinin vakti çoktan geldi diye düşünüyorum.
Dönelim Kübra’ya. 8 bölümlük dizi 18 Ocak’ta Netflix’te yayınlandı. Kübra da aynı Sıcak Kafa gibi, yazar Afşin Kum’un aynı isimli kitabından uyarlanmış. Dizinin yönetmenliğini ise Yağmur ve Durul Taylan kardeşler üstlenmiş. Taylan Kardeşler daha önce Netflix’in Azizler ve Andropoz dizilerini de yönetmişti, ayrıca Disney+’da yayınlanan Ben, Gri‘nin de yönetmenliğini ikisi üstlenmişti.
Kübra: Konusu
Kübra’nın merkezinde İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde yaşayan genç bir adam olan Gökhan var. Askerden bayağı değişmiş bir adam olarak dönen ve hayatta zorluklar yaşayan Gökhan uzatmalı sevgilisiyle evlenebilmek için hayatını toparlamaya çalışıyor. Sonra bir gün durup dururken üye olduğu bir uygulamadaki Kübra adlı kullanıcıdan “Sen farklısın!” diyen mesajlar almaya başlıyor ve Gökhan’ın sıradan hayatı bir anda altüst oluyor. Çünkü Kübra, kimsenin bilmediği, beklenmedik olaylar hakkında Gökhan’a birtakım bilgi ve uyarılar gönderiyor. Gökhan da bu bilgiler doğrultusunda kendine inanan güvenen insanları uyarmaya başlıyor. Derken Gökhan’ın büyük bir inançla ve iyi niyetle çıktığı bu yolculuk onu hiç beklemediği yerlere götürüyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kübra İnceleme Videosu
Gökhan rolünü Çağatay Ulusoy üstleniyor. Kendisine kadroda Aslıhan Malbora, Ahsen Eroğlu, Nazan Kesal, Cihan Talay, Aytek Şayan ve Ahmet Mümtaz Taylan eşlik ediyor. Oyunculukların genel olarak iyi olduğunu düşünüyorum, benim gözüme özellikle batan kötü bir oyunculuk olmadı.
Bu noktada sadece iki önemli notum olacak. Özellikle Gökhan’ın arkadaşı Serhat rolünde Aytek Şayan çok iyiydi. Çok doğal ve inandırıcı bir performansı vardı. Bir de cami imamını canlandıran Erdem Şenocak inanılmaz başarılıydı. Bu kadar aklı başında bir imam görmeyeli çok olmuştu o ayrı konu ama oyunculuk performansındaki inandırıcılık ve tüm küçük detaylar da harikaydı bence. İmam benim dizideki favori karakterim oldu.
Her ne kadar Sıcak Kafa‘yı Kübra’dan çok daha fazla beğenmiş olsam da yazar Afşin Kum‘un toplumsal tespitlerinin gerçekten başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu tespitleri karakterlerin davranış şekillerinde, konuşma tarzlarında, mekanlardaki detaylarda görebiliyorsunuz. Örneğin dizide bir muhabir var. Kadının konuşma tarzı, o kadar bilindik ki, her gün TV’de karşılaştığımız muhabirlerin tonlamalarına sahip. Ya da yolda rastgele insanlarla yapılan röportajlardaki insanlar. Sanki cidden yoldan birini çevirip soru sormuş gibiler.
Ayrıca, Kübra da yine Sıcak Kafa gibi, politik olmadan politik olmayı başaran bir dizi, yüzeysel olsa da. Tam olarak kimden bahsettiğini söylemiyor dizi bize ama karakterlerin konuşma tarzları, kurdukları cümleler, hal ve hareketleri, mimikleri… tam olarak kimi/neyi temsil ettiklerini ortaya koyuyor bence.
Yani karşıdan bakıldığında pek de siyasi görünmeyen bir hikâye anlatıyor olsa da aslında alttan alta oldukça politik söylemleri var. Bunu kör gözüne parmağım şekilde de yapmıyor. Bence iki dizinin de en iyi tarafı “Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim” tarzı çok da etliye sütlüye bulaşmıyormuşçasına derdini anlatabilme başarısı. Bu bir uyarlama olduğundan ben bu başarıyı Afşin Kum’un hanesine yazıyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sıcak Kafa İnceleme Videosu
Kübra, insanların inançları doğrultusunda iyi niyetle çıktıkları bir yolun bile nasıl çarpıtılabileceğini gösteren bir dizi. Körü körüne inancın, psikolojik rahatsızlıklarla da birleşince nerelere varabileceğini anlatıyor. Kanaat önderi pozisyonuna gelen insanların kendilerinin niyeti kötü olmasa dahi etrafındaki insanlar bu gücü kötüye kullanmak isteyebiliyor. Ki bu gücün ne kadar büyük ve tehlikeli olabileceğini de dizide görüyoruz.
Dizinin bence ilk bölümü oldukça sürükleyici ve ilgi çekici başladı. Gökhan’ın aldığı mesajların ardındaki gücün ne olduğu büyük bir merak yarattı. Ancak maalesef dizinin temposu 2. bölüm itibariyle öyle bir yavaşlıyor ki, ancak son bölümde toparlanıyor. Çok açık olarak şunu söyleyeceğim, bu hikâye çok rahat 4 bölümde de anlatılabilirlerdi. Hatta aslına bakarsanız senaryo güzelce toparlansaydı bir filmde bile anlatılabilirdi. Ama yok. Yine yeni yeniden hikâyeyi 8 bölüme sündürmeyi tercih etmişler.
Mevzu şu ki, dizinin alameti farikası son bölümde ortaya çıkan gerçekte… Diziyi bu gerçeği öğrenmek için izlemeye devam ediyorsunuz, bence bunda bir sorun yok, bu formülü kullanan bir sürü başka yapım da var. Ancak ara bölümler, aradaki bu 6 bölüm çok yavaş ve boş geçiyor.
Ara bölümlerdeki birkaç sürpriz ilgiyi sürekli tutmayı başaramıyor. Tüm bu olaylardan önce Gökhan ve ailesinin yaşadığı travmatik olay bile detaylanmıyor. Ki zaten ana hikayeyle de birebir bir ilişkisi yok. Gökhan’ı soruşturan polisin ve karısının yaşadıklarının da yine ana hikayeyle doğrudan ilişkisi yok.
Gökhan’ın ne istediği ve ne vaat ettiği de belli değil. Bir ara antikapitalist Müslümanlar gibi konuşmaya başlıyor ama hedefinin ne olduğu ne amaçladığı, insanları nereye yönlendirdiği falan hepsi muallakta. Gökhan’ın Allah’la konuşmaya başladığını sandıktan sonra, bu bilgiyle ne yapmak istediği mevzusu bence yeterince iyi anlatılamadı dizide. Ve insanların kendisine nasıl bu kadar kısa sürede, bu kadar fazla inanabildiğini de yeterince anlatamadılar bence. Daha fazla sözde mucize gösterilebilirdi örneğin.
*** Yazının bundan sonraki kısmı SPOILER bilgiler içerecek ***
Ben en başta Gökhan’ın psikolojik sorunları olduğunu düşünmüştüm, ki zaten var. Askerde baskına uğramışlar ve bu baskında kurtulan tek kişi olarak Sağ Kalma Suçluluğu var kendisinde. Travma sonrası stres bozukluğu da var zaten. Ki en nihayetinde bu işe bu denli kaptırmış olmasının sebebi de bunlar. Daha sonra bir diğer Taylan Biraderler dizisi Ben, Gri’de olduğu gibi bazı kişilerin yönlendirmesi olabileceğini düşündüm. Bir teknolojik terör örgütü Gökhan’ı kullanıyor gibi geldi ki haksız da sayılmam.
Bu arada pek çok kişi gibi bende en başta diziyi bir diğer Netflix yapımı olan Messiah dizisine benzettim ama ikisi arasındaki temel fark o dizide Mesih’in gerçekten mesih olup olmadığı netleşmiyordu. Burada Gökhan’ın peygamber falan olmadığını biliyoruz. Bence tema olarak Ben Gri’ye daha çok benziyor Kübra.
Dizinin finalinde, Allah’mış gibi Gökhan’la konuşan kişinin, bir teknoloji firmasının yarattığı KÜBRA isimli yapay zekâ olduğunu öğreniyoruz. Bence hem anlamlı hem de güncel sorunlara atıf yapan bir bağlayış oldu bu, bunu beğendim.
Fakat maalesef dizinin en önemli kısmı, hatta kilit noktası olan Yapay Zekâ kısmı çok üstün körü geçilmiş. Bu Yapay zekanın Motivasyonu, yaptığı şeyi neden yaptığı, ne amaçladığı çok detaylandırılmamış. KÜBRA’nın sahibinin de bunları yaparken Kübra’ya neden izin verdiği üzerinde neredeyse hiç durulmamış. Diğer deneklere ne olduğunu da hiç açıklamadılar. Herhalde 2. sezona bırakmak istemişler bilemiyorum. Ama hikâyeyi tamamen Kübra’nın ne olduğu üzerine kurup, bu merakla izleyiciyi son bölüme kadar bekletip, ardından yapay zekâ Kübra’yı bu kadar yüzeysel işlemek… insana “bu muydu yani” dedirtiyor.
Kübra: Son Söz
Toparlayacak olursam, Kübra’nın çok ortalama bir dizi olduğunu düşünüyorum. Tespitler güzel, ana tema güzel, yan karakterler başarılı, ama gereksiz uzunluğu dizinin vurucu bir iş olmasına engel olmuş. Dizi için benim puanım, 10 üzerinden 6.
