10 yıl önce hayatımıza giren ve televizyon dünyasının kült yapımlarından biri haline gelen Lost, hiç şüphesiz tüm diziseverlerin takip ettiği yapımlar arasında yer aldı. Amerika yayınından bir gün sonra bir an önce izlesek diye sabırsızlıkla beklediğimiz dizi her ne kadar finaliyle çoğu takipçisini hayal kırıklığına uğratmış olsa da halen dünya çapında bir çok hayran kitlesine sahip durumda. Biz de başlangıcının 10. yılını kutlayan bu dizinin bazı bilinmeyenlerini sizlerle paylaşalım istedik. İşte “Lost” hakkında bilmedikleriniz;
1- Mad Men’in karşı konulmaz reklamcısı Donald Draper’ına hayat veren Jon Hamm “Jack Shepard” rolü için seçmelere katılmıştı.
2- Dizinin önceden hazırlanan versiyonunda Michael Keaton ölmek üzere olan Jack rolü, Forest Whitaker ise Sawyer rolü için düşünülüyordu. Michael Keaton Dr. Jack Shepard karakteri ilk bölümde öleceği için bu rolü oynamakta kararlıydı fakat daha sonra karakterin tüm dizi boyunca yer alacağını öğrenince bu kararından vazgeçti. Whitaker ise Katie Holmes’la “First Daughter” isimli komedi filminde rol alacağı için projede yer almadı.
3- Dizinin etrafındaki gizem o kadar çok büyümüştü ki Hurley rolünde izlediğimiz Jorge Garcia Hawaii’deki evine kilitli bir posta kutusu yerleştirtmişti. Böylelikle dizi senaryoları daha güvenli bir şekilde eline ulaşmış oluyordu.
4- Jorge Garcia, Matthew Fox ve Dominic Monaghan da dahil olmak üzere dizideki hemen hemen tüm erkek oyuncular “Sawyer” karakteri için okuma yaptılar, çünkü yardımcı rollerin çoğu kast süreci sırasında ortaya çıkmıştı.
5- Lost’taki karakterlerimizin hepsi gerçek bir topluluk gibi gözükse de, oyuncuların hiçbiri dizinin tüm bölümlerinde yer almadı.
6- Locke karakterinin ilk geri dönüşlerini izlediğimiz “Walkabout” bölümünde Terry O’Quinn düzenli olarak sete ve setten eve günde 12 mil yürüyordu.
7- Dominic Monaghan, Charlie’nin uyuşturucuyu bıraktıktan sonra ilk defa eroinle durduğu sahnenin çekimleri sırasında, Lord Of The Rings’de birlikte rol aldığı Andy Serkis’in Gollum karakterinde ortaya koyduğu umutsuzluktan esinlenmeye çalıştı.
8- The Dharma Initiative aslında Medusa Corp. isminde olacaktı. Fakat bu isim daha sonra adada ortaya çıkan tehlikeli bir örümcek türünün adı olarak karşımıza çıktı. Bu örümcek türü Dizinin pek de sevilmeyen karakterlerinden Nikki-Paulo çiftinin ölümüne sebep olarak takipçilere bir iyilik yapmış oldu.
9- Lost’un bir bölümünde Claire yeni doğan bebeği Aaron’ın ağlamasını bir türlü durduramaz, bunun üzerine Locke da kendisine bebeği kundağa sarmakla ilgili tüyolar verir. Gerçek hayatta ise ünlü filozoflardan John Locke kundak olayına tamamen karşıydı, hatta bununla ilgili yaptığı kulisler 17. Yüzyıl Avrupa’sında bu yöntemin daha az kullanılmasına neden oldu.
10- Lost’u geri çeviren bir başka film yıldızı da Jennifer Jason Leigh oldu. Kendisine ikinci sezonda diziye dahil olan Libby rolü teklif edilmişti. Daha sonra Cynthia Watros bu rol için seçildi.
11- Jack karakterinin aslında pilot bölümünde öleceği yaygın olarak bilinen bilgilerden biri. Fakat fazla bilinmeyen bir gerçek var ki o da Kate karakterinin Jack’in yaşaması sonucu tamamiyle değişmiş olması. Kate karakteri aslında uçak kazası sırasında eşinden ayrılmış 30’larındaki bir işkadını olarak düşünülüyordu. Hatta Jack’in ölümünden sonra grubun lideri durumuna gelecekti.
Fakat Jack’in yaşamasıyla birlikte Kate sabıkalı bir geçmişe sahip ve sonsuz bir aşk üçgeni içinde kalmış bekar bir kadın olarak karşımız çıktı. Kate’in geçmişiyle ilgili düşünülen bu ilk hikayenin büyük bir kısmı ikinci sezonda kocası Bernard’la tekrar bir araya gelen Rose karakterine verildi.
12- Dizinin altıncı sezon çekimleri başlamadan önce tüm dizi ekibini ve seti kutsaması için Hawaii’li bir rahip getirildi.
13- Lost yazarları bazı harf oyunlarını da dizide kullandı. Dizinin yayınlandığı süre boyunca bunu bir çok kez yaptılar ki bunların arasında en popüler olan iki tanesini de paylaşmakta fayda var;
Üçüncü sezonun finalinde Jack Haoffs/Drawlar isimli bir cenaze evini ziyaret etmişti ki, bu “flash-forward”ın harf oyunuydu. Aslında sezon sonuna dair gizli bir ipucuydu çünkü bölümün sonunda geçmişi değil de geleceği izlediğimiz ortaya çıkmıştı.
Beşinci sezonun “The Little Prince” bölümündeyse Locke’un tabutu üzerinde Canton-Reiner logosu olan bir kamyonetle taşınıyordu ki bu da “reincarnation”ın harf oyunuydu.
14- Ada her ne kadar Slough’dan bayağı bir uzak olsa da bir “The Office” hayranı olan J.J. Abrams “David Brent & co” şirketine bir gönderme yapmadan geçemedi. “Homecoming” bölümünde Charlie’nin kandırmayı planladığı genç ve zengin bir kadın babasının Slough’da bir kağıt firması aldığını söyler.
15- Sawyer ve Claire adaya ilk bölümde gelip de final bölümüne kadar oradan ayrılmayan iki karakter.
16- Dizinin en çok merak edilen konularından biri de beşinci sezondaki “The Little Prince” bölümünde diğer kayıktan Sawyer ve Juliet’e doğru ateş edenlerin kim olduğuydu. Ne yazık ki dizinin yaratıcıları bunun cevabını kasıtlı olarak yanıtlamamayı seçmişler.
Damon Lindelof bununla ilgili yaptığı açıklamada bu gizemi açıklayan sahneyi yazdıklarını ve çektiklerini fakat “Bunu açıklamasak daha iyi olur” kararına vardıklarını söylüyor. Sahnenin çekimi hali hazırda ellerinde, o yüzden ileriki bir zamanda bağış, açık arttırma veya benzeri bir durumda bu görüntünün ortaya çıkma ihtimali olabilir. O gün geldiğinde belki biz Lost severler de bu gizemi öğrenme şansına erişebileceğiz 🙂
Not: Bu yazı şuradan özgün olarak çevirilmiştir.
