Yeniden Merhaba.
Netflix sağ olsun, uzun zamandır merak ettiğim Uzak Doğu dizilerini keşfim devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde detaylı bir tanıtımını yazdığım Japon dizisi Good Morning Call‘un ardından, bu hafta da sizlere aslında oldukça popüler olan ancak benim yeni keşfettiğim bir Güney Kore dizisinden bahsedeceğim: Playful Kiss (Mischievous Kiss olarak da geçiyor bazı yerlerde.)
Playful Kiss – İlk Bakış
2010 yılında 16 bölüm olarak yayınlanmış Güney Kore dizisi olan Playful Kiss, Kaoru Tada tarafından yaratılan Itazura na Kiss isimli mangadan uyarlanmış. (Burada eski bir anime izleyicisi olarak şu küçük bilgiyi paylaşmak istiyorum. Bu tarz romantik-komedi-drama türünde olup, genellikle genç kızlara hitap eden manga ve animelere Shōjo deniyor kısaca. Örneğin eskilerden Candy, Candy ve Sailor-Moon tam olarak bu türe girmekteler.) Dizinin tüm bölümleri şu anda Türkçe altyazı desteği ile Netflix Türkiye’de yer almakta. Dizi +13 uyarısıyla yayınlanmış olsa da bunu gerektirecek herhangi bir sahne ile karşılaşmadım. Aynı hikayenin Japonya ve Tayvan uyarlamaları da bulunuyor, hatta Japon versiyonu Mischievous Kiss ve Mischievous Kiss 2: Love in Tokyo da Netflix Türkiye’de yer alıyor ancak Türkçe altyazı henüz mevcut değil. (Tayvan uyarlamaları It Started With a Kiss (2005) ve devamı niteliğinde olan They Kiss Again (2007) her ne kadar manganın ilk uyarlamaları olsalar da Güney Kore uyarlamaları kadar popüler olmamışlar.)
Playful Kiss – Konusu
Oh Ha Ni, sevgi dolu kocaman bir kalbe ve büyük bir iyi niyete sahip olsa da maalesef derslerinde oldukça başarısız bir genç kızdır. Ayrıca kendisi çoğu zaman hayal dünyasında yaşayan, ayakları pek yere basmayan ve bir o kadar da sakar bir karakterdir. Baek Seung-jo ise her açıdan mükemmel bir genç erkektir. Okul birincisi olan Baek Seung-jo, çok zeki, çok yakışıklı, çok çekici, çok cool bir adamdır; öyle ki kendisinin mükemmel olmadığı hiç bir alan yoktur. Okulun tüm kızları kendisine hayran olsa da, o hiç kimseye pas vermez ve olabildiğine gizemli bir profil sunar. Oh Ha Ni, uzun zamandır aşık olduğu Baek Seung-jo‘ya duygularını açıklamaya karar verir ve ona bir aşk mektubu yazar. Ancak Baek Seung-jo bu mektup yüzünden Oh Ha Ni ile acımasızca alay eder ve hatta mektuptaki hataları düzeltip D- notu vererek tüm okulun gözü önünde Oh Ha Ni’ye mektubu geri verir. Bu durum elbette Oh Ha Ni’nin kalbini çok kırar.
Kısa süre sonra Oh Ha Ni ve babasının yeni evleri, depremde tamamen yıkılır ve baba kız sokakta kalırlar. Bu talihsiz olay, Oh Ha Ni’nin babasının eski bir dostuyla yeniden bir araya gelmesine sebep olur ve baba-kız geçici bir süreliğine kendilerine kucak açan bu ailenin yanına taşınırlar. Yanlarına taşındıkları ailenin büyük oğlunun Baek Seung-jo olduğunu anlamasının ardından Oh Ha Ni’nin hayatı oldukça zorlu bir hale gelecektir. Bir taraftan duygularına engel olmaya çalışırken, diğer taraftan Baek Seung-jo bitmek tükenmek bilmeyen aşağılamalarıyla boğuşması gerekecektir. Neyse ki Baek Seung-jo’nun annesi Oh Ha Ni’nin hayatını kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için elinden geleni yapacaktır.
Playful Kiss – Oyuncular
Kim Joong Hyun (Beak Seung Jo), So-Min Jung (Oh Ha Ni), Si-young Lee (Yoon He Ra), Hyun-joong Kim (Beak Seung Jo), Jung Hye-young (Hwang Geum-hee), Oh Kyung-soo (Baek Soo-chang), Choi Won-hong (Baek Eun-jo), Kang Nam-gil (Oh Ki-dong).
Playful Kiss – Eleştiri
Uzak doğu dizileri konusunda henüz yolun başında olduğumun farkındayım, Playful Kiss, Good Morning Call ardından izlediğim 2. Uzak Doğu dizisi oldu. Ancak yine de bu janr ile ilgili aklımda belirli bir şablon az çok oluşmuş durumda. (Bu alanda biraz daha fazla dizi izledikten sonra “Uzak Doğu Dizilerinde Karşımıza Çıkan 10 Klişe” tarzında bir yazıyla karşılaşabilirsiniz yakın zamanda, haberiniz olsun 🙂 )
Yukarıda da bahsettiğim üzere, çok çeşitli uyarlamaları bulunan Playful Kiss, ülkemizde ve dünyada Güney Kore dizilerinin en popülerlerinden biri. “Şahane bir romantik hikaye” olarak önerilen bu dizi, özellikle genç kızların bayıldığı bir yapım. 16 bölüm olan dizi, sürükleyici olmakla ve insanı merakta bırakmakla beraber, yer yer sıkıcı olabilen bir durağanlıkta ilerliyor maalesef.
*** Yazının bundan sonraki kısmı spoiler nitelikli bilgiler içermektedir! ***
Bu dizi birbirinden tamamen farklı iki karakter arasında yavaş yavaş gelişen bir aşk hikayesini anlatıyor anlatmasına da, bu yavaşlık gerçekten çok fazla ve dizinin %80’ninde platonik aşk yüzünden acı çeken bir kız ve ona işkence etmekten psikopatça zevk alan bir genç adamı izliyorsunuz neredeyse. Evet, diziyi izlediğim an Baek Seung-jo‘nun bir psikopat olduğunu düşünmüştüm. Zira bu dahi ve gizemli karakter öylesine yaratılmış ki duygu ve empati adına hiç bir belirti göstermiyor. Aklınıza sevimli ya da sempatik olmayan bir Sheldon Cooper ya da Gregory House getirin, onu buz gibi bakışlar ardına saklayın ve hiç bir mimik dahi göstermesine, hatta gülümsemesine dahi izin vermeyin – işte karşınızda şahane Baek Seung-jo! Bu konuya geri döneceğim.
Yıllar içerisinde Dünya sinema ve dizi sektörünü manipüle eden Amerika sayesinde, Amerikan kültürüne oldukça alışmış durumdayız ve gerek aile hayatlarını, gerek okul hayatlarını aşağı yukarı tahmin eder durumdayız. Mevzu uzak doğu olunca işler biraz değişiyor -en azından benim için- karşımda yepyeni bir kültür var ve ben bu kültür hakkında, günlük hayatları hakkında gerçekten çok az şey biliyorum. Bu sebeple, Uzak Doğu dizileri izlemek gerçekten büyük ve keyifli bir keşif haline geliyor. Durum bu şekilde olsa da, her kültürü kendi gerçekliği içerisinde değerlendirmek gereğine saygı dursam da şu soruyu sormadan edemiyorum: Uzak Doğu’da erkek kıtlığı olabilir mi? Ne diye bu lise çağındaki genç kızcağızlar kendilerine böylesine kötü davranan adamların peşinde helak oluyorlar? Yoksa biz Batı’dakiler erkeklerin kadınların peşinde koşmasına çok mu alıştık?
Evet, bugün bu yazıyı yazmaya başlamadan önce yaptığım araştırma sırasında karşıma çıkan bir bilgiye dek, aklımdan geçenler tam olarak bu şekildeydi. Karşıma çıkan bilgi ise şu, dizinin her bölümünün ardından yayınlanan Baek Seung-jo’nun günlükleri varmış ve diziyi (ya da Baek Seung-jo’nun hareketlerini diyelim) tam olarak anlayabilmek için bu günlükleri okumamız gerekiyormuş. 16 bölümün tamamını, Baek Seung-jo‘nun gözünden görmemizi sağlayan bu günlükleri hemen okudum ve her şey bir anlam kazandı. Diziyi izleyen herkesin aklından “Bu adam neden böyle davranıyor yahu, neden böyle yapıyor?” düşüncesinin geçeceğine eminim, bu yüzden size tavsiyen her bölümün ardından, Baek Seung-jo‘nun günlüğünü okumanız. Hikayenin çok daha anlamlı hale geleceğine emin olabilirsiniz.
Yine de Oh Ha Ni’nin aşk uğruna (ya da aşk adı altında) yaptıklarının fazlasıyla abartılı olduğunu, hatta düpedüz takıntılı olduğunu söylemem gerek. Playful Kiss, yukarıda da söylediğim üzere daha çok 15-18 yaş arasındaki genç kızları hedef alan bir romantik-dram. Türk genç kızları arasında da aşırı popüler olan bu diziyi izledikten sonra uyarma ihtiyacı hissettim. Zira aşk böyle olmak zorunda değil, size sürekli kötü davranan bir erkeği çok seviyor olsanız dahi kabul etmeyin, okuldaki durumunuz ne olursa olsun; hayatta çok iyi olduğunuz bir konu olsun ya da olmasın, herkes tarafından saygı görmeyi hak ediyorsunuz.
Playful Kiss‘in IMDb puanı 7.1, yer yer komik olan dizi bana sorarsanız romantik-drama daha yakın. Bu janrın ülkemizdeki en popülerlerinden biri olan Playful Kiss sadece bu açıdan bile izlenmeyi hak ediyor. Diziyi izlerken Baek Seung-jo’ya aşırı sinirlenip, Oh Ha Ni’ye “Kızım sen biraz dik dursana, neden böyle ezik davranıyorsun, bırak şu çocuğun peşini…” diye akıl veresiniz gelecek… Tavsiyeme uyar ve Baek Seung-jo’nun günlüklerini de okursanız, ona da hak vereceksiniz.
Hikayenin devamı olan Playful Kiss: Special Edition webisodelarını şurada, İngilizce altyazılı olarak izlemek mümkün.
Önümüzdeki hafta yeni bir Netflix Keşifleri yazısında görüşmek üzere, keyifli seyirler!