Nosferatu: “O” Geliyor

138

İrlandalı yazar Bram Stoker’ın 1897 yılında yayımlanan Dracula romanı yüzyıllardır o kadar çok uyarlamayla insanların karşısına çıktı ki, bunlardan bir tanesi de 1922 yapımı sessiz film Nosferatu’ydu. Karanlıklar arasında hüküm süren Transilvanyalı vampirin genç bir kadına olan aşkı ve bunun uğruna yaşanan kanlı yolculuk bu defa yönetmen Robert Eggers’ın kendi yorumuyla yeniden karşımıza çıkıyor. Hem de oldukça etkileyici bir oyuncu kadrosuyla. Bill Skarsgård muhteşem bir dönüşümle Kont Orlok’a hayat verirken Nicholas Hoult, Lily-Rose Depp, Aaron Taylor-Johnson, Emma Corrin, Ralph Ineson, Simon McBurney ve Willem Dafoe da bu korkunç ama bir o kadar da kışkırtıcı hikâyenin oyuncu kadrosunu oluşturuyor.

Yıl 1838. Emlak danışmanlığı yapan Thomas Hutter, eşi Ellen’la birlikte Almanya’nın Wisborg kasabasında yaşamını sürdürmektedir. Artık evli olduğu için daha iyi imkanlara sahip olmak isteyen Thomas, işvereni Bay Knock’tan yüksek getirisi olacak bir iş alır. Bulundukları kasabada harap haldeki bir eve gizemli Kont Orlok talip olmuştur ve satış işlemlerini gerçekleştirmek için Transilvanya’ya, Karpat Dağları’na bir yolculuk gerçekleştirmesi gerekmektedir. Thomas yolculuğu yapmaya hazırdır fakat eşi Ellen buna razı değildir. Kötülüğün musallat olduğu Ellen nihayet Thomas’la evlenmesiyle biraz rahatlamıştır belki ama korkunç kabuslar yeniden hayatına girmiştir. Thomas’a bunlardan bahseder ve gitmemesi için ısrar eder. Yine de Thomas bu yolculuğa çıkar. Kendisinin yokluğunda ise yakın arkadaşı Friedrich Harding ve eşi Anna, Ellen’a göz kulak olacaktır. Fakat Karpat Dağları’na varışıyla birlikte Thomas garip olaylara tanık olmaya başlar. Kont Orlok’un yanına ulaşmasıyla da korkusu ve eve geri dönme arzusu daha da artar. Her geçen gün kendisini biraz daha tüketen bu şeyden nasıl kurtulacaktır? Hele ki eşi Ellen’a ulaşmak için her şeyi yok etmeye göze alan bu şeyden…

Nicholas Hoult stars as Thomas Hutter in director Robert Eggers’ NOSFERATU, a Focus Features release. Credit: Aidan Monaghan / © 2024 FOCUS FEATURES LLC

Hikâyenin en önemli karakteri Kont Orlok’a oldukça başarılı bir dönüşümle Bill Skarsgård hayat veriyor. Kont Orlok’un konuşma tarzı ve tüyler ürpertici sesini filmi izledikten bir süre sonra daha kulaklarınızda duyacağınıza şüphem yok. Genç çift Thomas-Ellen Hutter rollerinde Nicholas Hoult ve Lily-Rose Depp’i izliyoruz. Filmin yönetmeni Robert Eggers, çok uzun süredir hayata geçirmek istediği bu filmde aslında Anya Taylor-Joy ve Harry Styles’ı Hutter çifti için düşünmüş fakat ikisi de olmamış ve iyi ki de olmamış. Özellikle Lily-Rose Depp, The Idol dizisinin kendisinde bıraktığı enkazı bu performansla unutturup yeni bir sayfa açıyor diyebilirim. Aaron Taylor-Johnson ve Emma Corrin ise Thomas ve Ellen’ın arkadaşları Friedrich ve Anna Harding çiftini canlandırıyor. Ralph Ineson, Ellen’ın geçirdiği nöbetlere çare bulmaya çalışan Dr. Sievers rolünde. Willem Dafoe, Dr. Sievers’ın tek çare olarak gördüğü ve alternatif yöntemlere başvuran Dr. Von Franz rolüne hayat veriyor. Thomas’ın işvereni ve Kont Orlok’un bir nevi hizmetkârı Bay Knock rolünde Simon McBurney’yi izliyoruz. Orlok’a olan itaatini sinir bozucu tavırlarla sergileyen Bay Knock karakteri, filmin gergin anlarında öne çıkmakta. Filmin görüntü yönetmenliğini Eggers’ın diğer filmlerinde olduğu gibi yine Jarin Blaschke üstleniyor ve çok iyi bir iş çıkardığını söyleyebilirim.

Count Orlok signs his contract in director Robert Eggers’ NOSFERATU, a Focus Features release. Credit: Aidan Monaghan / © 2024 FOCUS FEATURES LLC

Yazının girişinde de belirttiğim gibi, bu hikâye uzun yıllardır farklı uyarlamalarla insanların karşısına çıkıyor ve bu kadar çok uyarlanmasına rağmen hiçbir zaman o heyecanını yitirmiyor. Yönetmen Robert Eggers da çocukluk yıllarında tanıştığı bu hikâyeyi kendi bakış açısından hakkını vererek izleyicinin karşısına çıkarıyor. Film; görüntüsü, ürkütücü sesleri ve müziğiyle sizi ilk andan itibaren gerilim ve korku dolu bir atmosferin içine alıyor. Oyunculuklar, karakterlerden ziyade hikâyenin ön plana çıkmasını sağlıyor ve bu da korkunç güzellikte bir seyir sunuyor. Nosferatu dendiğinde gözümüzde canlanan ilk şey tabii ki onun silueti ve korkunç elleri. Bu detaylar da filmde karşımıza çıkmakta. Görsellik ve renkler filmin bu kadar iyi olmasının en önemli nedeni. Thomas’ın Karpat Dağları’ndaki şatoya ulaşması ve Kont Orlok’la karşılaşması filmde en beğendiğim sahnelerden biriydi. Thomas’ın iki tarafı ağaçlı ve karlarla kaplı bir yolun ortasında tedirgin bekleyişi hâlâ gözlerimin önünde diyebilirim. Ellen’ın Orlok’la iletişime geçtiği sahneler ise bir o kadar ürpertici ve kışkırtıcı. Özellikle Ellen’ın nöbet geçirdiği anlar da unutulacak gibi değil. Filmin gayet net ve temiz bir sonla bitmesi de izleyiciyi tatmin edecektir diye düşünüyorum.

Anlatımı, oyunculukları, görselliği ve sesleriyle Nosferatu’yu Robert Eggers’ın gözünden mutlaka izleyin. Korkutucu güzellikteki bu film sizi de ilk karesinden itibaren etkilemeyi başaracak. Her sinemasever yeni yıla iyi bir filmle girmeyi hak ediyor, işte o da bu film desem abartmış olmam. Şimdiden herkese iyi seyirler.