Merhabalar!
İzlememin üzerinden biraz vakit geçmiş olsa da, bugün sımsıcak bir Kore romantik komedisinden bahsedeceğim sizlere: “Oh My Venus“. Buranın düzenli takipçisi iseniz Kore dizilerini yeni izlemeye başladığımı biliyor olmalısınız, tamamladığım dizi henüz 2 elin parmaklarını geçmiyor. Bu sebeple çok iddialı konuşmak istemiyor ve şöyle diyorum; “Oh My Venus, şimdiye dek izlediğim Kore dizileri içerisinde en beğendiğim dizi oldu!”. Hem hikayesini, hem yarattığı karakterleri, hem baş rol oyuncuları arasındaki kimyayı çok beğendiğim diziyi tamamlamamın üzerinden henüz 1-2 hafta geçmiş olmasına rağmen, tekrar izlemeye başladığımı da ekleyerek detaylı tanıtımıma başlayayım…
Oh My Venus– İlk Bakış
Oh My Venus, yakın tarihli bir dizi. KBS2 kanalında 16 Kasım 2015 tarihinden itibaren 16 bölüm olarak yayınlanmış. Bölümler 1’er saatlik olmasına rağmen toplamda 16 bölüm olduğu için izlerken asla sıkmıyor. Oh My Venus her ne kadar bir romantik komedi olsa da, daha önce bahsettiğim Kore dizileri gibi çoğunlukla genç kızlara hitap etmiyor. Bahsedilen konular daha olgun, bu sebeple bana sorarsanız özellikle iş hayatının ağırlığı altında ezilmiş 30 yaş ve üstü kadınlar diziyi izlediklerinde (aynı benim gibi) kendilerinden çok şey bulacaklardır.
Oh My Venus– Konusu
Kang Ju-eun (Shin Min-a) lisedeyken öylesine güzel bir genç kızdır ki kendisine “Daegu’lu Venus” ismi takılmıştır. Ancak Kang Ju-eun güzel olduğu kadar zeki, çalışkan ve kararlıdır da ve en büyük hayali iyi bir avukat olmaktır; hatta bu uğurda “Kore Güzeli” olma ihtimalini bile değerlendirmez. Kang Ju-eun 15 yıllık çalışmanın ardından avukat olmayı başarır ancak bu süreçte yaşadığı zorluklar, ailevi problemler ve çok stresli bir iş hayatı olmasının da etkisiyle çok fazla kilo alır ve kendisine aynada bakamayacak hale gelir. 15 yılın ardından artık evlilik teklifi beklediği bir anda sevgilisi Im Woo-shik (Jung Gyu-woon) tarafından terk edilince tüm hayatı alt üst olur.
İş sebebiyle gittiği Amerika’dan dönerken uçakta fenalaşan Kang Ju-eun, o sırada uçakta bulunan gizemli bir adam tarafından kurtarılır. Bu gizemli ve “baştan aşağı seksi” adam, Hollywood yıldızlarının gizli antrenörü John Kim’den başkası değildir. Kendine John Kim ismini takmış olsa da bu gizemli adamın asıl adı Kim Young-ho’dur (So Ji-sub) ve kendisi Kore’nin önemli ailelerinden birinin veliahtıdır; hem Kore’den hem de ailesinden uzak durmaya çalışmasında kendince haklı sebepleri vardır. Hayatında bir değişiklik yapmayı kafasına koyan Kang Ju-eun, John Kim’den onu eğitmesini ister. Tesadüflerin bir araya getirdiği Kang Ju-eun ve Kim Young-ho, kendilerini ve mutluluklarını bulma konusunda birbirlerine destek olacaklardır.
Oh My Venus– Oyuncular
So Ji-sub (Kim Young-ho), Min-a Shin (Kang Joo-eun), Sung Hoon (Jang Joon-sung), Henry Lau (Kim Ji-yong), In-yeong Yu (Oh Soo-jin), Eun-ji Jo (Lee Hyun-woo) ve Gyu-Woon Jung (Im Woo-shik)
*** Dikkat! Yazının bundan sonraki kısmı SPOILER nitelikli bilgiler içermektedir!***
Oh My Venus– Eleştiri
Kore dizilerinin “klişeler üzerinden” ilerlediğinden, çoğu zaman da bunun dizilerin asıl güzelliğini oluşturduğundan daha önceki yazılarımda bahsetmiştim hatırlarsanız. Yukarıdaki dizi konusunu okuduğunuzda muhtemelen karşınızda yine çok klişe bir hikaye olduğunu düşüneceksiniz. Evet, Oh My Venus Kore dizilerinin olmazsa olmaz klişelerini elbette kullanıyor: zengin adam – fakir kız, kızı kolundan tutup çevirmek, erkeğin kadına ayakkabı giydirmesi, şirketin geleceği için yapılması gereken anlaşmalı evlilik, aynı evde yaşamak zorunda kalan kadın ve erkek, dizinin sonuna doğru yaşanan dramatik olaylar ve çok daha fazlası… (Ayrı bir yazıda listesini de yapacağım bu klişelerin Oh My Venus içerisinde kullanımı klişelerin farkında olarak ve biraz da kendi kendiyle dalga geçme halinde, buna da bayıldım doğrusu.)
Ancak yine de Oh My Venus aslında tek bir konuya odaklanıyor: yetişkin ve modern insanın hayat koşuşturmacası içinde unuttuğu “kendini” yeniden bulması, kendine dönüş hikayesi.
Oh My Venus‘de baş rol karakterlerimizin ikisi de yaralı karakterler. Bu dizide karakterleri çok beğendiğimi söylemiştim. Bir defa aldığı tüm kilolara, onu öne çıkaran güzelliğini kaybetmiş olmasına, 15 yıllık erkek arkadaşının onu bir anda terk etmesine ve hatta eski en yakın arkadaşının durduk yere kendine eziyet etmeye başlamasına rağmen ayakta durmaya çalışan sağlam bir kadın var karşımızda: Kang Ju-eun. Kore dizilerinin şimdiye dek en çok takıldığım noktası ezik ve güçsüz kadın baş rolleri olduğu için, tamamen içselleştirebildiğim bu kadın karakteri beğenmemem mümkün değildi.
Diğer taraftan John Kim/Kim Young-ho (So Ji-sub) ise, bir Kore dizisi klasiği olarak çok yakışıklı, çok zengin, çok zeki, çok çekici, çok gizemli, çok cool, çok çok çok çok… bir adam. Ancak bu her açıdan mükemmel adam, kendine güveni tam olarak görünse dahi aslında çok zor bir çocukluk geçirmiş ve bunun “acılarını” fiziksel ve psikolojik olarak her gün yaşamaya devam ediyor. Tüm bunlara rağmen Kim Young-ho nasıl bir insan olduğunun tamamen farkında ve öylesine özgüvenli ki kendisiyle sürekli dalga geçmekten çekinmiyor. Kang Ju-eun da en az Kim Young-ho kadar kendine güvenen bir kadın, tüm fiziksel dezavantajlarına rağmen onu asla ezik bir kadın olarak görmüyoruz. İşte bu iki yaralı karakter, eksik oldukları noktalarda birbirlerini tamamlayarak bir araya geliyorlar.
Dizi, güzellik denen şeyin hiç bir sorunu çözmediğini pek çok defa vurguluyor. Tüm fazla kilolarınızdan kurtulsanız da, ya da normalde olduğunuzun iki katı kiloya da çıkmış olsanız siz yine sizsiniz. Eğer “görünmeyen yaralarınızı” tedavi etmezseniz, iyileşemezsiniz. Bunu, dizinin hikayesini ilk başta “Şişman kadın zayıflayıp güzelleşir ve her şey yoluna girer” şeklinde yorumlama ihtimaliniz sebebiyle özellikle vurgulamak istiyorum. Kim Young-ho‘nun, Kang Ju-eun‘a açıklamaya çalıştığı üzere önemli olan kaç kilo verdiğin değil, ne kadar sağlıklı olduğun. En güzel, en çekici kadın, en sağlıklı kadın…
İnsanların nasıl göründüklerinin aksine içten içe nasıl da kırılgan olabilecekleri konusuna Oh Soo-jin’in (In-yeong Yu) hikayesinde de değiniliyor. Oh My Venus’te her karakteri ayrı ayrı sevmeme rağmen, en ısınamadığım karakter Oh Soo-jin oldu. Bunda o anlamsız ve hiç bir moda akımına uygun olmayan saç kesiminin de payı büyük olabilir 🙂
Karakterlerden bahsetmişken, daha önce severek izlediğim ve burada da tanıtımını yaptığım Noble, My Love dizisinde erkek başrol olarak karşımıza çıkan Sung Hoon, bu dizide şiddet dolu bir geçmişi olan ama Kim Young-ho‘nun desteği ile içindeki öfkeyi spora yönlendirmeyi başarıp “Korean Snake” isimli profesyonel dövüşçüye dönüşen Jang Joon-sung karakterini canlandırıyor. Sessiz, sakin, içine kapalı, disiplinli bu karakterin geçmişine dair, Kim Young-ho‘nun onu eğitmesine dair daha fazla sahne izlemeyi çok isterdim.
Dizinin en sevdiğim kısımlarından biri de, bölüm sonları ve bölüm başlangıçları oldu. Şöyle ki, bilirsiniz artık Türk dizilerinde sıkça kullanılan bir yöntem olarak yeni bölümlerin ilk 3-5 dakikası, önceki bölümün son 3-5 dakikasından oluşuyor. Oh My Venus’te de bu kullanılmış ancak bir farkla; aynı sahneyi izlesek de, diğer karakterin gözünden izliyoruz. Mesela Kim Young-ho’nun ilk defa Kang Ju-eun’un gamzelerini gördüğü sahneyi ilk olarak 5. bölümün sonunda Kim Young-ho’nun gözünden izliyoruz. Daha sonra bir de aynı sahneyi 6. bölümün başında Kang Ju-eun’un gözünden izliyoruz. gerçekten ilk çekici ve farklı bir bakış açısı, çok beğendim.
Oh My Venüs işte yukarıda bahsettiğim gibi pek çok hatırlanan ve izlemesi keyifli sahne ile dolu: mesela Kim Young-ho’nun otelde düşen Kang Ju-eun’u kaldırıp “dünyanın dışına” çıkarması, yağmur altındaki ilk öpüşme, jiu jitsu çalıştıkları sırada kazara yaşanan ilk öpüşme ve ciddi duruşunu asla bozmayan Kim Young-ho, Kim Young-ho’nun geçirdiği kazanın ardından hastanedeki “tap tap” sahnesi, Daegu’daki köprüdeki kavuşma sahnesi, tüm hayal sahneleri ve tabi ki ekranlarda şimdiye dek izlediğim en güzel, en romantik evlilik teklifi sahnesi… Bu arada Oh My Venus, karakterler 30 yaşın üstünde olduğundan sanıyorum, evlilik öncesi “cinsellik” konusunun bahsinin geçtiği izlediğim ilk Kore dizisi. Yaşasın yetişkinlik!
Çok eğlenceli ve romantik bir dizi olan Oh My Venus’ün sonlara doğru çok dramatik ve insanı hüngür hüngür ağlatan 1-2 bölümü olduğunu ekleyeyim. Ancak bu acıklı durum çok uzatılmadan tatlıya bağlanıyor.
Oh My Venus vasıtasıyla Ji-seob So gibi bir oyuncudan da haberim oldu. Tüm Kore dizi oyuncuları yeni yetme ve aşırı makyajlı delikanlılardan oluşacak diye bir kaide yokmuş; insanların burun kıvırdığı Kore dizilerinde de çok iyi rol yapan, olgun yakışıklılığa sahip adamlar da varmış demek ki.
Kore dizisi seven, sevmeyen herkese iyi seyirler diliyorum!
Oh My Venus– Tanıtım Filmi
Tanıtım filmleri o kadar sevimli, o kadar eğlenceli ki kıyamadım ve hepsini koydum yazıya. İzleyiniz.