Bazı masallar vardır ki, üzerinden yüzyıllar geçse de hep hatırlanmaya devam eder. İşte 1812 yılında Grimm Kardeşler tarafından yayımlanan Pamuk Prenses de yıllara yenilmeyen eserlerden bir tanesidir. Popüler kültürün daima bir parçası olan bu güzel kalpli ve cesur kahramanımız fazlasıyla da filmlerin konusu oldu ve olmaya da devam ediyor. Disney, 1937 yılında vizyona giren müzikal animasyon Pamuk Prenses’i neredeyse 90 yıl sonra bir canlı aksiyon uyarlamasıyla karşımıza çıkarıyor. Yönetmenliğini Marc Webb’in üstlendiği, Rachel Zegler’ı Pamuk Prenses ve Gal Gadot’yu Kötü Kraliçe rollerinde yer aldığı film 21 Mart itibariyle ülkemizde de vizyona giriyor.
Filmdeki Pamuk Prenses hikâyesi nedir derseniz, ondan da kısaca bahsedelim. Hayırsever bir kral ve kraliçenin bir kar fırtınasının olduğu bir akşamda kızları doğar ve o güne ithafen kızlarına Pamuk Prenses adını verirler. Paylaşımcı ve mütevazı kişilikleriyle insanlar tarafından çok sevilen kraliyet ailesi yıllar sonra büyük bir üzüntü yaşarlar çünkü kraliçe beklenmedik bir hastalığa yenik düşer. Ve kral bir gün yeniden evlenir. Fakat evlendiği kadın hiç de göründüğü gibi biri değildir. Kötü kalpli yeni kraliçe kral eşini Güney’e gönderdiği gibi kızı Pamuk Prenses’i de hizmetçiye dönüştürür. Artık halk eski mutlu günlerinden çok ama çok uzaktadır. Kötü Kraliçe’nin karanlığı tüm krallığa yansımıştır. Bir zamanlar çiftçi olan erkekler artık onun askerine dönüşür. Sürekli sihirli aynasından en güzel olduğu onayını alan Kötü bir gün hiç de beklemediği bir cevap alır: Artık ülkenin en güzeli Pamuk Prenses’tir. Ne yapıp edip ondan kurtulacaktır ve bunun için de Avcı’yı görevlendirir. Avcı, Pamuk Prenses’i ormanın derinliklerine götürecek, onu öldürecek ve kalbini de Kötü Kraliçe’ye getirecektir. Fakat Avcı bunu yapamaz ve Pamuk Prenses’e kraliçeden uzaklara gitmesini söyler. Ormanın derinliklerine ilerleyen Pamuk Prenses önce Yedi Cüceler ile tanışır, ardından da krallıkta yiyecek çalarken karşılaştığı haydut Jonathan ve ekibiyle bir araya gelir. Fakat Pamuk Prenses’in ölmediğini öğrenen Kraliçe boş durmayacak ve en güzel olma hırsıyla kötülüklerine devam edecektir.
Filmde Pamuk Prenses rolüne hayat veren isim Rachel Zegler. Batı Yakası Hikâyesi’nin yenilenmiş versiyonunda Maria rolünü üstlenen ve bu rolüyle Altın Küre ödülü kazanan genç oyuncu filmin hiç şüphesiz en iyi performanslarından birini sergiliyor. Hikâyenin en önemli ikinci karakteri olan Kötü Kraliçe rolünde ise Gal Gadot’yu görüyoruz. Gadot, bence bu rolü en başarısız oynayan isimler arasında üst sıralarda yer alacaktır. Adı üstünde karakter kötü bir kraliçe ama Gadot ne yazık ki o kötülüğü ve hırsı hiçbir mimiği ya da tavrıyla yansıtmayı beceremiyor. Karakterle ilgili sadece kıyafetleri, mücevherleri ve makyajı beğendiğimi söyleyebilirim. Pamuk Prenses’in gönlünü çalan haydut Jonathan ise 1937 yapımı orijinal filmde olmayan bir karakter ve Andrew Burnap’ı bu rolde izliyoruz. Kötü Kraliçe’nin Avcı’sı da hiç şüphesiz hikâyenin önemli bir karakteri ve Ansu Kabia da en az Gal Gadot kadar kötü bir performansla Avcı’ya hayat vermeye çalışıyor. Kraliçeyle bütünleşen aynanın sesini ise Patrick Page üstleniyor. Jeremy Swift, Titus Burgess ve Matrin Klebba da Yedi Cüceler’e sesleriyle hayat veren isimler arasında. Erin Cressida Wilson’ın elinden çıkan bu yeni uyarlamada Marc Webb yönetmen koltuğunda oturuyor.
Pamuk Prenses, görsel efektlerin neredeyse kusursuza yakın olduğu filmlerden biri. Yaratılan o dünyada kesinlikle hiçbir sahnenin sırıtmadığını söyleyebilirim. Kahramanımızın karanlık ormanda ağaçtan kurtulma çabaları heyecanlı, Yedi Cüceler’in hikâyeye girişleri de oldukça hareketli ve sevimli anlardan biri. Burada başı sonu belli olan bir hikâyeyi dinamik tutan en önemli unsur bir müzikal olması. (Tabii eğer müzikal yapımları seviyorsanız.) Film, orijinal yapımdan üç şarkıya yer verirken (Heigh-Ho, Whistle While You Work, The Silly Song) Benj Pasek, Justin Paul ve Jack Feldman tarafından yazılan yeni şarkıları karşımıza çıkarıyor. Benim en sevdiklerimden bir tanesi Jonathan (Andrew Burnap) ve Pamuk Prenses’in (Rachel Zegler) birlikte seslendirdikleri Princess Problems oldu. Zaten Zegler’ın şarkılardaki performansı da kayda değer. Ama sonuçta 1937 yılında yapılmış bir filmi yeniden canlandırmaya, Pamuk Prenses uyarlamalarına bir tane daha eklemeye gerek var mıydı tartışılır. Tabii yapan Disney olunca para var huzur var yeniden uyarlama var demekten başka bir söz kalmıyor.
Yaklaşık 270 milyon dolar gibi bir bütçeye sahip olan film beyazperdede umduğunu bulabilecek mi göreceğiz. Pamuk Prenses hikâyesini yeniden ve bir de müzikal olarak izlemek istiyorum diyorsanız, başarılı görsel efektlere sahip bu filme bir şans verebilirsiniz. İyi seyirler…
