Son yıllarda Silo, Severance, Fallout gibi başarılı örnekler karşımıza çıkmış olsa da iyi bir bilim kurgu dizisi bulmak her zaman çok kolay olmuyor. Arjantin çıkışlı yeni Netflix dizisi The Eternaut, (Türkçe ismiyle Sonsuzluk Yolcusu) bilim kurgu severlerin ilgisini çekebilecek güncel yapımlardan biri.
The Eternaut: Konusu
Buenos Aires’te bir yaz gecesi, gizemli ve ölümcül bir kar yağışı nüfusun çoğunu yok eder ve binlerce kişiyi evlerinde mahsur bırakır. Juan Salvo ve arkadaşları hayatta kalmak için çaresizce bir mücadeleye girişirler. Zehirli kar fırtınasının, çok daha büyük bir tehdidin parçası olduğunu keşfettiklerinde ise her şey değişir. Artık hayatta kalmanın tek yolu bir araya gelip savaşmaktır. Hiç kimse tek başına hayatta kalamayacaktır.

1957’de yayımlanmaya başlayan ikonik Arjantin bilimkurgu çizgi romanından uyarlanan bu dizi, Héctor Germán Oesterheld tarafından yazılan ve çizimleri Francisco Solano Lopez‘e ait olan The Eternaut‘u ilk kez ekrana taşıyor.
The Eternaut 30 Nisan’da Netflix’te yayınlandı, dizinin ilk sezonu 6 bölümden oluşuyor. Dizi gayet iyi bir izlenme başarısı elde etti, şu anda hem Global’de hem de Türkiye’de dili İngilizce olmayan diziler arasında en çok izlenen yapım. Hiç alışık olmadığımız bir şekilde, Netflix ilk sezonun yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra, yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 2-3 gün içinde diziye 2. sezon onayı verdiğini de duyurdu.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: The Eternaut Dizi İncelemesi Videosu
The Eternaut bir felaket hikayesiymiş gibi başlıyor, sonra bölümler ilerledikçe çok farklı, bambaşka bir yöne doğru ilerliyor. Ben diziye, hakkında çok az şey bilerek başladım, iyi ki de öyle yapmışım. Ana hikâye dışındaki bütün gelişmeler bana sürpriz oldu, bu sürprizlerin hepsinden ve diziyi izlerken “Acaba şöyle mi, acaba böyle mi” diye çıkarımlar yapmaktan da çok keyif aldım. Bu yüzden bu yazıda spoiler vermeyeceğim, bence diziye sürpriz gelişmeleri bilmeden başlarsanız çok daha fazla keyif alırsınız.
Dizinin başrolünde Goya ödüllü oyuncu Ricardo Darín yer alıyor. Ana karakterimiz Juan Salvo’yu canlandırıyor. Salvo eski bir asker, çok iyi bir nişancı fakat oldukça gizemli ve sessiz bir adam. Felaket yaşanmaya başladığı andan itibaren tek düşüncesi, kızını kurtarmak. Hikâyeyi çoğunlukla Salvo’nun bakış açısınındın izliyoruz. Darin’in performansı başta olmak üzere, dizideki oyunculuklar genel olarak çok doğal ve başarılı. Bu dizi, bilmedikleri bir düşmana karşı güçlerini birleştiren sıradan insanların hikayesini anlatıyor. Özellikle bu felaketin başladığı ilk anlar ve karakterlerin verdiği tepkiler çok iyi yansıtılmış, bilinmezlerle dolu gerilimli bir atmosfer yaratılmış.
The Eternaut karakter odaklı, yerel bir hikâye anlatıyor, her şey Arjantin’e özgü. Zaten tüm çekimler de Buenos Aires civarındaki setlerde gerçekleştirilmiş. Bu “yerel” vurgusunu özellikle yapmak istedim çünkü bazen bazı Netflix dizilerini izlerken aynı hikâyenin sadece farklı mekanlarda geçen versiyonunu izliyormuş gibi hissediyorum. The Eternaut onlardan biri değil. Bu sebeple de karakterlerin davranış şekilleri de konuşmaları da çok doğal hissettiriyor. (Bu arada bana Arjantin halkının günlük yaşamında Türklere çok benzediğini düşündürten bazı sahneler de oldu.)
Ben dizinin bu kadar kaliteli çekilmiş olacağını düşünmemiştim. Görsel efektler gayet iyiydi. İşin zanaat kısmına çok özen gösterdikleri belli. Arjantin normalde pek kar yağan bir ülke değilmiş, hatta en son kar yanlış hatırlamıyorsam 2017’de yağmış. Ve dizide yaz sıcağının ortasında bir kar fırtınası yaratmışlar. Hem görsel hem de atmosfer olarak bence çok inandırıcıydı. Dizinin ikinci yarısında CGI’a ihtiyaç duyan daha fazla kısmı var, burada da yine fena bir iş çıkarmadıklarını düşünüyorum.

The Eternaut biraz yavaş ilerleyen bir yapım, ilk üç bölüm aksiyon olarak biraz zayıf diyebiliriz. Fakat sonrasında da olaylar biraz hızlı ilerliyor. Dizinin biraz tempo sorunu var anlayacağınız. Dizinin ikinci kısmında olaylar gerçekten çok dağıldı ve hemen her şey havada kaldı. Şu anda hala çok fazla soru işaretimiz var. Normalde ucu açık kalan çok fazla şey olduğu için diziyi izlemenizi tavsiye etmezdim, çünkü sanki bir sezon değil de yarım sezon olarak yayınlanmış gibi dizi. Fakat diziye 2. Sezon onayı geldiği için gönül rahatlığıyla tavsiye edebiliyorum. Deadline’da yayınlanan habere göre de 2. sezon 8 bölümden oluşacak ve hikâyeyi tamamen toparlayarak final yapacak.
The Eternaut’un bir çizgi roman uyarlaması olduğunu söylemiştim. Seride hikâye 1950’lerde geçerken, dizide hikâye günümüzde geçiyor. Sanırım diziye uyarlarken hikâyede bazı değişikliklere gidilmiş, orijinal metnin hayranları için bu değişiklikler belki de rahatsız edici olabilir. Benim açıkçası okumayı bırakın, haberimin bile olmadığı bir seriydi o yüzden bir karşılaştırma yapamayacağım.
Diziyi izlerken “burası şuna benziyor” “burası buna benziyor” diye düşündüğünüz her an, orijinal çizgi romanın 1957’de yayınlanmaya başladığını kendinize hatırlatmanız lazım. The Eternaut kopya çeken değil, öncü olan yapım.
Bu arada çizgi roman serisi Arjantin tarihinde çok önemli bir yeri olan, çığır açan bir seri olarak görülüyor. Hatta ana karakter de Latin Amerika’da hala direnişin sembolü olarak görülüyormuş. Dizide bu pek yansıtılmış olmasa da çok daha politik bir alt metni olan bir eser. Dizi o yüzden hem Arjantin halkı hem de diğer Güney Amerika ülkeleri için çok kıymetli bir yapım, sonuçtan da çok memnun olmuş görünüyorlar ki pek çok yerde gurur duyduklarına dair yorumlar yer alıyor.
The Eternaut: Son Söz
Eğer bilim kurgu yapımlarını seviyorsanız ve farklı bir ülkeden, farklı bir dizi izlemek istiyorsanız The Eternaut tam size göre. Dizi halihazırda 2. sezon onayı da aldığı için, iptal olma korkusu olmadan sadece 6 bölümden oluşan bu diziyi bir hafta sonu “maraton” halinde izleyebilirsiniz.