Bir diğer değinmek istediğim konu ise Wally ve Barry arasındaki ilişki. Her zaman New 52 Wally’sinden hoşlanmadığımı söylemişimdir. Dizide de bu karakterizasyonu kullandıklarında baya bir sukutu hayale uğramıştım. Lakin her ne kadar Wally’i sevmesem dahi bu bölümde Wally ve Barry arasındaki ilişkileri birebir olmasa dahi çok büyük tutarlılıkta çizgi romandan uyarladılar. Çizgi romanlarda Barry ilk başlarda Wally’i tutukluyordu sonradan Iris’in yeğeni olduğunu anlıyordu ardından birlikte vakit geçirmeye başlayıp kan kardeş oluyorlardı. Bu bölümde de her ne kadar araları bayağı bir açık olsa dahi ilerleyen bölümlerde aralarından su sızmayacak hale gelecektir..
Gelelim King Shark’a… Kendisi normalde Aquaman‘in bir düşmanı olmasına rağmen, bence Flash’a da mükemmel bir şekilde uyum sağladı. Ciddi manada Hollywood’a taş çıkartacak cinsten CGI efektleri uygulanmıştı bölümde. The Flash’de gerçekten güzel olan bir nokta da, senaristlerin her iki bölümde bir düşük bütçeli CGI uygulayıp kaliteyi düşürmeleri yerine, 6 belki de 7 bölümde bir bütçeyi çok güzel ayarlayıp efekt gerektiren karakterleri başarılı CGI’lar ile birlikte izleyicilerin karşılarına çıkmalarıdır. Özellikle denizde King Shark’ı yendiği sahneler gerçekten çok efsane olmuştu. Seyir zevki mükemmeldi.
The Flash’ın özellikle şu aralar çok çok zevkli gittiğini söyleyebilirim. Her ne kadar bir sonraki haftayı iple çektirmese dahi – Supergirl ortak bölümü hariç – bence son yılların en başarılı süper kahraman dizisi.