6 Nisan Pazartesi günü gerçekleşen Wondercon‘da The CW kanalının dizisi The Flash için yeni bir fragman yayınladı. Önce bir fragmana göz atalım, ardından fragmanı güzelce bir masaya yatıralım.
Fragmana buradan ulaşabilirsiniz;
Şimdi fragman üzerine birkaç kelam edecek olursam eğer; ilk olarak ”Flashpoint” hikayesinin artık hemen hemen kesinleştiğini söyleyebilirim. Özellikle fragmandaki Barry ve Joe arasında gerçekleşen şu konuşma, hikayenin işlenme olasılığı üzerindeki şüpheleri temizler nitelikte;
‘‘- Barry, geçmişi mi değiştireceksin?
– Hayır Joe, annemi kurtaracağım”
Bu cümlelerden sonrada artık hepimiz ufak çapta bir Flashpoint göreceğimiz konusunda hemfikir olmuşuzdur.
Artık buradan sonra fragmanın üzerinde dikkatimizi çeken noktalara değinebiliriz.
Fragmanda karşımıza çıkan, bizi şaşırtan bir ayrıntı ise Eobard’ın yani Reverse-Flash’ın Piep Line’da hapsedilmiş olması. Açıkçası bunun gerçekten olduğunu düşünmüyorum, çünkü daha Barry’in RF’yi pipe linea hapsedebilmesi için en az 50 fırın daha ekmek yemesi lazım. Tamam, kabul ediyorum 9.bölümdeki karşılaşmalarından bu yana Barry çok yol kat etti. Ama şu anki seviyesi sadece kendisini daha yeni yeni savunmasına yeter. Tabii şansı varsa belki bir kaç yumruk da atabilir ki orası ayrı bir konu. (Belki de ben çok hafife alıyorum Barry’i kim bilir ?) Peki o zaman pipe-line’da gördüğümüz kimdi ? Acele etmeyin, onu açıklamadan önce bir-iki konuyu daha hatırlatıp hepsini birbirine bağlayacağım.
Başlıyorum; İlk olarak eğer hatırlarsanız şurada yazdığım üzere bir ”Future-Flash” olasılığından bahsetmiştim. Hem flashback sırasında Barry’i bir daha göstermeyişlerinden hem de fragmanda da gördüğümüz Flash vs.Flash sahnesinden ötürü böyle bir tahminde bulunmuştum. Şimdi bunu bir kenera koyalım ve devam edelim.
Bir diğer olay ise; Barry’nin Caitlin’i öpmesi. Böyle bir olay tabii ki de olamaz, sonuçta Caitlin Ronnie’yi bulmuş durumda ve Barry de sadece iki bölüm önce Iris’e ilan-ı aşk etmiş durumda. Kafa karıştırıcı değil mi? O zaman azıcık daha devam edelim.
Bir diğer bahsetmek istediğim olay ise, bizim dedektif Eddie’nin iki polis memurunu vurması. Bu da gerçekten çok şaşırtıcı bir olay değil mi? Ne oldu da Eddie 180 derece döndü böyle? Bunların hepsini bir araya topladığımız da kafamız az da olsa karışmıştır. Şimdi tüm bu olayları bildiğinize ve (büyük ihtimal) kafanız iyice bir karıştığına göre hiç zaman kaybetmeden açıklamalara başlıyorum.
– Hannibal Bates a.k.a Everyman
Bu kötü adamımız ilk olarak ”52” adlı çizgi roman serisinde görünmüştür. Şimdi bu elemanın güçleri nelerdir bir bakalım; eğer herhangi birinin vücudundan bir parçayı yer ise, o kişinin görünümüne bürünebiliyor. Eh, haliyle biraz iğrenç bir olay tabii ki de kabul ediyorum ama gelmek istediğim nokta şu: Yukarıda ki bahsettiğim tüm bu olaylar ”Everyman”in başının altından çıkıyor. Yani; Eobard’ın kılığına giren de o, Barry’nin kılığına girip Caitlin’i öpen de o, Flash’ın kılığına girip Flash ile dövüşen de o ve son olarak Eddie’nin kılığına girip polisleri vuran eleman da odur.
Lakin tahminimce orijinin de ufak bir değişiklik yapıp ”vücudundan bir parçayı yer ise” kısmını kaldıracaktır senaristler. Onun yerine dizide; vücuduna dokununca karşıdakinin şeklini alan ve ya sadece görmesinin bile şeklini almasına yettiği bir Everyman çıkacaktır karşımıza. Diğer türlü, asıl orijininin kullanılmasını gerçekten düşünmek bile istemiyorum 😀 Ve tabii ki de her zaman dediğim gibi bunların hepsi birer tahminden ibarettir. Bu yaşanan olayların altında pekala çok farklı sonuçlar da çıkabilir.
Bunları bir kenara bırakalım ve incelemeye devam edelim; Peki fragmanda başka neler gördük ?
– Öncelikle karşımıza çıkan ufak bir Genaral Eiling sahnesinden bahsedelim. 14. bölüm incelememde General Eiling’in Grodd tarafından öldürülmemiş olabileceğini, bir şekilde kaçmış olabileceğinden bahsetmiştim. Fragmanda da gördüğümüz üzere Eiling kaçmanın bir yolunu bulmuş (veya çok düşük bir ihtimal de olsa Grodd ile anlaşmış) ve epey de sinirli bir şekil de geri dönmüş durumda. Artık merakla olası bir Eiling vs. Eobard karşılaşması görmeyi bekliyoruz.
Bunun ardından fragmanda gördüğümüz Villain’lara da bir değinecek olursak;
1. Şurada da haberini yaptığımız, Emily Kinney‘ın oynayacağı dişi bir Bug-Eyed Bandit, 18. bölüm ”All-Star Team Up” da karşımıza çıkacak. Özellikle Felicity ve Brie arasında ciddi bir ”hacking” tarzı çekişme olacak.
2. Rainbow Raider, Weather Wizard ve The Mist üçlüsünün pipe-line’dan kaçıp bir araya geldiklerini görüyoruz. Tabii ki bu zaten kaçınılmaz bir olaydı. Sonuçta bir şekilde Rogues’un toplanması lazım değil mi ? Ayrıca özellikle bu üçlüden bence mükemmel bir kombinasyon olur gibi geliyor. Muhtemelen de Flash, bu üçlü karşısında en zorlu savaşlarından birini verecektir.
3. Gorilla Grodd‘u bir fragmanda daha görüyoruz. Açıkçası sadece bir saniyelik bir zaman diliminde karşımıza çıkıyor ve ”No Help Here” tarzında da telepatik (sanırsam Joe’ya karşı) ve kesinlikle kendine yakışan bir tarzda konuşma yapıyor. Açıkçası buradan Grodd hakkında çok şey tahmin etmek mümkün değil ve zannımca senaristlerin asıl amacı da bu gibi. En tatlı parçayı yemeğin sonuna bırakmak istiyorlar 😀
Villain’ları geçip şimdi azıcık da bizim Süper kahramanlara bakalım isterseniz;
– Bu fotoğrafı görüp de heyecanlanmayan tek bir kişi bile yoktur tahminimce. Eğer ki DC, dizi evrenini sık sık bu tarz crossover‘lar ile zenginleştirir ve aynı zamanda da karakterlerin kendi dizilerinin kalitelerini arttırırsa gerçekten Marvel’ın çekeceği var demektir. Zaten Marvel’da tahminimce bunun farkında ki şu haberden de görüldüğü üzere ”The Defenders” projesine soyunmuş durumda. Artık bakalım bizimkiler kadar tutar mı yahut daha kaliteli bir dizi mi olur, bunu zamanla göreceğiz. Benim tek tavsiyem size dizi-severler siz siz olun The Flash 18. bölümü kaçırmayın !
-Ve geldik bizim Iron-Man çakması Atom karıncamıza. Galiba buraya A.T.O.M hakkında hiçbir eleştiri yazmasam, sadece alttaki fotoğrafı göstersem bile Atom’un ne kadar Iron-Man çakması bir karakter haline getirildiğini anlarsınız. ”Getirildiğini” diyorum, çünkü dizide izlediğimiz ”The Atom” ile çizgi romandaki arasında uzaktan yakından bir ilişki yok. Çizgi romandaki orijinal karakterimizin ne üst düzey teknoloji harikası bir zırhı var, ne de iyon topu (yada lazer de olabilir, açıkçası tam emin değilim) ateşleyebilen yine üst düzey teknolojik eldivenleri var.
”Asıl” karakterin gücü; aynı Marvel’daki ”Ant-Man” gibi büyüyüp küçülmesini sağlayan bir güç. Lakin unutulmaması gereken nokta ise Ant-Man sadece karınca boyutuna kadar küçülebilir iken ”The Atom” Atomik boyutlara kadar da küçülebiliyor.(Aman ne şaşırdık!) Yani, anlayacağınız arkadaşlar, artık senaristler dizi evreninde de kendilerince bir Tony Stark mı oluşturmak istemişler ya da Iron-Man vari bir kahraman mı oluşturmak istemişler orasını bilemeyeceğim. Lakin orijinali olsa kesinlikle tadından yenmezdi diyorum ve her zaman olduğu üzere mikrofonu size uzatıyorum.
Dipnot: Bir ihtimal ilerleyen bölümlerde asıl gücünün ortaya çıkması da mümkündür. En azından onu yaparlar yani.(umarım)