Hollywood; ışıltılı, göz kamaştırıcı ve imrendiren vitrininin arkasında “dışı seni, içi beni yakar” durumunun en çok yaşandığı dünyalardan biri. Ve tabii çoğu hikâyenin de başrolü. Bu yılın yeni ve dikkat çeken dizilerinden biri olan The Studio, Hollywood’a hicivli bir bakış sunarken son yıllarda evrilen bu sektörü bir yapım şirketinin içinden keşfetmemizi sağlıyor.
Sinemaya tutkun olan ve 22 yıldır Continental Studios’da çalışan Matt Remick, kendisinin de akıl hocası olan Patty’nin işten çıkarılmasıyla şirketin yeni başkanı olarak göreve getirilir. Çocukluğundan beri hayalini kurduğu işi nihayet onundur ama tepede olmak büyük sorumlulukları de beraberinde getirir. Bağımsız ve prestijli filmlere daha fazla yer verme hayali olsa da bir film stüdyosunun para kazanabilmesi için yüksek gişeli filmler mutlaka gereklidir. Matt ve ekibi hem harika işler yapıp hem de para çarkını döndürmek için çalışmalara başlarlar. Dışarıya güçlü bir görünüm vermeye çalışan bu insanlar arka plandaysa sürekli bir panik ve işi kotarma halindedirler. Her set ziyareti, her oyuncu seçimi kararı ya da her ödül töreni Matt ve ekibini ya başarıya taşıyacak ya da kariyerlerini sonlandırabilecek bir felakete sürükleyecektir. Ama işin sonunda her şey iyi bir şeyleri ortaya çıkarmak için verilen bir mücadeledir.
Dizide Continental Studios’un çiçeği burnunda başkanı Matt Remick rolünde Seth Rogen’ı izliyoruz. Dizinin yaratıcıları ve yapımcıları arasında yer alan Rogen, bir yandan kaliteli filmler yapmaya aşırı hevesliyken bir yandan da şirkete kâr getirecek yapımları hayata geçirmeye çabalayan bir karaktere hayat veriyor. Hollywood’da bir stüdyonun başında olmak pek kolay değil, bunu da Matt’in yaşadıkları üzerinden gayet iyi görüyoruz. Matt’in yakın arkadaşı ve stüdyonun yapım departmanındaki başkan yardımcısı Sal Saperstein rolünde Ike Barinholtz var. Hikâyenin en eğlenceli karakteri olan Sal, özelikle dizinin The Golden Globes adını taşıyan 8. Bölümünde fazlasıyla ön plana çıkıyor. Yeni yönetici eski asistan Quinn Hackett rolünde Chase Sui Wonders rol alıyor. Quinn hırslı ve kendini kanıtlamaya çalışan bir karakter, bunu da Sal ile birlikte yaşadıkları senaryo kapışmasında görebiliyoruz. Stüdyoda pazarlamanın emanet edildiği isim Maya Mason ve bu rolde de Kathryn Hahn’ı çok başarılı bir performansla izliyoruz. Matt’in akıl hocası eski başkan yeni yapımcı Patty rolünde Catherine O’Hara yer almakta.

Hollywood’un arka planı bir hikâyenin ana konusuysa konuk oyuncular da mutlaka geniş ve bol yıldızlı olacaktır. Martin Scorsese, Charlize Theron, Steve Buscemi gibi isimlerle başladığımız ilk bölümün ardından Ron Howard’dan tutun da Ice Cube’a, hatta Netflix’in patronu Ted Sarandos’a kadar sektörün pek çok bilindik ismi dizinin konukları arasında. Bu arada stüdyonun CEO’su Griffin Mill rolünde Bryan Cranston’ı izlemek ise ayrı bir keyif.
The Studio, izleyiciye günümüz Hollywood dünyasına kapı açan yapımlardan biri. Son yıllarda sadece filmlerde değil dizilerde de oldukça dikkat edilen (ve pek çok tartışmaya yol açan) “diversity” yani oyuncu kadrosunun çeşitlilik konusu dizinin Casting adını taşıyan 7. bölümünde mükemmel bir göndermeyle anlatılmakta. (Aslında çeşitliliği bir yana bırakırsak sadece bir kadro oluşturmak bile gerçekten büyük risklerden biri. İki dudağın arasından çıkacak her isim o yapımı tepeye de taşıyabilir yerin dibine de sokabilir.) Ve filmler vizyona girmeden önce yapılan o son izlemeler. Benim bu sezonda en sevdiğim bölümlerin başında gelen The Note, bir Ron Howard filminin son izleme sonrası bir türlü verilemeyen o geri bildirimi çok komik bir şekilde anlatmakta. Tek plan çekimler dizide dikkat çeken unsurlardan biri, bunu da The Oner adını taşıyan 2. bölümde bir film çekiminin arka planında yaşananlarda görebiliyoruz. Ödül törenleri film piyasasının olmazsa olmazları ve bu diziyle birlikte bol yıldızlı bir Altın Küre deneyimi de yaşıyoruz.
The Studio, bu yılın merak uyandıran dizilerinden biriydi ve ilk sezonuyla beni hayal kırıklığına uğratmadığını söyleyebilirim. 2. sezon onayını da alan diziyi henüz izlemediyseniz, hazır yaz gelmişken, yeni yapımlar da biraz azalmışken şans verebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler.