Hayal edin. Henüz 12-13 yaşlarındasınız. Yaşadığınız küçük şehirde yıllar sonra ilk defa bir sinema salonu açılıyor. Heyecanla sinemaya gidiyorsunuz. Ve bu salondaki büyük ekranda izlediğiniz ilk film Twister. Filmin öyle şahane görsel efektleri var ki resmen büyüleniyorsunuz.
Bu, 1996 yılından benim kendi hikayem arkadaşlar. Twister’ı izledikten sonra etkisinden uzun süre çıkamamıştım ve günlerce tüm arkadaşlarıma filmi anlatmıştım. Hatta bence benim sinemaya olan ilgim de bu filmle başladı. Twister benim için her zaman çok önemli bir film oldu. İşte bu müthiş filmden neredeyse 30 yıl sonra, serinin devam filmi Twisters 12 Temmuz itibariyle gösterime girdi.
Twisters / Kasırgalar: Konusu
Filmin merkezinde Kate Cooper karakteri var. Kate üniversite yıllarında yaptığı bir araştırma sırasında bir kasırgada çok korkunç bir deneyim yaşıyor bu sebeple de fırtına avcısı olmayı bırakıp New York’ta bilgisayar başında bir iş bulmuş. Ancak arkadaşı Javi, yeni bir kasırga takip sistemini test etmek için kendisini ikna ediyor ve Kate onun peşinden Oklahoma’ya geri dönüyor. Burada yolu çılgın ekibiyle birlikte fırtına kovalama maceralarını yayınlamaktan zevk alan çekici ama sinir bozucu YouTuber Tyler Owens ile kesişiyor. Birdenbire hem Kate ve araştırma ekibi hem de Tyler ve ekibi kendilerini Oklahoma’nın merkezinde birleşen çok sayıda kasırganın tam ortasında buluyorlar.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Twisters Film İnceleme Videosu
Twisters / Kasırgalar: Oyuncular
Filmde Kate rolünde Daisy Edgar-Jones, Tyler Owens rolünde Glen Powell, Javi rolünde ise Anthony Ramos var. Şimdi hemen şunu söyleyeyim, ilk filmde Helen Hunt ve Bill Paxton başrolde oynuyorlardı, ikisinin filmdeki rolü eşit derecede önemliydi. Ancak bu filmde ana karakterimiz Kate. Diğer oyuncular yan rollerdeler. Ve maalesef Daisy Edgar-Jones’un çok öne çıkan sağlam bir performans gösterdiğini düşünmüyorum, bir karizma getirememiş role. Karakter tam bir Amerikalı çiftlik kızı olmalı aslında, bu rol için neden gidip bir İngiliz oyuncu tercih etmişler pek anlam veremedim. Maalesef o İngiliz mesafesini, donukluğunu, soğukluğunu taşımaya devam etmiş.İlk filmde Helen Hunt’ın ortaya koyduğu o cool karakterden çok uzak bir performans olmuş. Glen Powell aslen Teksas’lı mesela, o seçildiği role çok daha uygun olmuş bence. Filmin romantizm tarafı çok ön planda değil zaten ama ikisinden çift olarak çok fazla bir vibe alamadım ben.
Kadroda bu arada Daryl McCormack, Kiernan Shipka, Nik Dodani, Maura Tierney gibi isimler de var. Ve yeni Süpermen’imiz David Corenswet’in de kısa bir rolü var hatta. Ama bu kısa rolle bile dikkat çekiyor bence, kim bu adam diye düşünüyorsunuz. Filmin senaryosunu son yılların en iyi aksiyon filmi olarak kabul edilen Top Gun Maverick’in yönetmeni Joseph Kosinski kaleme almış bu arada, Twisters’ın yönetmeni ise 2020 çıkışlı Minari filmiyle ses getiren Lee Isaac Chung. Yönetmen olarak da fazlasıyla ilginç bir seçim.
Filmin açılışı gerçekten çok iyiydi, soluksuz izledim. Çok fazla aksiyon sahnesi var. Bazı sahneler bana sanki roller coastera binmişim gibi hissettirdi. Tetikte bir şekilde oturdum, çok gerildim. Yolda bir şeyler uçuşuyor, insanın üstüne doğru geliyor falan beni çok heyecanlandırdı bunlar. Ben açıkçası çok tepki vererek izledim filmi. Bence bir felaket filminden bekleyeceğimiz aksiyon, macera ve gerilimi yeterince veriyor.
Twisters, pek çok açıdan ilk filmin yolundan gidiyor ve ilk filme saygı duruşunda bulunuyor. Ama şunu da ekleyeyim, 2. filmi izlemek için ilk filmi izlemenize gerek yok. Filmler birbirine direkt bağlantılı değil.
Nasıl saygı duruşları var derseniz, benim ilk dikkat ettiklerim şunlar oldu. İlk filmdeki cihazın ismi Dorothy idi, Dorothy’i bu filmde de kısa da olsa görüyoruz. Ve Javi’nin araştırma ekibindeki araçların ismi de Oz Büyücüsü filmindeki Doroth’nin yoldaşlarının ismi: Lion, Tin Man ve Scarecow. İlk filmin ikonik sahnelerinden biri açık havadaki arabalı sinemada izlenen Shining’in olduğu sahne idi. Bu filmde de bir sinema salonuna sığınıyorlar, burada da başka bir kült korku filmi, 1931 tarihli Frankenstein izleniyor.
Bunlar benim iki film arasında kurabildiğim bağlantılar, benzerlikler. Aslında ne çok güzel olurdu biliyor musunuz, Kate ilk filmdeki Helen Hunt ve Bill Paxton karakterlerinin kızı olsa çok iyi olurdu bence. Bill Paxton maalesef hayatını kaybetti ama Helen Hunt keşke bu devam filminde de rol alsaymış. Bunu bekledim açıkçası, beklemedim değil.
İlk filmi geçen hafta yeni filme hazırlık için yeniden izledik ve hatırladığımdan da daha iyi olduğunu fark ettim. Aradan geçen onca zamana rağmen film eskimemiş, görsel efektler ve ses efektleri özellikle hala müthiş. İlk filmde uçan inek, az evvel bahsettiğim Shining’in olduğu sahne, yuvarlanıp yola gelen evin içinden geçtikleri sahneler gibi oldukça ikonik, akılda kalan sahneler var. İkinci filmde görsel efektlerin kötü olduğunu düşünmüyorum, benim gözüme batan bir şey olmadı ama ilk filmdeki gibi akılda kalıcı sahneler de yok. Belki Tyler’ın aracını dev vidalarla yere kitleyip, kasırganın içine havai fişek attığı sahne olabilir ama bu sahne bile o kadar wauw dedirten bir sahne değil.
Daisy Edgar Jones’ın ruhsuz performansı dışında, Twisters’la ilgili en büyük sıkıntım, ikinci yarıda filmin bir anda durması oldu. Hikâyenin bilimsel ve duygusal tarafını anlatabilmek için aksiyona gerekli diyebileceğimiz bir ara veriliyor. Hikâyenin ilerlemesi için bu araya ihtiyacımız var ancak bu ara bence filmin temposunu inanılmaz düşürdü. Bir de rodeo sahnelerini inanılmaz demode buldum. Muhafazakar Amerikalılara yaranmaya çalıştıklarını tahmin ediyorum.
Twisters / Kasırgalar: Son Söz
Benim film için puanım, aslında 7,5 ama ayrı bir gönül bağım olduğundan 8 vereceğim. Ben açıkçası felaket filmlerini seviyorum. En son sinemada sanıyorum Cloverfield’ı izlemiştim benzer olarak. O yüzden de Twisters’ı izlemekten büyük keyif aldım. Deve ekranda, ses sisteminin iyi olduğu bir salonda izlemenizi tavsiye ederim. Bence sinemada izlendiğinde çok daha fazla beğenilecek bir film. Fırsatınız varsa gidin izleyin. Felaket filmi olarak daha çok böyle yapıma ihtiyacımız var diye düşünüyorum.