Blue Eye Samurai Dizi İncelemesi

1198

Blue Eye Samurai: Karakterler

Blue Eye Samurai’ı yılın en iyi dizilerinden biri haline getiren bir diğer ve belki de en önemli tarafı, çok yönlü yazılmış karakterleri. Dizide her karakterin hikâyenin başından sonuna kat ettikleri gelişimi gözlemleyebiliyorsunuz. Bu hikâyede hiçbir karakter mükemmel değil, herkesin bir kusuru var. Hatta çoğu ahlaki açıdan gri bir bölgede duruyor. Ancak her birinin bireysel yolculuğu öylesine iyi yazılmış ki, yaşadıklarından bir şeyler öğrendiklerini, büyüdüklerini ve değiştiklerini görebiliyoruz.

Maya Erskine as Mizu in Blue Eye Samurai. Cr. COURTESY OF NETFLIX © 2023

Mizu intikam yolculuğunda melez olduğunu gizlemeye çalıştığı gibi, kadın olduğunu da gizlemeye çalışıyor. Melezlere neredeyse hiç yaşama şansı tanınmayan o dönemin Japonya’sında, kadın olmak da bir o kadar zor. Ya birilerinin karısı oluyorsunuz ya da fahişe. İşte bu ortamda hele ki bazı güçlü heriflerin peşine de düşmüşken Mizu’nun bir erkek gibi davranmaktan başka pek bir şansı olmamış. Yani öyle ki, eğer bir erkek gibi davranmasa bazı şehirlere girme şansı bile olmayacak.

Mizu doğuştan insanüstü yeteneklere sahip biri değil. Aksine, her şeyi kendi kendine öğrenmek ve bu uğurda çok çalışmak, çok acı çekmek zorunda kalmış. Çocukken yanına sığındığı kılıç ustasının bilgeliğinden de faydalanmış, bu atölyede çalışmak ona fiziksel olarak da güçlenme imkânı vermiş. Mizu’nun kazandığı her dövüşün, yılların alın teri sonucu olduğunu biliyorsunuz.

Dizinin başında Mizu hiç kimseyle ilişki kurmak istemeyen, her şeyi tek başına yapmaya çalışan ve diğer insanları zayıflık olarak gören biriyken, finalde hayatına birilerini dahil etmeyi kabullendiğini görüyoruz. Hayatı tamamen intikam odaklıyken, zamanla bunun bencilliğinden sıyrılmayı başarıyor. “Nothing Broken” isimli 7. bölümde, geçmişine ait her şeyi kırık kılıcını eriteceği ateşte yakan Mizu, bir nevi Zümrüdüanka kuşu gibi küllerinden yeniden doğuyor, eksikliklerini ve hatalarını kabullenmiş bir şekilde ve bu sefer daha bilge olarak.

Güçlü kadın karakter yazma konusunda Hollywood’un ne denli tembelleştiğini hepimiz biliyoruz. İşte böyle bir ortamda Mizu’yu izlemek gerçekten içimi ferahlatan bir deneyim oldu diyebilirim.

Masi Oka as Ringo and Maya Erskine as Mizu in Blue Eye Samurai. Cr. COURTESY OF NETFLIX © 2023

Mizu’nun çırağı Ringo, doğuştan iki eli olmayan bir genç adam. Hayatı boyunca bu konuda zorluk çekmiş, dışlanmış, zorbalık yaşamış. Buna rağmen, tam olarak kafasında buna dair net bir fikir olmasa da “büyük adam olmayı” aklına koymuş. Mizu’yu ilk gördüğü anda ondan etkileniyor, direkt peşine takılıyor ve belki de yolculuğunda Mizu’yu en çok değiştiren kişi de kendisi oluyor. Ve bu süreçte kendisi büyük bir şeyler başaramayacak olsa da, Mizu’nun büyük bir şey başarmasına yardımcı olabileceğini anlıyor. Sanıyorum dizinin en eğlenceli karakteri de kendisi.

Blue Eye Samurai’da beni şaşırtan detaylardan biri, hikâye için çok da önemi olmayacağını düşündüğüm bazı karakterlerin, birer yan karakter olmaktan sıyrılıp, daha önemli bir noktaya gelişi oldu. Örneğin Akemi ve Taigen’in yollarının, Mizu ile bu kadar çok kesişeceğini düşünmemiştim.

Darren Barnet as Taigen and Brenda Song as Akemi in Blue Eye Samurai. Cr. COURTESY OF NETFLIX © 2023

Akemi, konumunun gereklerini anlayamayan, inatçı şımarık bir prensesten; istediğini elde etmek için farklı yöntemler denemekten çekinmeyen güçlü ve kurnaz bir lidere dönüştü. Ki kendisinin 2. sezonda daha da önem kazanacağını düşünüyorum. Taigen ise bencil ve fazlasıyla kendini beğenmiş bir adamdan, alçakgönüllü ve sevdikleri uğruna kendini feda etmekten çekinmeyecek ve dünyanın onun etrafında dönmediğini kabullenmiş bir samuraya evrildi.

İlk bölüm sonrasında açıkçası Mizu ile aralarında enemies to lovers tarzı bir aşk hikayesi başlayacağını asla tahmin etmezdim. Ve Mizu’nun aslında kadın olduğunu öğrendiğinde vereceği tepkiyi de çok merak ediyorum.

Yılın En İyi Dizi Bölümlerinden Biri: The Tale of the Ronin and the Bride

Blue Eye Samurai’in “The Tale of the Ronin and the Bride” isimli 5. Bölümü bence bu yılın en iyi dizi bölümlerinden biriydi. Her açıdan dört dörtlük bir bölüm. Kurgusu muhteşem olan bu bölümde aslında 3 ayrı hikâye eş zamanlı olarak anlatılıyor.

Blue Eye Samurai. Maya Erskine as Mizu in Blue Eye Samurai. Cr. COURTESY OF NETFLIX © 2023

İlk olarak Japon geleneksel kukla tiyatrosunda anlatılan bir hikâye var, bir ronin hakkında. İkinci olarak Mizu’nun gerçek zamanlı olarak 1000 Pençe çetesiyle kıyasıya dövüşünü izliyoruz ve son olarak da Mizu’nun geçmişindeki bir döneme gidiyoruz.

İntikam yolculuğunda Mizu’nun bir süre soluk alacak, hatta âşık olacak fırsatı olmuş ama o an için en yakını olarak gördüğü iki kişinin de ihanetine uğramış. Bu ihanet Mizu’yu öylesine yaralamış ki, bir daha intikam yemini ile arasına hiç kimseyi sokmamaya karar vermiş. Bu üç hikâyenin her biri birbiriyle öylesine güzel örtüşüyor ve hikayeler arası geçişler öylesine güzel ki, gerçekten bu bölümü ne kadar beğendiğimi anlatmaya kelimeler yetmez sanıyorum.

Blue Eye Samurai: Son Söz

Diziye dair tek negatif eleştirim, Mizu’nun ilk sezon finalinde Abijah Fowler’u öldürmeyişi oldu. Evet hikâyenin ilerleyişi açısından belki daha doğru bir karar verdi ve gelecek sezon belki Londra’da yaşananları izleyeceğiz falan ama bence Mizu’nun Abijah Fowler’u sağ bırakışı hangi sebeple olursa olsun karakter dışı bir davranıştı. Bunu da göz önüne alarak dizi için puanımın 10 üzerinden 9,5 olduğunu da belirtmek istiyorum.

Son olarak, Blue Eye Samurai’a Netflix tarafından 2. sezon onayı verildiği haberini de eklemiş olayım. Umarım en kısa sürede 2. sezon incelemesinde yeniden görüşürüz.