The Flash bu hafta yine hiç gelmeseydi daha iyiydi tadında bir bölüm ile açılışını yaptı. Baştan açık açık söylemem gerekirse bölüm cidden çok kötüydü. Hani, adına bakıp “Versus Zoom” falan görünce bir şeyler sanıp heyecan yaptım ama aradığım hiçbir şeyi bulamadım bu bölümde. Bölümün neresinde tutsak elimizde kalır.
Zoom ile Flash’ın savaşı cidden çok kötüydü. Ne doğru dürüst dövüş koreografisi vardı ne de kaliteli CGI kullanılmıştı. The Flash antolojisinde ki en acımasız kötü karakterlerden biri olan Zoom’u anasıyla, babasının resimleri göstererek yenmeye çalışmak? Cidden Bollywood aksiyon dizilerinde bile daha iyi kurgu vardır dedirtti. Tabii bunlar haricinde Caitlin’in Zoom gibi zalimlikte ve sosyopatlıkta sınır tanımayan bir süper kötüye beni seviyorsan bırak Flash’ı falan demesi de Yeşilçam’ı yâd etmemi sağladı. Yani bölüm cidden kötüydü anlayacağınız. Ne incelenecek referanslar var ne de doğru dürüst bir hikaye var. Dizi tam kendini topladı demeye başladığımız an 180° yön değiştirip çakıldı resmen. İyi olan kısımları da vardı tabii ama bunlar bir elin parmaklarını geçmez maalesef. Mesela Cisco’nun Dark Side & Light Side benzetmeleri çok hoş olmuştu. Bunun haricinde güçlerine yeni boyut katılması ve resmi olarak Vibe adını alması da bölümün artıları arasındaydı. Ha, birde bundan ayrı olarak The Flash’ın takyon hızlandırıcısı ile giderken paralel evrene atlayıp geri dönmesi de hoş bir ayrıntı olmuştu. En azından 18. bölümleri ile Supergirl’e bağlamayı atlamadılar.
Bu kadar boş geçen bir bölümden sonra ne yazabilirim diye düşünüyorum ama aklıma bunlardan da başka bir şey gelmiyor maalesef. Tek umut artık Kevin Smith’in yönettiği Flash bölümünü beklemek..