Yazıma bir özür ile başlamak istiyorum. Bu hafta maalesef çok yoğun bir haftaydı, o yüzden bölüm özeti yazım oldukça gecikti. Umarım bundan sonraki haftalarda böylesi bir gecikmeyi bir daha yaşamayız.
Çilek Kokusu 13. Bölüm, az da olsa dizinin ilk bölümlerindeki romantik-komedi tadına yakın bir bölümdü. Çilek Kokusu’nda Aslı ve Burak arasındaki sürtüşmelerin çok uzatılmamasını seviyorum. 12.Bölüm sonunda sanki tamamen ayrılmışlar gibi üzüldüğümüz Burak ve Aslı’nın arası bir gecenin ardından düzeldi.
Geçen bölüm Çağla’nın “delirmesi” ne kadar olmamışsa, bu bölümde de Burak’ın “sinirden ortalığı yıkması” ondan kat be kat daha olmamıştı. Hele ki Selda Hanım’ın aşırı abartı tepkileri beni benden aldı. Dizinin ilk bölümlerinde çok iyi yaratılmış bir karakter olduğunu düşündüğüm Selda, nasıl oldu da bu hale geldi? (Tam bir cadaloz) Yılların deneyimli oyuncusu Laçin Ceylan‘ın böyle bir sahnenin altından kalkamayacağını aklıma dahi getirmiyorum, Yusuf Çim de her bölümde oyunculuğunun üstüne biraz daha bir şeyler koyuyor… Öyleyse sorun nerede? Diyaloglar mı? Yönetmenlik mi? Bir sıkıntı var ama bilemiyorum. Bu dizide Nihat (Mahir Günşıray) haricinde kimse yeterince sinirlenemiyor sanki 🙂
Bu arada hem Aslı hem Burak, riskli hareketlere devam ediyor. Bakışlarını kaçırmalar, tuhaf davranışlar insanların ev ahalisinin gözünden kaçmıyor. (Biri twitter da söyledi benim de çok hoşuma gitti) Şükran Holmes bu işi anladı gibi, ne dersiniz? Ama asıl soru şu, Şükran Aslı ve Burak arasındaki ilişkiyi öğrendiğinde vereceği tepki nasıl olacak? Halil gibi anlayışla mı karşılayacak? Yoksa işimden olacağım korkusuyla farklı bir tavır mı sergileyecek? Ben Halil gibi tepki vermeyeceğini tahmin ediyorum açıkçası. Zira Halil dünyanın en iyi adamı sanki 🙂
Burak ile yaşananların ardından Aslı teselliyi yine en yakın arkadaşı Gonca’da buldu. Hem Zeynep Tuğçe Bayat‘ın oyunculuğunu, hem de Gonca karakterini çok seviyorum. Gonca resmen hayranların sesi olarak yer alıyor dizide 🙂 Hangimiz istemedik Çağla’nın saçını başını yolmayı? Bunu söyleyen kişi Gonca oldu nihayetinde. Hem ne kadar hayalperest olsa da Aslı’ya en iyi tavsiyeleri yine o veriyor. Gonca Aslı’nın yanında olmasa, bizim Aslı burnunun dikine giderken her şeyi berbat edebilir. Gonca gibi bir yakın arkadaş, hepimize lazım.
Burak’ın efkarlı halleri, Aslı’nın hem endişeli hem kızgın halleri pek güzeldi. Tabi bu noktada flashbacklere yeniden dönüş yaptık, Buray’ın “Sevda mısın?” şarkısının akustik versiyonu bu sahnelere oldukça uygun olmuş. Burak’ın sarhoş şekilde eve gelişi ve gürültüsüyle yalnızca belirli kişileri uyandırması da eğlenceli sahnelerdi. Yusuf Çim, kendi şarkılarından birini söyledi bu arada; hayranların gözünden elbetteki kaçmadı. O kadar olay yaşanmasına, o kadar söz söylenmesine rağmen Burak’ın sarhoşken kafasına taktığı tek şeyin, Aslı’nın onu bırakıp Volkan’la gitmiş olması çok tipik bir erkek davranışı değil mi sizce de 🙂
En başta dediğim gibi, Aslı ve Burak arasındaki kavgaların uzamıyor oluşu gerçekten çok iyi. O birbirlerini kıskanan, küçük tripler atan halleri, yani her ilişkinin başında yaşanan o ilk heyecanlar öylesine güzel işleniyor ki! Aslı ve Burak birbirlerine kocaman gülümsedikçe benim içim pır pır ediyor sanki. Gelen mesajlarla engel olunamayan sırıtışlar, bu taze aşkı çok güzel ortaya koyuyor. Evet, daha fazla Aslı-Burak aşkı izlemek istiyoruz 🙂
Başak ve Eda buluşması beklediğimden daha duygusal geçti. Başak’ı anlamak gerçekten çok zor. Geçen hafta Eda’nın kapısına dayandığında tamamen rol yaptığını düşünmüştüm ancak bu haftaki buluşmalarında oldukça içten görünüyordu. Başak’ın gerçek yüzünü merak ediyorum. Aslında sanırım hepimizin tahmin ettiği üzere Başak yaşanan bir olay sebebiyle Nihat tarafından sürgüne gönderildi. Nihat’ın ne kadar otoriter tavırlar sergilediğini görüyoruz. Kardeşi ve tüm ailesi için doğru olduğuna inandığı bir karar vererek Başak’ı ülkeden gönderdi herhalde. Ne Sinan’ın ne de Selda’nın bu olaydan haberi olduğunu sanmıyorum. Ve galiba Başak’ın Nihat’a karşı en büyük kozu da bu. Elçin konusunda ağabeyinin de ona yalan söylediğini öğrenen Eda, babasına ve ağabeyine karşı duyduğu öfke sebebiyle annesine daha da yaklaşacak gibi duruyor. Hatta evi terk edip annesiyle yaşamaya başlarsa hiç şaşırmam.
