Herkese Merhaba!
Bildiğiniz üzere Çilek Kokusu bundan sonra Cumartesi akşamları yayınlanacak. Dizi yeni gününde ilk defa 17. bölümüyle çıktı izleyicilerin karşısına. Bahsetmek istediğim pek çok şey var ama öncelikle şunu söylemeliyim; gerçekten yeni dizi “Kara Sevda” yüzünden mi değiştirdiniz canım dizinin gününü? Fragmanları dönmeye başladığından beri hemen hiç ilgimi çekmedi Kara Sevda, haksız da değilmişim. Tabi bu yazı Kara Sevda eleştiri yazısı değil, ancak izlediğim 30 dakikalık kısmında tek bir orijinal fikir ortaya koyamayan ve maalesef Burak Özçivit haricinde de masaya sürebileceği bir şeyi olmayan Kara Sevda’nın uzun vadede hiç şansı olmadığını da belirtmeden edemeyeceğim. Bu sebeple kritik bir değişiklikle Cumartesi gününe alınan Çilek Kokusu da bu işten zararlı çıkmaz umarım. Ha bu arada, örneğin Amerika’da sezon arasında neredeyse hiç bir zaman dizi yayın günü değişmez, değişirse de bilinir ki o dizi iptale yakındır. Nedendir bilmiyorum Türkiye’de sık sık yayın günü değiştirmek gibi bir alışkanlık var, mantıklı da değil bu yapılan. Türkiye’de dizi sektöründe geliştirilmesi gereken daha çok şey var diyerek dönüyorum asıl konumuza.
17. bölüm açıkçası benim merakla beklediğim bir bölümdü. Bir defa ilk kez iki bölüm arasında 10 gün gibi bir süre olacaktı ve bunun çekimleri rahatlatacağını düşünüyordum. Diğer taraftan kadroya yeni bir karakter geliyordu ve yaratılan gizem çok dozundaydı. Ayrıca fragmanlar da ziyadesiyle iyi görünüyordu. Ancak sonucun benim açımdan biraz hüsran olduğunu söylemeliyim. Belki de ben beklentilerimi çok yüksek tuttum, bilemiyorum. Ama şu bir gerçek; pek çok sahne yine çok aceleye gelmişti. Gereksiz sahneler uzatılırken, bazı önemli oyalarda ise detaya hiç girilmedi.
16. bölümün sonunda hatırlarsanız Aslı ve Çağla’yı karşı karşıya bırakmıştık. Aslı, dizaynını çalan Çağla ile yüzleşmek için onun evine gitmişti. Aslı’dan kesinlikle böyle bir çıkış beklemeyen Çağla ise çok sinirlendi ve hemen Volkan’ı aradı. Volkan acaba Çağla’nın ona yardım etmek bahanesiyle kendisini kullandığını ne zaman anlayacak? Çağla, kendinden başka kimseyi düşünmeyen bir kadın. Volkan ile Çağla arasındaki sözde çıkar ilişkisi, şu ana dek Aslı ve Volkan’ın yakınlaşması açısından Volkan’a hiçbir şey kazandırmadı. Bu birlikte çalışma durumu yalnızca Çağla’nın kötü planlarını daha kolay gerçekleştirmesine yardım ediyor.
Çağla tabi yaptığı şeyin annesi tarafından öğrenilmesi ihtimalinden hiç hoşlanmadığı için Volkan’dan bu pisliği temizlemesini istedi. Ve yine Aslı’nın kim olduğunu Burak’ın ailesine söylemekle tehdit etti. Tabi bu durumda Volkan’ın da Aslı’yı Elçin Hanım’la yeniden konuşmak için ikna etmesi gerekti. Bu noktada şunu hemen ekleyeyim. Aslı’nın Burak’ın arkasından iş çevirmesi hiç hoşuma gitmiyor. Sonuçta bu kız zamanında Volkan’a aşıktı. Bu bölümde Burak’ın yanında Volkan aradığında bunu gizlemesi, ardından Burak yanından ayrıldıktan sonra da Volkan’ın aramasına cevap verip onunla buluşması hiç doğru değildi. Hoş, Aslı da daha sonra bu durumun farkına vardı ve yaptığı şeyden rahatsız oldu ama yine de çiftimizin henüz birbirlerine yeterince dürüst davranmadıklarını düşünüyorum. Aynı zamanda Burak ve Aslı’nın ilişkilerini neden hala Volkan’dan saklamaya çalışıyor oldukları ise benim için tam bir muamma. Bu son yaşanan olayları bir yana bırakırsak, dizinin başlarında Volkan ve Burak kuzen olmaktan ziyade, birer yakın arkadaştılar. Nasıl oldu da bu kadar kısa zamanda bu kadar birbirinden uzak iki insan haline geldiler?
Konumuza dönelim, o kadar konuştum henüz daha bölümün başını bile özetlemeyi bitiremedim 🙂
Aslı Volkan ile buluştu. Volkan da yarışma ve Aslı’nın dizaynın çalınması konusunda yalanlarını bir bir sıraladı. (Burada resmen pes dedim, ne kadar da soğukkanlılıkla yalan söylüyor adam!) Tabi Aslı tamamen haklı olmasına rağmen annesinin Burak ile olan ilişkisini öğrenmesi riskini göze alamadığı için mecburen Elçin Hanım’ı arayarak şikayetini geri çekmek zorunda kaldı. Bu durumda bile Aslı’nın elini tutmaya çalışarak ne kadar aciz ve fırsatçı bir adam olduğunu gösteren Volkan’a yeniden “Pes!” demek istiyorum. Aslı yalnız kalmak istediğini söyledi de Volkan’ı başından savdı çok şükür. Bu arada Elçin bence bu konuda oldukça şüphelendi. Kızından çok daha zeki bir kadın olduğunu göz önüne alırsak, önünde sonunda bu işin sırrını çözeceğini düşünüyorum ben.
Bu sırada Burak da gitti Çağla ile görüştü. Bu görüşmenin amacını da pek anlayamadım. Çağla’yı Aslı’dan uzak durması için ikna etmeye çabalıyor ama Çağla konuşarak ikna edilebilecek birisi değil ki. Şu anda resmen oyuncağı elinden alınmış mızıkçı bir kız çocuğu gibi davranıyor Çağla ve Burak’ı geri döndürmek adına kitaptaki en eski, en gurursuzca numaralar başvurmaktan da çekinmiyor. Sarhoş numarası yapmak, tehditler ve en sonunda da “Eski sevgilinin hoşlanmadığı eski arkadaşına asılmak”. Gani konusuna döneceğim, o konuda ayrı bir paragraf yapmak gerekiyor çünkü.
Bu bölümde Burak ve Aslı hayranlarının heyecanla beklediği sahneler vardı, fragmanlarda gördüğümüz çiftlik evinde gerçekleşecek romantik anlardan bahsediyorum elbette. Aslı’nın moralinin çok bozuk olduğunu bilen Burak, ona bir sürpriz hazırlamak istedi. Gonca ve Erdem’i de alarak hep birlikte Burak’ların çiftlik evine gittiler. Bu evde geçen tüm sahneleri çok eğlenceli bulduğumu söylemeliyim. Erdem’in kurduğu hayalden, oynadıkları oyuna; Erdem’in patavatsız sorularından, Burak’ın ailesinin geldiğini öğrenince verdiği tepkiye kadar her şey dozunda ve eğlenceliydi. Erdem karakteri o kadar iyi ki, şu anda dizide en sevdiğim karakter haline geldi bile diyebilirim. Bu kısım ile ilgili tek bir eleştirim var, yürüyüşe çıktıkları kısım ve öpüşme çok kısa tutulmuştu, bence izleyicilerin böyle romantik sahnelere biraz daha ihtiyacı var. Ayrıca her yere neden 4 kişi gidiyorlar, bırakın da Aslı ve Burak biraz baş başa kalsın yahu 🙂
Şöför Halil süper bir insan. Burak ve Aslı’nın başının belaya girmesini yine o önledi. Bu ağabeyimizin hakkını kesinlikle ödeyemezler. Halil’den gelen mesajla Burak’ın verdiği “Sakin olun, sakin olmayın!” tepkisine çok güldüm bu arada 🙂 Bu sefer yine yırttılar bakalım yakalanmaktan, bakalım çekirge daha kaç sefer sıçrayabilecek.
İşte bölümümüzün bundan sonraki kısmı tamamen aceleye getirilmişti. Aslı sınavlara girdi, çıktı, okulu kazandı, eve döndü… Hepsi bir anda oldu! Bazen aradan kaç gün geçti, geçti mi, aynı gündeler mi takip etmekte zorlandım. Hem Aslı, Şükran teyze ile aralarındaki konuşmaları Burak’a anlatmış mıydı ki? Ben anlatmadı diye biliyorum? Yoksa Burak ile Aslı’nın arasındaki tüm konuşmaları bize izletmiyor musunuz? Burak hangi bölümde okuyor, kaçıncı sınıfta, Aslı hangi bölüme girdi, hangi üniversiteye gidecekler… bunların hiçbiri açıklanmadı. Açıklanmadı ama oradan hooop geçiverdik Buray’ın sahne aldığı okulun açılış partisine.