İşte karşınızda Dennis Nilsen. Kimileri ona “Muswell Hill katili” diyor, kimileri ise “nazik katil”. Ama o kendisine göre “yüzyılın katili”. Orduda aşçı olarak görev yapmış, eski polisliğin ardından devlet memuru olarak hayatını sürdürüyor. İş arkadaşları arasında Des olarak bilinen Dennis Nilsen, dışarıdan bakıldığında sıradan bir insan gibi görünse de iç dünyasında türlü sapkınlıklarla dolu bir katil ve nekrofili.
Erkeklerden oluşan kurbanlarıyla Londra barlarında tanışıp arkadaş olan Des, onları nazikçe evine çekmeyi başarıp öldürüyor. Kurbanların cesetlerine yaptıkları ise gerçekten dehşet verici. 1978-1983 yılları arasında en az 12 kişinin canını alan bu İskoç kökenli katil, nihayet 1983 yılının şubat ayında kanalizasyonunda çıkan insan kemikleriyle kendini ele veriyor. Altı cinayet ve iki cinayete teşebbüs suçundan hüküm giyerek İngiltere’nin en kötü şöhretli katillerinden biri olan Dennis Nilsen, yakalanma ve yargılanma öyküsüyle Des adını taşıyan bir mini diziyle karşımıza çıkıyor.
Des: Konusu
9 Şubat 1983. İngiltere’de işsizliğin giderek arttığı dönemler ve Londra’da sıradan bir gün. Polis karakoluna Muswell Hill’de bir apartmanın kanalizasyonunda insan kemiği kalıntılarının bulunduğuna dair bir telefon gelmiştir. Başmüfettiş Peter Jay ve Dedektif Steve McCusker bulguları incelemek için olay yerine giderler. Kalıntıların üst kattaki daireden geldiği anlaşılınca evde oturan kişiyi beklemeye başlarlar. Dairede kalan kişi ise Kentish Town’da İşçi Bulma Kurumu’nda çalışan Dennis Nilsen’dır. Dennis Nilsen’ın gelmesiyle birlikte üst kata çıkan polisler evdeki ağır kokudan bir cinayet işlendiğini anlarlar. Peki, cinayet şüphesiyle tutuklanan, kendini bu kadar çabuk ele veren Dennis Nilsen aslında kaç kişinin canını almıştır? Ve polis departmanı Dennis’in o güne kadar işlediği cinayetleri neden fark etmemiştir?
Des: Oyuncular ve Karakterler
Dizide seri katil Dennis Nilsen rolüne David Tennant hayat veriyor. Hem İskoç aksanı hem de görüntüsüyle birebir Des’e dönüşen Tennant, bu rolle kesinlikle kendisini başka bir seviyeye taşımış durumda. Çoğumuz onu Doctor Who’nun 10. doktoru olarak bağrımıza bassak da Broadchurch, Jessica Jones, Good Omens ve Criminal gibi dizilerle ne kadar iyi bir aktör olduğunu tekrar tekrar görme şansına erişmiştik. Fakat Des’deki performansı benim için David Tennant’ın başyapıtı olmuş.
Ve gelelim Başmüfettiş Peter Jay’e. Des’in işlediği tüm cinayetleri aydınlatmak için canını dişine takan bir dedektif karakteri var karşımızda. Tabii bir yandan 15 kişinin canını aldığını normal bir şeymiş gibi söyleyen bu seri katili daha önce nasıl fark edemedikleri için de pişmanlık duymakta. Başmüfettiş Peter, tüm kurbanlara adalet sağlayabilmek için kimi zaman üsleriyle bile ters düşmeyi göze alıyor. Dizide Peter Jay rolünde Daniel Mays’i izliyoruz.
Dizinin çıkış kaynağı da olan Killing For Company isimli kitabın yazarı Brian Masters’ı hikâyenin ana karakterleri arasında görüyoruz. Kitaplarında daha çok İngiliz aristokratlarına yer veren Masters, Dennis Nilsen’i anlattığı bu kitapla birlikte seri katilleri anlattığı bir dizinin de başlangıcını yapmış oluyor diyebiliriz. Peki, bu ikili nasıl bir araya geliyor derseniz, o da mektup arkadaşlığıyla oluyor. Des’in tutuklanmasıyla birlikte mektuplaşarak iletişim kuran Masters, hapishane görüşlerinde de nihayet kendisiyle yüz yüze tanışıyor. Masters, cinayetlerin detaylarından ziyade Des’in kişiliğini ortaya çıkarabilecek bir kitap yazma isteğinde. Bunun için de çocukluğundan itibaren hayatını anlatmasını istiyor. Tabii burada en çok önem verdiği husus da ortaya tarafsız bir hikâye çıkarabilmek. Çünkü okuyucuların bu katille ilgili düşüncelerine kendilerinin karar vermesini istiyor. Dizide Brian Masters rolünü The Crown’ın 3. sezonunda İngiltere Başbakanı Harold Wilson olarak izlediğimiz Jason Watkins üstleniyor.
Üç bölümden oluşan Des, İngiliz ITV kanalının özel yapımlarından biri. ITV, 2000 yılından bu yana İngiltere’nin en bilindik cinayet davalarını konu alan serileri izleyiciyle buluşturuyor. Des de bu serinin dokuzuncu mini dizisi. Geçtiğimiz yılın en iyileri arasında yer almayı başaran bu dizi gerçek hikâyelerden uyarlama suç serilerini sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.
