Dilerseniz dizisi çekilebilecek potansiyel süper kahramanları ve dizileri çekilirse, serilerde karşılaşabileceğimiz, keyif unsuru yan karakterleri gelin birlikte inceleyelim:
Batman (Bruce Wayne) – DC Comics: DC Comics’in “Süper İnsan” olmayan “Süper Kahraman” kategorisinin en popüler ismi ve belki de en çok sevileni olan Batman için de farklı kurgular denendi. Taytlı, Spandeksli Batman’ler de izledik, gotik komedi unsuru Batman’ler de… Ancak çok çok uzun zamandır adına layık bir dizisi olmadı Kara Şovalye’nin. Özellikle zekasıyla ön plana çıkan bir kahramanın yine zekasıyla ön plana çıkan düşmanlarını görmek heyecan verici olacaktır. Bruce Wayne’in geçmişine derinlemesine bir giriş, akabinde Joker, Scarecrow, Bane, Ra’s Al Ghul, Riddler, Two Face gibi müthiş villainlar ile süslendiğinde, reytinlerde hatrı sayılır bir sarsıntı yaratacağına kesin gözüyle bakıyorum.
Joker – DC Comics: Her ne kadar “Batman” universe’ün bir parçası olsa da Joker, aslında sıradan bir Batman düşmanı olmaktan ötesi olmuştur her zaman. Sinema evreninde döneminin en şanslı cast geçmişine sahip olması da bunda etkili. Jack Nicholson ve Heath Ledger efsane oyunculuklarla Joker’i “En Tanınan Gotham Suçlusu” haline getirmeyi başardılar. Ancak hikaye altyapısı ve söz gelimi “Psikopat” yaftası ile Joker, başlı başına bir dizinin baş karakteri olabilecek kadar iyi. Özellikle Gotham üzerinde bir suç tiranı kuruşunu işleyebilecek bir hikaye örgüsü, son zamanlarda Narcos ile etki yaratan Pablo Escobar’ı ya da Breaking Bad ile evimize giren “hayranlık uyandırıcı kötü” imajını izleyiciye aktarabilir.
Wolverine (James Howlett / Logan) – Marvel Comics: Şüphesiz Marvel evreninin en çok tutulan, en karizmatik karakterlerinden birisi Wolverine. Hem de mutantlar arasında en güçlüsü olmaktan bu kadar uzakken. X-Men evreninde bile 2. Seviye bir mutant olarak görülen Wolverine’i özel yapan yeteneği değil aslında… Hikayesindeki derinlik… Yaşadığı yüzlerce sene, tecrübelerinin onu kötü adam yapmaya yönlendirmesine karşın kendisinin iradesini hep iyi tarafta kullanması, buna rağmen dışarıdan hep “kötü çocuk” yaftası yemesi, hayvansı vahşiliği, bu vahşiliğinin getirdiği anlaşılmaz cazibe. Bunlara ek olarak tabi ki “Şling” sesi eşliğinde elinden çıkardığı “Adamantium” pençeleri, neredeyse yok edilemez hale gelişi ancak buna rağmen zaman zaman ölümü arzulaması, sevdiklerini kaybedişi, intikamı hem yaşaması hem de okuyucuya yaşatması.
Logan’ı sadece X-Men üyesi ve Hugh Jackman tarafından ete kemiğe büründürülen bir anti-hero gibi izlemek yerine tüm geçmişini ele alan bir örgüyle, şahsi meseleleriyle ve tecrübeleriyle izlemek büyük keyif olurdu diye düşünüyorum.