Bazen uzun süredir merakla beklediğimiz diziler bizi hayal kırıklığına uğratabiliyor. Bazen de izlemeye başlayana dek hakkında hiçbir şey duymadığımız bir diziyi sürpriz şekilde çok sevebiliyoruz. İşte Prime Video’nun Almanya çıkışlı romantik gençlik dizisi Maxton Hall benim için o sürpriz dizilerden biri oldu.
Maxton Hall: Konusu
Dizide hikâyenin merkezinde zeki ve başarılı bir lise son sınıf öğrencisi olan Ruby Bell yer alıyor. Oxford üniversitesine gitmekten başka hiçbir şey düşünmeyen Ruby, oldukça prestijli bir özel okul olan Maxton Hall’da burslu okuyor. Bu okulda o kadar çok zengin, şımarık öğrenci var ki Ruby kendisiyle uğraşmasınlar diye hiç öne çıkmadan, sessiz sakin, kendi hayallerine odaklanarak yaşamayı seçmiş. Bir gün okulda sansasyonel bir sırra tanık oluyor ve bu yüzden de okulun kibirli zengin öğrencilerinden James Beaufort kendisiyle uğraşmaya başlıyor. Çünkü Ruby’yi bu sırla ilgili susturmak istiyor. Fakat ikili arasında yaşananlar beklenmedik bir şekilde başka duyguları ortaya çıkarıyor. Bildiğiniz üzere en büyük aşklar, kavgayla başlar.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Maxton Hall İnceleme Videosu
9 Mayıs’ta Prime Video’da yayınlanan dizi, Mona Kasten’in 2018 çıkışlı çok satan kitabı Save Me’den uyarlanmış. İlk sezon yaklaşık 45’er dakikalık 6 bölümden oluşuyor. Şimdi burada bir not, dizi Alman yapımı, oyuncular Alman ve dizide herkes Almanca konuşuyor ama hikâye İngiltere’de geçiyor. Bu konuda ben de dahil pek çok kişinin kafası karışmış. Çünkü bir sahnede arabayla Londra’ya gidiyorlar ve tam olarak “Nasıl yani?” anı yaşıyor insan. Neden hikâyeyi yerelleştirmemişler hiçbir fikrim yok ama durum böyle. Siz de benim gibi kafa karışıklığı yaşamayın diye açıklamak istedim.
Maxton Hall hikayesiyle ilgimi çeken ancak kaliteli bulacağıma ya da beğeneceğime çok da ihtimal vermediğim bir yapımdı. Gençlik dizilerini, özellikle de romantizm ağırlıklı gençlik dizilerini seviyorum, o yüzden klişe bir hikayesi olacağını bilerek bir şans vermek istedim diziye. Ve ilk bölüm itibariyle, dizi bende bağımlılık yaptı 😊 Ertesi gün çok erken bir işim vardı o yüzden izlemeye devam edemedim ama eğer işim olmasaydı emin olun sabahlar ve izlemeyi bitirirdim. Maxton Hall kesinlikle sürükleyici ve başladığınızda bitirene kadar izlemek isteyeceğiniz bir yapım. Hatta bitirince de kendinizi muhtemelen “2. Sezon ne zaman gelecek?” diye sorarken bulacaksınız 😊
Maxton Hall: Oyuncular & Karakterler
Dizinin başrollerinde Harriet Herbig-Matten ve Damian Hardung yer alıyor ve gerçekten inanılmaz uyumlu bir çift olmuşlar. Ki zaten bence bu tarz dizilerde en önemli şeylerden biri başrol çiftin kimyası. Sadece bu kimya da değil bu arada, bence iki oyuncunun performansı da çok iyi, rollerinde inandırıcılar, hissettikleri tüm duyguları izleyiciye yansıtabiliyorlar. Ruby ve James karakterlerinin çok katmanlı ve iyi yazıldığını düşünüyorum. İlk bakışta klişe karakterler gibi görünüyorlar ama zamanla ikisini de daha yakından tanıyoruz ve neden böyle insanlara dönüştüklerini daha iyi anlıyoruz.
Bu tarz Sindirella hikayelerinde biliyorsunuz fakir kız çok sünepedir, eziktir, hiçbir şeye karşı çıkamaz, insanı sinir eder. Zengin erkek ise harikadır, herkes onu çok sever, çok yakışıklıdır, çok başarılıdır vs. Ve fakir kıza da bayağı eziyet eder. Bu dizide iki karakter de bu kalıpların dışına çıkıyor. Ruby hiç kimseye kendini ezdirmiyor. Hatta birkaç defa girdikleri tartışmalarda James’in ağzının payını veriyor. James de en başta tam bir bad boy olarak karşımıza çıksa da Ruby’e çok fazla zorbalık etmiyor. Zaten aslında bu bad boy triplerinin kendini korumaya yönelik bir kalıp olduğunu, aslında çok kendine güvensiz ve kırılgan bir yapısı olduğunu görüyoruz.
Burada sadece oyuncuların pek lise öğrencisi gibi görünmediğini eklemek istiyorum. Ruby’i canlandıran oyuncu 21, James’i canlandıran oyuncuysa 26 yaşındaymış gerçek hayatta. Lise dizilerinin genel sorunlarından biri bu bence. Hem yaşça büyük oyuncular tercih ediliyor hem de yaş farkı çok fazla oluyor.
Maxton Hall’da hikâyeyi güzel kurguladıklarını düşünüyorum, genellikle karakterler mantıklı davranıyor. Bir noktada okulun müdürü Ruby ve James’i bir sebeple bir etkinlik için beraber çalışmaya zorluyor mesela. Genelde bu tarz hikayelerde çiftleri bir araya getirmek için çok saçma sebepler ortaya sürülür. Burada ise gerçekten mantıklı bir sebeple bir araya geliyorlar. İlk sezon 6 bölümden oluştuğu ve gereksiz dramalar yaratılarak uzatılmak yerine, ana çiftimize odaklandığı için de bence her şey çok derli toplu olmuş. Sadece aşk hikayesine odaklanmayıp, Ruby ve James’in kişisel problemleri üzerinde de durulmuş.
Dizinin senaryosunu, hikâyenin ilerleyişini ve temposunu, oyunculuklarını ve de kullanılan müzikleri gerçekten çok beğendim. Sinematografisi de başarılı, çok güzel sahneler var.
Maxton Hall’a dair tek bir negatif eleştirim olacak. Bu kısım SPOILER arkadaşlar, eğer diziyi izlemediyseniz uyarmış olayım.
Bence Lydia ve öğretmeni arasındaki ilişki maalesef fazlasıyla romantize edilmiş. Hatta aklamaya çalışmışlar bu ilişkiyi. Bu benim asla tasvip etmediğim bir durum. Yaş farkı az da olsa, bir taraf reşit değilken ve diğer taraf o kişinin öğretmeniyken bir “aşk” hikayesi olamaz, bu istismardır. Ve umarım gelecek sezon bu öğretmenin ceza aldığını görürüz.
Şimdi sizinle bir de teorimi paylaşmak istiyorum. Bence Lydia ve James’in gerçek babaları şoför Percy. Baba sandıkları kişi de bence kıskançlıktan anneyi öldürdü. Ve bu bir şekilde ortaya çıkacak.
Prime Video, Maxton Hall rekor bir izlenme başarısı elde edince dizi için 2. sezon onayı verdiklerini duyurdu. (Save Me kitap serisi toplam 3 kitaptan oluşuyor, bu yüzden 3. sezon onayı da geleceğini düşünüyorum). 2. Sezonda yan karakterleri, özellikle de Ruby’nin kız kardeşi Ember’ı biraz daha yakından tanımak isterim.
Maxton Hall: Son Söz
Maxton Hall klişe bir hikâyeyi iyi işlemiş, iyi oyunculuklara sahip başarılı bir dizi. Benim puanım dizi için 10 üzerinden 7,5. Eğer gençlik dizilerini seviyorsanız, mutlaka bir göz atın derim.