Madame Web: Marvel’in Bir Süper Kahramanı Daha Beyazperdede

334

Beyazperdede Marvel’in bir süper kahramanıyla daha tanışmaya hazır mısınız? İşte bu defa Cassandra Webb yani namı diğer Madame Web’in ortaya çıkış hikâyesini izleyeceğiz. Yönetmenliğini S. J. Clarkson’ın üstlendiği, Dakota Johnson’ın başrolünde yer aldığı Madame Web, 16 Şubat’tan itibaren ülkemizde de vizyona giriyor.

Madame Web: Konusu

1973 yılında Peru’dayız. Bir bilim insanı olan Constance Webb, Amazon ormanlarının içinde iyileştirici güce sahip olan çok nadir bir örümcek türünün arayışı içindedir. Ve bu yolculuktaki en büyük yardımcısı ise Ezekiel’dir. Tam aradığını bulmuşken Ezekiel önüne çıkan herkesi vurarak bu örümceği alır ve ortadan kaybolur. Hamile olan ve yaralanan Constance’a özel yeteneklere sahip Las Arañas’ın üyesi Santiago yardım eder. Bunca zamandır aradığı örümceğin iyileştirici gücü kendisini kurtaramaz ama kızı Cassandra dünyaya gelir. Aradan 30 yıl geçer. Cassie’yi New York’ta paramedik görevlisi olarak görürüz. Çalışma arkadaşı Ben Parker onu biraz daha hayatın içine katmaya çalışsa da Cassie tekil ve duygudan yoksun bir şekilde günlerini geçirir. Fakat kısa bir süre sonra hayatında büyük bir değişiklik olacaktır. Yaşanan tehlikeli bir kurtarma sonucunda olayları önceden görmeye başlar. Ve bu sürekli tekrar eder. Cassie’nin hayatında bunlar yaşanırken Ezekiel de bir arayış içindedir. Vakti zamanında çaldığı örümcek sayesinde güçlere kavuşmuştur ama bu kendisinin sonunu getirecek üç süper kahramanı da sürekli görmesine neden olur. Ne yapıp edip henüz güçlerini elde etmemiş bu üç genci bulup yok etmelidir. Fakat en büyük engeli Cassie olacaktır.

Filmde Cassandra Webb rolünü Dakota Johnson üstlenmekte. Euphoria’daki rolüyle dikkatleri çeken ve son dönemin gözde oyuncularından biri haline dönüşen Sydney Sweeney, Julia Cornwall rolüyle karşımızda. Isabela Merced Anya Corazon’a, Celeste O’Connor ise Mattie Franklin’e hayat veriyor. Hikâyenin kötü kahramanı Ezekiel Sims rolünde Tahar Rahim’i izliyoruz. Adam Scott Cassandra’nın çalışma arkadaşı Ben Parker (Peter Parker’ın amcası) rolünü üstlenirken, Emma Roberts Mary Parker (Peter Parker’ın annesi) rolüyle karşımıza çıkıyor. Mike Epps az ve öz bir şekilde Cassandra ve Ben’in çalışma arkadaşı O’Neil rolünde. Zosia Mamet Ezekiel’in yardımcısı Amaria, Narcos serilerinden hatırlayacağımız José María Yazpik Las Arañas’ın üyelerinden Santiago rolleriyle filmin kadrosunda yer almakta. Kerry Bishé’yi ise Cassandra’nın annesi Constance rolünde izliyoruz. Filmin yönetmen koltuğunda Heroes, Dexter, Jessica Jones ve daha nice dizinin yönetmenliğini yapan S. J. Clarkson’ı görüyoruz.  

Sony’nin dördüncü Spider-Man Evreni filmi olan Madame Web ne yazık ki süper kahraman hikâyeleri sevenleri pek tatmin etmeyecek bir film. Neden derseniz o da filmin bütününe yayılmış bir ruhsuzluk. Ve bence bunun en büyük nedenlerinden biri başroldeki Dakota Johnson. (Kendisinin herhangi bir hikâyede başrolü götürebilecek bir yeteneğe sahip olmadığını düşünenler arasında ilk sırada olabilirim.) Dakota Johnson, tıpkı canlandırdığı karakter Madame Web’in ağıyla herkesi birbirine bağlaması gibi o ruhsuzluğunu filmin bütün oyuncularına aktarmayı başarmış. Annesini hiç tanımamış Cassie koruyucu aile yanında büyümüş. Bu yüzden de birilerine, bir şeylere bağlanma konusunda hep kendisini engellediğini filmin başlarından itibaren hissediyoruz. Fakat yaşanan olayların akışında karakterin kırılma noktası olsa da bu maalesef Dakota Johnson’ın aynı çizgide devam eden oyunculuğu yüzünden bir türlü izleyiciye geçemiyor.

Filmde Cassie’nin geleceği ön görme yeteneğini fark etmesi fazlasıyla uzun tutulan planlar arasında. Aslında o sahneleri daha kısa tutup Peru’nun derinliklerindeki gizli kabile Las Arañas’ı biraz daha anlayabileceğimiz bir hikâye de eklense güzel olabilirdi. (Hatta Las Arañas kabilesi üzerine ayrı bir film nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim.) Bir de Cassie’nin iş arkadaşı -ve belki de tek arkadaşı diyebileceğimiz- Ben Parker’a gelelim. Filmin başlarında Cassie’nin mütemadiyen yanında gördüğümüz Ben bir anda yok oluyor ve filmin sonlarına doğru ortaya çıkıyor. Cassie’nin hayatındaki neredeyse tek insan olan Ben, o kadar olay yaşanırken nerede acaba ey senaristler? Zaten hikâyenin anlatım kopuklukları filmin ruhsuzluğunu daha da tetikliyor. Peki, filmde güzel bir şey yok mu? Var, o da müzikleri. Deep Blue Something’den Breakfast at Tiffany’s, 4 Non Blondes’tan What’s Up?, Meredith Brooks’tan Bitch ve sonda The Cranberries’den Dreams’i duymak oldukça keyifliydi. 2003 yılında geçen film, hiç şüphesiz o yılın en büyük hitlerinden biri olan Britney Spears’ın Toxic şarkısına güzel bir sahnede yer veriyor. Ve yine o yıl piyasaya çıkan ve büyük başarı yakalayan Beyoncé’nin ilk solo albümü Dangerously in Love da afişiyle filmde arzı endam ediyor. Tabii film Sony’nin elinden çıkmasaydı görür müydük bilemem ama senelerce müzik piyasasında çalışmış biri olarak benim için filmin güzel detayları arasında yer aldı.

Madame Web: Son Söz

Sony, her ne kadar yarattığı Spider-Man animasyon filmlerinde büyük başarı yakalasa da bu başarıyı Spider-Man Evreni filmlerinde gösteremiyor. Belki Madame Web’in hikâyesi bir animasyon film olarak anlatılsaydı daha iyi olurdu kim bilir. Ama siz yine de bu Marvel karakterine hayranlık duyanlar arasındaysanız ve harcayacak paranız varsa filme bir şans verebilirsiniz. Malum sinema bileti fiyatları aldı başını gidiyor ve beyazperdede film izlemek gittikçe hepimiz için bir lüks haline dönüşüyor. Filmin IMDb puanı şimdilik 3.8. Ama ben bundan daha kötülerini gördüğüm için IMDb kadar acımasız olmayıp 5 puan veriyorum. Şimdiden iyi seyirler.