Evet, Seth Rogen‘in Preacher‘ın TV uyarlaması için çalışmalara başladığını biliyoruz. Peki bu tarifi zor çizgi roman uyarlamasının olmazsa olmaz öğeleri neler?
1- “Düşük Bütçeli” Bir Ekip
Bizce listenin birinci sırasında “düşük bütçeli” bir kadro seçimi var: yani A listesinde yer almayan, çok tanınmayan oyuncular. Bir TV dizisinin bütçesinin zaten çok ünlü oyuncular için yeterli olmayacağının farkındayız ama zaten çok “renkli” karakterlere sahip Preacher için seçilecek oyuncuların daha “mütevazi” olması dizinin hayrına olacaktır.
2002 yılında Preacher’a ismini veren rahip Jesse Custer rolü için James Marsden düşünülmüştü. Çizgi romanların “aklını başından aldığını” itiraf eden Marsden, hala ilginç bir seçim gibi görünüyor.
2- Gore
İşte bu kesinlikle bir zorunluluk! Dizinin The Walking Dead’e ev sahipliği yapan AMC için yapıldığını göz önüne alırsak, kanal “gore” konusunda pek cimri davrnamayacağa da benziyor zaten.
Preacher bugüne dek yazılmış en “Gore” çizgi romanlardan biri, hatta “Gore” Preacher’ı ifade eden en önemli kavramlardan. hal böyleyken “gore” öğeler barındırmayan bir Preacher dizisinin hiçbir anlamı olmayacaktır.
3- Arseface
Açıkçası, Arseface sadece tüm çizgiromanın en “ikonik” karakteri değil; aynı zamanda şimdiye dek yaratılmış en “cool” karakterlerden de biri.
Peki Neden? Eh, çünkü Arseface’in ne Batman’in ne de Superman’in ne de diğer ünlü çizgiroman karakterlerinin hiçbirine benzemeyen son derece enfes karanlık bir “arka” hikayesi var. Bu güzel ve bir o kadar da berbat hikaye “The Story Of You-Know-Who” da şahane bir şekilde anlatılmıştı.
Aynı çizgi romanda olduğu gibi dizide de Arseface’in ne söylediğini anlamamız için altyazıya ihtiyacımız olacak ki bu da Preacher’in acayip dünyasının en güzel parçalarından biri.
4- Din
Çizgiromanın adı “Preacher” yani vaiz olduğuna göre, dizide elbette “din” öğesi bulunacak. Eğer Seth Rogen adil şekilde Preacher’ı küçük ekrana taşımak istiyorsa, dine karşı argümanların yer alacağı bir işe giriştiğinin de farkındadır sanıyoruz. Evet, bunun anlamı Katolik’lere biraz hırpalamak demek. Aynı zamanda bu şahane grotesk karakter “Preacher”ın İsa’nın soyundan geldiği şekilde yansıtmak da demek. (Grim bunu pek de başaramıyor sanki)