5- Çarpık İlişkiler
Eğer dizi, çizgiromana sadık kalacaksa, Garth Ennis’in bu eserinin en güzel öğelerinden birinin karakter ilişkilerinin kaotik doğası olduğunu da hatırlaması gerekiyor.
Alkolik İrlandalı vampir Cassidy’nin rahip Jesse Custer ile ilişkisi, Cassidy Custer’a onun sevgilisi Tulip’i sevdiğini söyleyince tuhaf bir hal alır. Bu sırada Custer’ın Tulip ile ilişkisi de sallantıdadır zira…. Neyse, daha fazla detay verirsek spoiler olacak.
6- Herr Starr
Herr Star bir pislik. Hatta pislikten daha fazlası: kel ve tek gözlü bir Nazi kendisi. Biraz The Walking Dead’in “Governor” karakterine benziyor. Tabi ondan daha ahlaksız ve daha çatlak… Kendisinin cinsel sapkınlıkları TV’ye koymak için biraz “fazla” olabilir.
7- Geçmişe Dönüşler
Çizgi romandaki pek çok karakter ve bu karakterlerin geçmiş hikayelerinin derinliğini yakalamak TV’de ancak “flashback”lerle mümkün olabileceğe benziyor. True Blood’da (ve ondan önce Buffy ve Angel’da) çok iyi işleyen bu yöntem en basit çözüm gibi duruyor.
8- Komedi
Eğer hikayeniz fahişelerin ağzına işemekten hoşlanan şeytani bir cellat içeriyorsa, korku ile komediyi harmanlamanız gerektiği açık şekilde ortada. Hal böyleyken Seth Rogen belki de Preacher’ı TV’ye uyarlayabilecek en iyi isim gibi duruyor. Kendisi “This is the End” ile “şeytan tarafından ele geçirilme”yi bile komik hale getirebilmiş bir adam. Eğer bu filmde yaptıklarını Preacher’ın uyarlamasında da yapacaksa, telaşa mahal yok demektir.
Bakalım dizi 22 Mayıs Pazar akşamı başladığında, beklentilerimizden kaçının gerçekleştiğini göreceğiz…
Not: Bu yazı Total Film internet sitesinde yer alan şuradaki yazıdan özgün olarak çevrilmiştir.
