Netflix’in tüm zamanlarda en çok izlenen, en popüler dizilerinden biri olan Bridgerton’ın spin-off dizisi Queen Charlotte: A Bridgerton Story, 4 Mayıs’ta platformda yayınlanacak. Bridgerton 2. sezonda olduğu gibi, diziyi herkesten önce izleme şansına sahip olduk. Peki dizi nasıl olmuş? İşte Bridgerton’ın ilk uzantı dizisi Queen Charlotte: A Bridgerton Story hakkındaki görüşlerimiz…
Julia Quinn’in kitap serisinden uyarlanan Brdigerton’ın bugüne dek Netflix’te iki sezonu yayınlandı ve dizi 3. ve 4. sezon onaylarını da aldı. Bunlarla kalmıyor ve Bridgerton evreni genişlemeye devam ediyor. Queen Charlotte: A Bridgerton Story ismini taşıyan ve 6 bölümden oluşan bu prequel spin-off dizide, Bridgerton ilk iki sezonda da yer alan, aşırı soğuk duruşu ve görkemli saçlarıyla dikkat çeken Queen Charlotte’ın hikayesini izliyoruz.
Queen Charlotte: A Bridgerton Story – Konusu
Kraliçe Charlotte’ın ün ve güce yükselişini konu alan bu mini dizi, Bridgerton evreninin öncesindeki olayları, genç Kraliçe’nin Kral George’la evlenmesini, bu evliliğin hem büyük bir aşk hikâyesine hem de toplumsal bir değişime yol açmasını anlatıyor. Böylece Bridgerton karakterlerine miras kalan evrenin nasıl doğduğuna tanıklık ediyoruz.
Bridgerton ilk iki sezonda yalnızca yürütücü yapımcı olarak projeye dahil olan Shonda Rhimes, bu sefer bu spin-off seride hem yaratıcı hem yazar hem showrunner hem de yapımcı olarak yer alıyor.
Bridgerton evreninde yer alan Queen Charlotte bir kitaptan uyarlanmıyor ancak bir kitaba dönüşecek. Dizinin yaratıcısı Shonda Rhimes, Bridgerton kitaplarının yazarı Julia Quinn’le beraber Queen Charlotte dizisine dayanan bir kitap üzerinde çalıştıklarını duyurdu geçtiğimiz yaz. Bu kitap da dizi yayınlandıktan hemen sonra, tam olarak 9 Mayıs tarihinde satışa sunulacak.
Queen Charlotte: A Bridgerton Story – Oyuncular
Dizi hikayesini iki farklı zaman dilimi arasında gidip gelerek anlatıyor. İlk olarak, Bridgerton 2. sezonun hemen sonrasındayız, daha sonraysa flashbacklerle Kraliçe Charlotte’ın Kral George ile evliliğinin ilk yıllarına gidiyoruz. Dolayısıyla Brdigerton’dan tanıdığımız bazı karakterlerin, gençlik hallerini de görüyoruz bu dizide.
Kraliçe Charlotte (Golda Rosheuvel), Kral George (James Fleet), Lady Danburry (Adjoa Andoh), Lady Violet Bridgerton (Ruth Gemmell) ve kraliçenin sadık hizmetkarı Brimsley (Hugh Sachs), Bridgerton’dan tanıdığımız ve bu dizide de yer alan karakterler.
Queen Charlotte’da genç kraliçeyi India Amarteifio, genç Kralı ise Corey Mylchreest canlandırıyor. Dizideki yeni tanıştığımız en önemli karakterse Kral George’un annesi Prenses Augusta. Bu karakteri canlandıran oyuncu çoğumuzun Game of Thrones’tan tanıdığı Michelle Fairley. Dizinin oyuncu seçimleri çok iyi yapılmış, karakterlerin genç ve yaşlı halleri, davranış şekilleri bir yana, görünüş olarak da birbirine çok benziyor kesinlikle.
Queen Charlotte: A Bridgerton Story – Eleştiri
Öncelikle şuna bir netlik getirmek gerekiyor… Aynı Bridgerton’da olduğu gibi, dizi tarihi gerçeklere dayanıyor olsa da kurmaca bir evrende geçiyor. Evet, Queen Charlotte ve King George gerçekten yaşamış karakterler ve evet Kral George’un hakikaten zihinsel bir sağlık sorunu var ve kendisi “deli kral” olarak tanınıyor ve hatta kanıtlanması şu an için imkânsız olsa da Charlotte’ın gerçekten de siyah atalara sahip olduğuna dair iddialar var. Ancak tarihi gerçeklere göre, elbette ki o zamanlar soylular arasında siyahlar yoktu…
Bridgerton’da hatırlarsanız soylular yalnızca beyazlardan oluşmuyordu, Hint asıllılar, Uzak Doğulular, siyahlar da en az beyazlar kadar üst sınıf içerisinde yer alıyorlardı. Queen Charlotte dizisi aslında biraz da bu gelişmenin nasıl yaşandığını anlatıyor. Çünkü kraliyet ailesine gelin giden ilk beyaz olmayan kraliçe Charlotte. Buna dizide “Great Experiment” yani “Büyük Deney” deniyor. Ve dizi, bu gelişmenin bu evren içindeki soylular arasındaki düzeni nasıl değiştirdiğine de odaklanıyor.
Az rolü olmasına rağmen Kraliçe Charlotte Bridgerton’da öne çıkmayı başaran karakterlerden biriydi ve bu sebeple de kendisi adına ayrı bir dizi çekilmek istenmesi hiç de şaşırtıcı değil. Queen Charlotte oldukça karizmatik ve ilgi çekici bir karakter – dizide de öyle, gerçek hayatta da öyle… Deli Kral George ile 57 yıl evli kalıyorlar ve bu evliliklerinden tam 15 çocukları oluyor, bunlardan 13’ü yaşıyor. Hem Charloette’ın hem Kral George’un hayatına dair, bu yazıda yer veremeyeceğimiz kadar çok ilgi çekici detay var.
Kaldı ki zaten Queen Charlotte hem Bridgerton’ın bir uzantısı olarak hem de tek başına değerlendirildiğinde oldukça güçlü bir dizi olmuş.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Queen Charlotte: A Bridgerton Story İnceleme Videosu | SPOILER YOK!
Kral George’un son durumunu ve kraliçeyle evliliklerinin geldiği noktayı Bridgerton’dan biliyoruz. Dizide hikâye çoğunlukla geçmişte, yani kral ve kraliçenin evliliklerinin ilk dönemlerinde geçiyor, ara ara Bridgerton ilk iki sezon sonrası dönemde yaşananlara da odaklanıyor. Ki o kısım da boş değil ve anlattıkları bir şeyler var. İlk defa kraliçenin çocuklarını görüyoruz, yaşanan bir kriz hâkim oraya da.
Ancak maalesef dizide hikâye Queen Charlotte’un tüm hayatına yayılmamış. Kendisinin neden bu kadar soğuk ve mesafeli biri haline geldiğini, çöpçatanlık mevzusuna neden bu kadar kafayı takmış olduğunu daha iyi anlayabilsek güzel olabilirdi… Başta olduğu kişiyi ve sonda dönüştüğü kişiyi görsek de bu süreci yeterince göremiyoruz. Bu da akla şu soruyu getiriyor, acaba diziden “mini dizi” olarak bahsediliyor olsa da acaba kafalarında bir 2. sezon planı mı var? Bu ihtimal yüksek görünüyor.
Kral George gizemli ve çekici bir adam. Kraliçe de aynı şekilde güzel ve şaşırtıcı bir kadın. Ve dizide ikisi arasında çok güzel bir uyum var. İki oyuncunun da performansları oldukça başarılı. Ve ilk tanıştıkları andan itibaren aralarındaki çekim de hissedilebiliyor.
Charlotte’un kadın erkek ilişkileri konusundaki deneyimsizliği, ilk sezondaki Daphne’nin deneyimsizliği ile paralellik gösteriyor kısmen. Ancak Bridgerton’un ilk sezonu daha çok aşkın “tutku” ve “şehvet” tarafıyla ilgiliydi. Queen Charlotte dizisinde ise daha çok “fedakârlık” üzerinde duruluyor.
Charlotte her daim asi, dik başlı, kıyafetlere, abartılı saçlara düşkün oldukça güçlü bir kadın. Ancak hem hiç tanımadığı bir adamla evlenmesi, hem de evlendiği adamın psikolojik bazı sıkıntıları olması Charlotte’u çok bocalatıyor en başta. Kimseyi tanımadığı, kimseye güvenemediği bir yerde, herkese ve her şeye çok yabancı, kendini oldukça güçsüz ve yalnız hissediyor. Charlotte, bu zorlu şartlar altında hem kendisi olarak kalmaya çalışıyor, hem de sevdiğinin elinden tutarak gerçek bir Kraliçe’ye dönüşmenin yolunu arıyor.
Dürüst olmak gerekirse, Bridgerton ilk iki sezonla kıyasladığımızda bu dizide hem karakter olarak Charlotte’ın işlenişi daha başarılı, hem de burada anlatılan aşk hikayesini daha anlamlı. Sevgi bazen fedakârlık gerektiren bir his çünkü. Hele ki 1700’lerde yaşayan bir kadınsanız.
Dizide, Queen Charlotte’un hikayesinden çok kopmayarak, yine çok ilgi çekici ve güçlü karakterlerden biri olan Lady Danburry’inin yaşadıklarına da yer veriliyor. Lady Danburry’nin gençliğini Arsema Thomas canlandırıyor ve bulunduğu her sahnede rol çalıyor. Lady Violet Bridgerton’ı da ilk defa çocukları olmadan, bireysel olarak görme ve tanıma fırsatı yakalıyoruz. Genç bir kız olduğu dönemleri de görüyoruz ama onun hikayesi daha çok Bridgerton 2. sezon sonrası dönemde ilerliyor – muhtemelen3. sezonda onun karakteriyle ilgili de gelişmeler olacak.
Diziyle ilgili en büyük negatif eleştiri, temposuyla ilgili olabilir. Birkaç konu özellikle 3. ve 4. bölümlerde aşırı uzatılıyor. Bölümler birer saat uzunluğunda olmasına rağmen, bu uzayan mevzular hikayenin çok daha yavaş ilerlediğini hissettiriyor.
Queen Charlotte: A Bridgerton Story – Son Söz
Set ve kostüm tasarımları, saç ve makyajlar, müzik kullanımı, sinematografi… hepsi en az Bridgerton kalitesinde. Göze gayet hoş görünen bir dizi Queen Charlotte.
Queen Charlotte: A Bridgerton Story, Bridgerton’a göre daha ciddi, daha gerçekçi ve birazcık daha üzücü, ancak tam da bu sebeplerle daha başarılı. Bu sefer olgun (ve trajik) bir aşk hikayesi izleme fırsatı yakalıyoruz. Bridgerton’ı sevenler bu diziyi de seveceklerdir. Hatta, The Crown severlerin de mutlaka göz atması gereken yapımlardan biri. Puanımız 10 üzerinden 8.