Bir haftalık heyecan ile bekleyişten sonra IMDb’de 9.3 puan alan (ki bu gerçekten yüksek bir rakam) enfes bir Supernatural bölümü izledik: Form and Void. Özellikle de 10. Sezona göre kesinlikle standartların üzerindeydi. Ancak ben dizinin bundan sonra çok daha güzelleşeceğini düşünüyorum. Gelin bu bölümde neler olmuş bir göz atalım.
Amara
İlk olarak dizinin ana karakteri haline gelen Amara bebekten bahsetmek istiyorum. Geçen hafta yazdığım incelemede, bebeğin anormal bir hızla büyüyeceğinin söylentiler arasında olduğunu belirtmiştim. Bu bölümde bunu doğrular nitelikteydi. Ama gördük ki, bu büyümeyi sağlayan bir yiyecek falan değil, insanların ruhları. Bu işten ilk nasibini alan da Jenna karakteri olmuş oldu. (Neden bu karakterden bu kadar çabuk vazgeçtiler bilmiyorum ama ben kişisel olarak sevmiştim ve devam etmesini isterdim.) Her ne kadar Dean, Jenna’nın nabzını kontrol edip öldüğünü söylese de, haftaya yayınlanacak olan “Baby” bölümünde Laci Y Mailey’nin de (Jenna) oynadığını biliyoruz. “Baby” adlı bölümün tamamı İmpala’nın içinde geçeceği bilindiği için, Mailey’i ölmemiş olarak değil de, flashbacklerde görebiliriz gibi geliyor bana.
Bebekteki mühüre gelirsek, şu an bebek ve karanlığın aynı kişi olduğunu biliyoruz. Dean karanlıkla konuşurken, karanlığın ona “Biz bağlıyız.” dediği sahneyi hatırladı ve bebek ile Karanlık’ın aynı yerde olan mührünü gördü. Bu sahne bana sanki, ilk başta Dean bu bağlılığı kendi ile Karanlık arasında zannederken, mührü gördükten sonra, Karanlık ile bebek arasında olduğunu anlamış gibi bir izlenim verdi. Bize soru bırakmadan zaten Karanlık ile konuştuğu sahnenin ise bir “öngörü” olabileceğini söyledi Dean fakat bu fikir benim pek aklıma yatmadı. Daha değişik bir açıklaması olduğunu ve sonraki bölümlerde kardeşlerin bunu çözeceğini düşünüyorum.
Son olarak ise Amara’nın anormal bir hızla büyüyüp bir anda küçük bir kız çocuğuna dönüşmesi yine hoşuma gitmeyen detaylardan oldu. Dizi bu sezon nedense bir çok detayda kendini tekrar ediyor. Yine kardeşler aynı Lilith’de olduğu gibi küçük bir kız bedeninde olan kötülük ile savaşıyorlar. Sadece bana mı olmamış gibi geliyor bilmiyorum ama tüm bu tekrarlar yerine, yepyeni bir fikir sunulabilirdi, ne kadar saçma ve değişik olursa olsun beğenerek izliyoruz sonuçta.
Not: Dean’in Crowley’i duvara tutturup bebeğin odasına giderken olan sahnesi inanılmaz hoşuma gitti. Arka plandaki müzikle beraber çok etkileyici bir havası vardı.
Crowley
Crowley’nin papaz kıyafetleri içerisinde “Hello, my son.” Dediği etkileyici sahneyi fragmanlarda izlediğim halde (ben aslında o sahneyi gerçekten geçmişte yaşamış olan oğlu geri gelmiş olabilir diye düşündüğüm için belki de) sanırım bir dalgınlık içerisinde olduğum için dizide adeta geldiğini fark edemedim. Dean içeri girip Crowley’i gördüğünde ağzımdan istemsiz olarak “Yok artık!” çıktı. Crowley’nin yine şaşırttığı, bölümdeki güzel sahnelerden biri oldu bence.
Ben Crowley bizim çocuklara kıyamaz onlara yardım eder dedim ama gidip kendi elleri ile Amara’yı beslemeye kalktı. En sonunda yine başına bir işler açacağı ve kardeşlerle bir olacağını düşünüyorum hala inatla. Çünkü karanlık Crowley’e yardım falan etmez. Ortaklıkları uzun sürmeyecektir.
Castiel
Canım Castiel yine sırtından bıçaklandı arkadaşları tarafından. Önceden başka bir bedende, uzun bir zamanı Castiel ile geçiren hatta aralarında neredeyse bir elektriklenme bile olan Hannah bile Cass’i kullanarak ondan bilgi almaya çalıştı. Artık son hamle ile tamamen yıkılan ve cennette kimsenin onu sevmediğini öğrenen Cass’e derinden üzüldüm. Ayrıca ona işkence eden iki meleği o öldürdü evet ama Hannah’ı da o öldürmüş gibi bir duruma düştü. Hem de içten içe değer verdiği birini kaybetti o düşkün anında. Ama son sahnede yine Harflerin Adamları’nın sığınağına gidip bizim kardeşleri bulması beni o kadar mutlu etti ki. Nihayet gerçekten yardım istemesi gereken kişilerin yanındaydı.
Metatron’da sorgulamadan anladığımız kadarıyla bir şekilde yeniden karşımıza çıkacak gözüken o ki. İşler iyice karışacak demektir.
Sam
Sam yine zekasını ortaya koydu ve bir tedavi buldu! O sürüncemeli durumdan kurtulduğuna çok ama çok sevindim. Ben bir sorunla uğraşırlarken kardeşlerin birbirinden uzaklaşmasını hiç mi hiç sevmiyorum. Bölümün sonunda sığınağa geri döndüklerini gördüğümde içim içime sığmadı açıkçası. İki bölümdür ayrı ayrı maceralar yaşayan kardeşler nihayet bir araya geldi ve bundan sonra da beraber devam edecekler. Bir de yanlarına Cass’in katılmasıyla, daha ne isterim duygusunun oluştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Tedaviye gelecek olursak, ölümün çalışanları Sam’i tehdit ederken kendi ağzı ile tedaviyi söylemiş oldu. Hastalığın fikrini sevmemiştim ama tedavi şeklini sevdim. Çözüm en başından beri vurgulandığı gibi yine İncil’de gizliydi ve tam anlatılana yakışır bir biçimdeydi. “Tanrı karşıtı kötülüğü, Tanrı’nın yöntemi ile temizlemek“ gerçekten hoşuma gitti. En azından kardeşlerin artık vicdan azabı çekmesine gerek kalmadı. Sam’in Dean ile arasının açılması için bir sebepte. Masum insanları tedavi edebilecekler.
Sam’in hastanenin kilisesinden çıktıktan sonra, bir anda Lucifer ile kaldığı kafesteki hatıraları hatırlamasının neyi temsil ettiğini henüz bilmiyoruz. İzlerken ben bunu, Lucifer’e ihtiyacı olduğu ve onu kafesten çıkarması gerektiği şeklinde yorumlamıştım fakat bir süre sonra Sam tedaviyi buldu ve kendini iyileştirdi. Bu sebeple fikrim biraz çürüdü diyebilirim. Eğer bu Lucifer’in çıkışı için bir neden olmayacaksa, neden ne olacak izleyip göreceğiz.
Reaper/Ölüm Meleği
Ölümün o etkileyici müziğini duyduğumda gerçekten biraz gerildim diyebilirim fakat ben ilk başta Ölüm’ün bir çalışanı değil kendisi zannettim açıkçası. Daha sonradan zaten kim olduğunu tanıtınca her şey açıklığa kavuştu.
Burada da hepimizin aklına takılan kısım eminim ki kardeşlerden birinin ölmesi ile ilgili olandır. Eğer Sam veya Dean ölür ise, ne cehenneme ne de cennete gidecekler, ölüm meleği onları boşluğa atacak. Burada beni rahatsız eden nokta kardeşlerin nereye gideceği değil, öldükten sonra geri dönmek için bir şansları daha olmayacağı oldu. Çünkü biz onların ölüp ölüp geri dönmelerine alıştık. Cennet veya cehenneme bile gitmeleri bizim için artık sorun teşkil etmiyordu çünkü bir şekilde dönüyorlardı. Ama bu tamamen yepyeni bir sorun. Açıkçası ben bu korkunun yaratılmasını sevdim. Kardeşlerin ölmesi bizi önceden korkutmaz iken artık diken üstünde olmamız için bir sebep var. Artık ölüm eskisi kadar az problem yaratmayacak ve kardeşlerin ölüme her yaklaşması seyirciyi huzursuzlandıracaktır.
Emin değilim fakat bu boşluk olayının üzerine gidecekleri hatta kardeşlerden birinin öleceğini düşünüyorum. Ancak bu gerçekleşse bile yakın zamanda olmaz, belki sezon finali. Belki.