–Rowena ile Crowley’in sondaki konuşması çok dokunaklı ve güzeldi. En azından Rowena gitmeden tüm bu nefretin neden kaynaklandığını öğrenmiş olduk. Rowena için Crowley’i sevmek oldukça zor olmuş. O da Crowley’nin gelişi ile elinden alınanlar yüzünden ondan nefret etmeyi tercih etmiş. Daha önceki konuşmalarında da geçmişte zor şeyler yaşayan bir cadı olduğunu biliyorduk. Kendine göre haklı yanları var sanki. Zaten bir cadı ve bir şeytan birbirlerini nasıl çok sevebilir ki?
–Crowley her ne kadar hiç bir zaman açıktan açığa belli etmese de, annesini sevdiğini düşünüyorum. O yüzden sürekli neden beni sevemedin diye sorguluyordu. Daha sonraki bölümlerde, annesinin ölümüne üzüldüğünü belirten bir şey söylerse şaşırmayacağım açıkçası.
–“Birbirinizi kurtarmak için her şeyi yapıyorsunuz, problem de bu!” Bu cümle bir sürü kişi tarafından daha önce kardeşlere defalarca söylendi sanırım. Ben artık dizinin sonunda gerçekten birbirlerini kurtarmak yerine her şeyi oluruna bırakacaklarından korkuyorum. Ya Sam’in Dean’den, ya da Dean’in Sam’den vazgeçeceğinden. Umarım hiç bir zaman böyle bir şey gerçekleşmez. Çünkü aile kavramının ne kadar kutsal olduğunu bize her fırsatta hatırlatan bu dizinin sonunda, başından beri savunduğu fikri çürütmesi çok üzücü olur.
–Amara’nın Castiel’i ışınladıktan sonra mı diyeyim bilmiyorum ama, sonraki kötü hali ne anlama geliyor?
–Michael’ın da azıcık sıyırdığını (!) Lucifer sayesinde öğrenmiş olduk.
–Kafesi sadece Rowena açabilirdi ve o şimdi öldü. Kardeşlerin Lucifer’i öldürmeleri gerekecek. Saklayacak başka yer bulamazlarsa tabi.
Güldüren Detaylar
— Dean’in Crowley’i 666 diye kaydetmesi ve Crowley’nin telesekreter mesajı…
–Sam’in telesekreter mesajının ise Crowleyden aşağı kalır yanı yoktu. Dean’in Sam’le dalga geçtiği sahnelere bayılıyorum.
–Açılıştaki pijama giymiş ve hediyesinden Sam figürü çıkan Crowley. (Bu sahneyi fragmanda görüp nasıl bağlayacaklarını çok merak etmiştim.) Ayrıca figüre bayıldım!
–Ölüm meleği Billie’nin, Dean’e zorla söylettirdiği şifre sahnesini izlerken o kadar güldüm ki. Dean başta söylemek istemediği için komik bir şey geldiğini tahmin ettim fakat… Çok komikti.
–Rowena’nın cadı tasmasını taktıktan sonra tek ayak üstünde zıplaması ve buna şaşıran Dean.
–Lucifer’in dans ettiği sahne komikten çok beklenmedik ve etkileyiciydi. Komik olan ise Dean ve Castiel’in yüzündeki ifadeydi.
Bölümle İlgili Bir Kaç İlginç Bilgi:
–The Road so Far bölümünde kullanılan müzik Wishbone Ash‘in Changing Tracks şarkısı. Nakaratın son cümlesi ise “Can’t get the devil off my mind.” (Şeytanı aklımdan çıkarıp atamıyorum)
–Lucifer’in, Amara’yı hakladıktan sonra ne yapacaksın diye soran Sam’e cevabı: “Belki Los Angeles’a taşınırım ve suçla savaşırım” oluyor. Burada yeni başlayan Lucifer dizisine gönderme yapmışlar. Dizide Dünya’ya inen Lucifer, Los Angeles’ta bir bar işletiyor ve bir yandan da suçla savaşan bir dedektife yardım ediyor.
–“To make you an offer you can’t refuse” (Sana reddedemeyeceğin bir teklif yapacağım) cümlesi. Lucifer’in söylediği bu ünlü cümle tabi ki The Godfather filmine bir gönderme.
–Lucifer’in kafeste başlattığı şarkının adı “Heaven Must Be Missing an Angel”. Düşen Melek Lucifer’den sonra bir melek kaybeden cennete gönderme.
Gelecek Bölüme Dair Bilgiler
–Kardeşler Castiel’de garip bir şeyler olduğunu fark edecekler. Bu garipliği fark eden Dean, Sam’e söyler. Sam’de ona dikkat etmesini.
–Sam ve Dean, insanların mistik bir şarkıdan sonra dehşet verici bir şekilde öldürüldüğü bir olayı araştırmaya gidecekler.
—Dee Wallace konuk oyuncu olarak karşımıza çıkacak.
