Sam
Bu bölümde olan Sam’e oldu gibi biraz. Önce kendi ayağı ile Lucifer’a yardım etti. Sonra da acı bir gerçekle yüzleşti. Önce Lucifer olduğunu anladığında yaşadığı şok, sonra da Castiel’in kendi elleri ile ona teslim olduğunu öğrenmek. Bu çok fazla! Tüm bunlar da yetmiyormuş gibi üstüne üstlük bir de ruhuna saldırdı Lucifer. Ruhunu aldı demiyorum çünkü evet işlem geçmiş seferlerdeki gibiydi fakat Lucifer bir anda elini çıkar, şaşırmış ve ya beklediğini bulamadığı için kızmış gibi değişik bir yüz ifadesi içerisindeydi. Tam ruhunu alıp almadığını anlamaya çalışırken bir anda Castiel’in geri döndüğünü anladık. Bu da işlemin yarıda kesildiği gibi bir sonuç ortaya çıkardı. Sam ucuz kurtuldu diyebiliriz.
Sam’in Castiel’e ‘Sana güveniyorum’ dediği yerde oldukça duygusal bir havaya girdim. Sonuçta Cass’te onların bir kardeşleri gibi. O yüzden Sam’in bu tepkisi oldukça dokunaklıydı. Fakat bu sözden sonra yine Cass’in suratında gözüken ifade… İnsanı sinir ediyor.
Sam yine zekice bir hamle ile şeytanı defetmeyi başardı. Gerçi biraz absürt geldi bana gözünün önünde koskoca mührü çizmesi ama. İdare eder diyelim.
Sam yine her zamanki gibi Dean’in aksine her şeyi olduğu gibi kabullenmiş durumda. Cass dönmek istemeyebilir, Cass onu seçti. Adam sana yardım etmek istediği için yaptığını söyledi işte. Bu kadar çabuk teslim olma.
Cass-Lucifer
Lucifer‘ın bölüm boyunca bizim gözümüze sokulan gıcık davranışları oldu. Kardeşlerin arkasından sırıtması. Onları kendi amaçları doğrultusunda açıkça yönlendirmek gibi. Ve ya mührü geçemediğinde sanki Dean’i önemsiyormuş gibi davranması falan. Aslında Sam o anlarda ufak şeyler sezmiş gibiydi ama böylesini de düşünemez ki.
Cass Sam’i ne kadar önemsiyormuş ki, Lucifer’a hakim olmayı başardı. Hatırlarsınız ki bu durumun aynısı daha önce Sam’de olmuşu. Sam Dean’i öldüresiye döverken bir anda bütün “Brotherly Moment”ları bir anı şeridi gibi gözünün önünden geçirmişti. (5.sezon finali) Bu sayede de Lucifer’ı kontrol altına almıştı. İşte bu sevgiden dolayıydı. Şimdi aynısı Castiel’e oldu. Ben zaten hiç bir zaman onun sevgisini kardeşlerin birbirlerine olan sevgisinden ayırt etmedim. Her ne kadar yardım etmeye çalışırken kardeşlerin hayatını neredeyse sona erdiriyorsa da, bunu savaşmak için, yardım için yaptı.
Ayrıca buradaki önemli nokta belki de Cass’in yok olmadığı ile ilgili. Yani biz geri dönüp dönmeyeceğini bilmiyorduk. Bu ‘beden’ olayı Cass’in hayatına bile mal olabilir. Ama ele geçirme sahnesi bana biraz umut ışığı gibi geldi. Cass’i tekrar görebilmemiz için. Dean’in de dediği gibi, Lucifer’ı kapana kıstıracağız ve Cass’i kurtaracağız!
Tanrı’nın Eli
Bu bölümde bilinmeyen bir çeşit güç ile daha karşılaştık. O da Tanrı’nın eli. Bahsedildiği üzere Tanrı’nın gücünün bir kısmını temsil eden bu parçanın doğruluğu tabi ki kanıtlanmış değildi. Ama kardeşlerin açık ara tek şansıydı. Castiel’in de işine geldi bu. Tahminimce Cass Dean ile beraber zamanda geri gidip bu parçayı aldıktan sonra Dean’i gemide bırakacak ve zamanımıza geri dönecekti. Döndüğünde de Sam’in işini bitirirdi herhalde. Planı beklediği gibi gitmediği için bu kadar sinirliydi. Dean’i zamanımıza getirmek zorunda kaldı.
Tanrı’nın eline dokunan insanın yarattığı hasarın bir bomba gibi patladığını, kocaman teknede delik açtığını ve yanığa sebep olduğunu öğrendik. Gerçekten büyük bir güç. Gerçekten Amara’ya karşı kullanılabilir bir güç. Ya da güçtü. Tek kullanımlık olduğu bilinmeden önce. Aslında o konuda biraz şüphelerim var. Bu kadar büyük bir silahı tekrardan kullanabilirler gibi sanki. Bütün bu çabalar boşa gitmesin yahu. En azından kardeşlerin bir şekilde işine yarasın.
Ayrıca Lucifer’in Tanrı’nın Eli‘ni eline aldığında yaşadığı hayal kırıklığına çok sevindim. Dean gibi.
Gelecek Bölüm – “Beyond the Mat”
Geçmiş sezonlarda Fan Fiction, Changing Channels gibi harika bölümler izlemiştik. Sanki bu bölümde onlardan biri olmaya aday gibi. Fragmanda Sam ve Dean’in, özellikle Dean’in yüz ifadesi görülmeye değer. Aynen korkudan öldüğü bölümdeki gibi.
WWE şampiyonu Mike “THE MIZ” Mizanin bölümün konuk oyuncusu olacak.
Dean ve Sam çocukluklarını güreş izleyerek geçirdiklerinden, güzel anılarının borçlarını ödemek için bir cenazeye katılırlar. Cenaze güreşçilerle ile doludur. Bundan sonrada biraz kafa dağıtmak ve karanlıktan bir süre uzaklaşmak adına beraber bir güreş maçına gitmeye karar verirler; fakat yakın zamanda bir güreşçi ölür. Bu eğlence bir anda kardeşler için bir işe dönüşür.
