#4 Mystery Spot (3×11 – IMDb Puanı: 9.5)
Trickster’ın parmağı olan bir bölüm daha! Tüm hikayesi ile Bill Murray’in Groundhog Day filmine selam çakan bu bölümde Sam “Trickster” tarafından bir sanal gerçekliğe hapsolur. Sam bu gerçeklikte her gün aynı güne uyanmaktadır ve ne yaparsa yapsan bu günün sonunu değiştiremez; Dean her günün sonunda bir şekilde ölür ve bu ölümle birlikte Sam yine aynı güne uyanır. En nihayetinde Sam bunun “Trickster”ın işi olduğunu anlar ve sonunda Çarşamba günü gelir. Ama çarşamba günü Dean’in ölümüne Sam yine engel olamaz ve bu sefer gün tekrar başlamaz, Sam 6 ayını Dean olmadan Trickster’ın peşinde geçirir. Oldukça eğlenceli bir bölüm olmasıyla birlikte aslında çok da yürek burkan bir bölümdür; Trickster bunu Sam’e Dean’i eninde sonunda kaybedeceğini ve onsuz yaşamayı öğrenmesi gerektiğini göstermek için yaptığını söyler, Dean olmadan yaşadığı 6 ay Sam için bir alıştırmadır aslında. Sam ve Dean’ın birbirlerinin zayıf noktası olduklarını ve Dean’siz hayatın Sam’ı nasıl etkileyebileceğini gördüğümüz bu şahane bölümde ayrıca Trickster’ın ne kadar da güçlü bir yaratık olduğunu öğreniriz.
#3 Bad Day at Black Rock (3×03 – IMDb puanı: 9.3)
Klasikleşmiş sahne ve diyaloglarını ezberlediğimiz, Supernatural’ın en komik bölümlerinden birisi! Ele geçirdiğinizde size büyük şans veren ama kaybettiğinizde ise sizi büyük şansızlığa iten bir tılsım var bu bölümde; Rabbits Foot (Tavşan Ayağı). Sam, ne işe yaradığını anlayamadan elindeki tılsımı Bela Talbot’a kaptırıyor, Sam ve Dean bu “avcı dolandırıcısı” hatundan Rabbits Footu geri almaya çalışıyorken mevzuya bir de Sam’i öldürmeyi kafaya takmış bir avcı dahil olunca olaylar karışıyor. Bir fantastik/korku dizisi nasıl bu kadar komik olabilir, şaşırıyoruz 🙂 “I’ve lost my shoe” ve “I’m Batman” gibi unutulmaz diyaloglara sahip bu bölüm bence özellikle ilk 3 sezonun en iyi bölümlerinden biri 😉 Bela Talbot karakterinin şu aralar The Walking Dead dizisinde Maggie Greene ismiyle boy gösteren Lauren Cohan tarafından canlandırılmış olduğunu da hatırlatalım.
#2 Changing Channels (5×08 – IMDb puanı: 9.6)
Supernatural’ın “farklı gerçeklik/paralel evren” bölümlerinin en iyilerinden birisi Changing Channel… Sırf bu bölüme özel yapılmış jenerik bile bu bölümü çok başarılı kılıyor zaten. Sam ve Dean “Trickster” tarafından TV dünyasının içine hapsedilirler ve buradan çıkmalarının tek yolunun “rollerini oynamak” olduğunu öğrenirler. Grey’s Anatomy, CSI dizileri ve Knightrider dizilerine yapılan göndermeler, sit-com tadındaki jenerik, eğlenceli başlayan bölümün oldukça ciddi bitmesi ve Trickster’ın aslında “Gabriel” isimli melek olduğunu öğrenmemiz ile Changing Channels Supernatural’ın en iyi bölümlerinden biri olarak tarihteki yerini aldı. Bu bölümdeki sahneler her izlenildiğinde gülünecek cinsten.
#1 French Mistake (6×15 – IMDb puanı: 9.6)
Bu listeyi oluşturmak kesinlikle kolay olmadı ama bir numarada hangi bölüm olacağı en başından belliydi; The French Mistake. French Mistake bence tüm zamanların en iyi dizi bölümlerinden biri, eğer bunu oldukça iddialı bulduysanız gelin şu noktada anlaşalım: The French Mistake dizi dünyasının en cesur işlerinden biri zira her dizi kendisiyle bu derece dalga geçecek cesareti bulamaz. Bu bölümde Dean ve Sam kendilerini farklı bir gerçeklikte bulurlar; bizim dünyamızda. Bu gerçeklikte Sam “Jared Padelecki”, Dean ise “Jensen Ackles” isminde aktörlerdir ve “Supernatural” isminde bir dizi çekmektedirler. The French Mistake’te Sam ve Dean’i hiç beğenmedikleri bu evrenden kurtulmaya çalışırlarken, durumu da kimseye belli etmeme çabalarını izleriz; kahkahalarla! Bu bölümün her ayrıntısı, fanatikleri mest edecek şekilde işlenmiş. Jared Padelecki’nin “Fake Ruby” Genevive Cortese ile evliliğinden tutun da, Misha Collins’in twitter bağımlılığına; Eric Kripke’nin diziden ayrılışının bu bölümde Eric Kripke’yi şaaşalı bir şekilde öldürerek vurgulanmasından, Robert Singer’in dizinin beklenenden uzun sürmesi sebebiyle sürekli “6.Sezon…” diye iç çekmesine, Jensen Ackles’ın pembe dizi geçmişinden, Jared ve Jensen’ın o dönem nereden çıktığı belli olmayan “İki aktör birbiriyle küs, konuşmuyor” dedikodusuna her fırsatta “En azından birbirleriyle konuşuyorlar” diyerek dokundurmasına kadar her ayrıntı şahane, senaryo müthiş, bölüm inanılmaz yaratıcı, sonuç Supernatural’ın -bence- en iyi, en komik bölümü!
Bu yazı ilk olarak 24 Kasım 2012 tarihinde yayınlanmıştır.
