Sonunda The CW‘nin merakla beklenen dizisi The Flash’ın 2. sezonu, yayınlandığı zaman diliminde 3.5 milyon gibi çok yüksek bir reytingi de yakalayarak ekranlarımıza geri döndü. Aslında ne kadar 3 ay olsa da, dün ilk bölümünü izlediğimde “yahu ben bu diziyi izlemeyeli 5-6 ay oldu galiba” diye de düşündürdü beni. Belki de sektörde ki en iyi süper kahraman dizisi olduğundan mıdır nedir (Arrow fanları vurmayın) bana bayağı bir özletti kendisini. Geçen sezon yaptığım numaralı liste sistemini bu sezonda devam ettirmek istiyorum. Yok böyle olmasın direk düz yazıya dökerek incele diyorsanız eğer yorumlarda belirtmeniz yeterlidir. Onun haricinde tüm eleştirilerinizi ve/veya dizi hakkında ki görüşlerinizi de yorumlarda belirtirseniz sevinirim.
Şimdi yavaştan “The Man Who Saved Central City” bölüm incelemesine geçecek olursak eğer;
1- Tekillik, Anomali ve ya Kara Delik
Dizinin 1. sezonu hatırlayacağımız üzere gökte beliren bir anomali (Kara delik veya tekillik de diyebiliriz sonuçta hepsi aynı noktaya çıkıyor) ile sonlanmıştı. 2. sezonu ise direk anomaliden başlatmak yerine, bölümün adından da anlayacağımız üzere Barry’nin Central City’i kurtardıktan sonraki halinden girmişler. Heatwave ve Cap. Cold’u Firestormun yardımıyla yakalıyor ve Star Labs’de ki ütopik Team Flash’ın yanına geliyor. Tabii ki sonradan bunların hepsinin sadece bir hayal olduğunu anlıyoruz. İlk başta Imdb üzerinden ilk bölüm kadrosunda Tom Cavanagh ve Rick Cosnett görüldüğü zaman fanlar bayağı heyecanlanıp türlü türlü teoriler ortaya atmışlardı. Lakin şimdi anlaşıldı ki bu iki oyuncu da sadece flash-backler ile diziye dahil olacaklar. Tabii hemen şu ufak teoriyi de sıkıştırayım araya; Alternatif evrenlerden gelme ihtimali olan Eddie ve Dr. Wells ihtimali de pekala mevcut. Lakin çok çok düşük ve anlamsız bir teori. Üzerinde çok fazla kafa yormaya değmez. Her neyse bunları bir kenara bırakalım ve herkesi şok eden bir diğer gelişmeye yani Ronnie’nin ölümüne ve ya kaybolmasına bakalım. Öncelikle şunu açıklayayım; Ronnie’nin kaybolması kesinlikle Firestorm karakterinin sonu değildir. İlerleyen bölümlerde Prof. Stein’ın yanına başka bir elamanın geleceğini okumuştum. (Özellikle gelecek kişinin siyahi olması çizgi roman uyarlaması yönünü daha da kuvvetlendirir nitelikte) Diğer taraftan Ronnie’nin ölümünü ve ya kayboluşunu çok oldu bittiye getirdiklerini düşünüyorum. Hani objektif olarak bakarsak olaya, üç ay aradan çıkmış bir dizisin sen. Hiç bir şey yokken ortada birden Ronnie ölüp gidiyor? Hatta bunu direk başlar başlamaz dizinin ilk 10 dakikasında gösteriyorsun. Bence burada bir yanlışlık var arkadaş. Karakterin bu kadar kolay silinebileceğini açıkçası hiç düşünmüyorum. Ya bunun altında bir bit yeniği vardır, bir kaç bölüm sonra Ronnie “ta taam” diye beliriverir veya gerçekten de yakışıksız bir şekilde Ronnie kaybolup gitmiştir. Her iki ihtimalde de beğenmedim bu olayı…
2- Atom Smasher
Kendisinin bir süper kötü olmadığını, aslen JLA üyesi bir süper kahraman olduğunu ve hakkında ki bir kaç detayı şu yazıda yazmıştım. İsteyen oraya bir göz atabilir. Onun haricinde bu bölümdeki performansa gelecek olursak eğer; Öncelikle siz bu süper kötü / süper kahraman karmaşasını nasıl karşıladınız bilmiyorum ama benim çok içime oturmadı. Hem kendisinin bir süper kötü haline getirilmesi, bu da yetmezmiş gibi Zoom’un piyonu yapılması iyice tadını kaçırdı olayın. Yani dizi gerçekten çok hoş gidiyor ama arada saçma sapan artıklar ve ya çok göze batan eksiklikler de fırlamıyor değil. Zaten Flash-Signal den mesafeliyim şu çizgi roman yorumlaması olayına, bir de üstüne bu Atom-Smasher tam tuzu biberi oldu. Bölüm boyunca devam eden süper kötü performansına ve arada bir animasyon olduğu fark edilse de genel itibariyle çok başarılı olan görsel efektlere rağmen benim bu süper kötü Atom-Smasher olayına içim hiç ısınmadı. Sanki Zoom’un gelişini haber vermek için yılların kahramanı harcanmış gibi geldi bana. Siz ne düşünüyorsunuz ?
3- Flash Day
İlk bölümde hoşuma giden az sayıda şeyden biri de şüphesiz Flash Day idi. Her çizgi roman okuyucusunun aşina olduğu bir şeydir bu “Şehrin Anahtarı” ve “Kahramanın altın çağı” geyikleri. Sinematik olarak baktığımız da Sam Raimi’nin Spider-Man 3’ünde aynı sahneler vardı. Kahraman şehirde çok ünlenir herkes de aşırı bir sevgi oluşur, tak diye şehrin anahtarı çıkarılır ama tam verilecekken yine kendini bilmezin teki tüm ortamı mahvederek etkinliği sonlandırır vs.. şeklinde. Kısaca biraz klişe, ama olmazsa olmaz bir klişe idi. Şimdi ise Flash’ın altın çağına adım adım yaklaştığımıza göre, yavaştan kendinizi Flash’ın çöküşüne ve halk için bir tehdit unsuru olarak ilan edilmesine hazırlasanız iyi edersiniz. Çünkü bu altın çağ sonrası çöküş dönemi de yine olmazsa olmaz klişelerden biridir. Zaten bu döngü de aklınıza gelebilecek her “AA” süper kahramanın başından geçmiştir.
4- Bölüm boyunca karşımıza çıkan Easter Egg’ler
A. Kostüm
Açıkçası buna çok fazla easter-egg demek içimden gelmiyor ama 1 sezon boyunca zavallı Barry’nin asıl kostümüne kavuşamadığı düşünülünce de gayet yerinde bir karar gibi duruyor. Sonunda bordo renginden az dahi olsa kurtulmuş, göğsünde gururla taşıyabileceği beyaz üstüne şimşek sembolüne sahip kostümü geldi. Tabii ki bilindiği üzere bu kostümün son hali değil. Lakin rengi ve stilinde yapılacak ufak bir kaç değişiklikten başka da hiç bir eksiği yok gibi.
B. Jay Garrick
Jay Garrick ise bilindiği üzere bu bölümde diziye dahil oluyordu. Bundan sonraki bölümlerde de Zoom’un Barry’i öldürmesi için tuttuğu (Biliyorum bence de çok saçma) meta-human’lar ile nasıl baş etmesi gerektiğini ve speedforce üzerinde nasıl tam hakimiyet kuracağını öğretecek. Bu arada bilmeyenleriniz olabilir o yüzden hemen şu bilgiyi de şuracığa sıkıştırayım; Andrew Kreisberg Flash’ın bu sezon içerisinde yeni bir kaç numara daha öğreneceğini açıkladı. Bu yeni “güçlerin” ise klasik olarak hızlı koşmaktan çok, titreşerek katı cisimlerin içinden geçmesi gibi eksantrik güçler olacağını belirtti. Lakin tabii ki güçleri tam olarak açıklamadı. Onları da zamanla öğreneceğiz.
C. Flash-Signal
Fragmanda gördüğümüz sinyalimizi tekrardan gördük bu bölümde. Bu güzide Batman araklaması tatlı mı tatlı sinyalimizin amacı da çok farklı burada; Süper Kötüleri çağırmak? Yani gerçekten çok ilginç bir konsept üzerinde düşünmüşler. Ama umarım ileride çok fazla kullanmazlar da, sinyali Flash ile özdeşleştiren bir nesilde türemez. Lakin en sonda Cicso’nun ucundan da olsa Sinyal aracılığı ile Batman’e selam çakması hoş bir detay olmuştu.