True Blood 4. Sezon Finali “Herkes Öldüğünde”

3731
True-Blood-Season-4-Bill-and-Sookie

Dün yayınlanan “And When I Die” bölümüyle True Blood 4. sezonun finalini yaptık. Geçtiğimiz sezon finallerine oranla bana oldukça sönük gelen bu bölüm sonlara doğru beklenmedik sürprizlerle biraz da olsa toparlamayı başardı.

Cadılar Bayramı yani Samhain’da; yaşayanlarla ve ölülerin arasındaki sınırın en zayıf olduğu gecede geçiyordu bu bölüm. Böyle olunca Bon Temps’te yaşayanlarla ölüler birbirine karıştı; öyle ki ilk 3 sezondan bu yana görmediğimiz pek çok –uzun süredir ölü- olan karakterle bile karşılaştık – vampirler hariç. Ölüler diyarından dünyamızı ziyarete gelen pek çok ruh olduğu gibi; yaşayanların diyarından diğer tarafa dönüşü olmaksızın giden karakterler de oldu. Kıyım gibi oldu bu bölüm, fazlasıyla ölülü 🙂 Dört sezondur o kadar cinayete rağmen masum kalmayı başaran Sookie bile ilk defa elini kana buladı!

Yaşayanların Dünyasından Ölülerin Dünyasına

Sezon finalinin ilk ölüsü Jesus oldu. Lafayette’le birbirlerine çok yakıştırdığım ama dizideki asıl amacını tam olarak kestiremediğim Jesus, maalesef Lafayette’in vücudunu kullanan Marnie tarafından öldürüldü. Bu ölüm Jesus’un dizideki sonu mu olacak göreceğiz ama kendisinin de dediği gibi; o bir ölü ve Lafayette bir medyum olduğuna göre ilerleyen zamanlarda tekrar karşımıza çıkmasına çok şaşırmamak gerek.

Tara; Sookie’yi Debbie’ye karşı korumaya çalışırken kafasından yaralandı. Final Tara öldü mü, kaldı mı konusunun ucunu açık bıraktı ve gelen bilgilere göre ne yazarlar ne de oyuncunun kendisi 5. sezonda neler olacağını bilmiyorlar. Azıcık sinir bozucu olsa da severiz bu hatunu, bir şekilde geri döndürürler umarım.

Nan hiçbir izleyenin özlemeyeceği bir karakter olsa gerek. Sonunda öldüğü için oldukça mutluyum. Tam dırdırcı kadın tipindeydi bir de üstesine feminist politikacı. Kendisi Sookie’ye dil uzatınce Bill tarafından öldürüldü; gay Stormtrooperlar ise Eric tarafından 🙂

İşte öldüğüne hiç üzülmediğim, aksine çok sevindiğim tek karakter! Debbie V bağımlılı yüzünden her şeyi kaybetmesinin ardından ikinci kez Sookie’yi öldürmeye kalkışınca Sookie de niyeti bozdu; yaklaşık 5 saniyelik bir karasızlığın ardından Debbie’nin beynini pompalı tüfekle havaya uçurdu; ne hoş bir cinayet 🙂

Geri Dönenler

Sookie’nin çok özlediği büyük annesi Adele kısa bir anlığına da olsa geri dönüp Marnie’nin ruhunu Lafayette’in vücudundan söküp alıp götürdü. (Ne tüyler ürpertici sahne!) Sookie’ye de bir tavsiyede bulunmaktan geri kalmadı elbette. Çok gerekli bulmadım kendisini bu bölümde.

Bir süredir kayıp olan ve dizide ara ara arka plandan kayıp olduğuyla ilgili kulağımıza haberler çalınan Peder Newlin bir anda Jason’ın ön kapısından belirdi. Asıl şaşırtıcı olan kendisinin bir vampir olarak geri dönmüş olması 🙂 “Jason’ı vampire mi dönüştürecek yoksa?” diye tedirgin olmaya gerek yok ne de olsa Jason onu içeri davet etmeden kendisinin yapabileceği birşey yok. Yine de gelecek sezonun temel problemlerinden biri gibi olacak görünüyor Newlin.

Ve Arlene’in peşini bir türlü bırakmayan Rene de Cadılar Bayramı’nın nimetlerinden faydalanarak geri döndü; Arlene’i Terry’e ve onun geçmişten gelen hayaletlerine karşı uyarmak için. İşte bu hiç beklenmedik bir gelişme!

Ve bir binanın temeline gömülüp üzerine beton döküldüğü günden beri birgün geri döneceğinden emin olduğumuz Russell Edgington, eh, geri döndü. Büyük süpriz olmayan bu gelişme eğer Peder Newlin ile alakalıysa de hiç şaşırmayacağım.

Aşk – Meşk Mevzuları

Sookie hem Alcide’in yaptığı konuşma, hem büyükannesinin gazı hem de bir türlü tercih yapamamasının sonucu olarak; hem Eric’i hem Bill’i terk etti. Bu terk ediş sanırım Bill ve Eric arasında bir “kardeşlik” bağı kurdu. (Kısaltma takmaya meraklı ecnebiler Bric diyor buna)

Vampirlerden kurtulup teselliyi bir kurtadamda arayacaksa eğer, yeterince desr almamış herhalde derim. Zaten Debbie’yi öldürmesini Alcide nasıl karşılayacak o da bilinmez. Bu arada bu dizinin en güvenilir, en aklı başında karakteri Alcide. Ancak Marcus’u öldürdüğü için sürüyle başı derde girebilir gelecek sezon. Göreceğiz.

Cadılar bayramında “Kırmızı Başlıklı Kız” fantezisi fena değildi ancak Jason & Jessica karakterleri o kadar aptallar ki daha fazla bahsedemeyeceğim.

Pam’in Sookie’den ve onun peri vajinasından bıktığı an…

Vampirlerin de bir sınırı var değil mi?

Tartışmasız final bölümünün en iyi sahnesi Pam’in Sookie sebebiyle çıldırdığı andı. Yüzyıllardır birlikte olduğu erkeği “Sookie” isminde biri yüzünden kaybetmiş olmak zavallı Pam’e çok dokunmuş olmalı. Kadın haklı.

True Blood 4. sezonu hiç fark etmemiş olsak da yaklaşık üç aydır izliyoruz. Beşinci sezon 2012 yazında yayınlanacak; yani neredeyse bir yıl beklemek zorundayız. Beşinci sezon prömiyer tarihi bile nacak Nisan’da açıklanacakmış.

Bu sürede True Blood 5. Sezon ile ilgili her türlü haberle ilgili olarak takipte kalın 😉