Yaz ayları dizi severler için durgun geçse de dikkat çeken yapımlar da ortaya çıkmıyor değil. İşte bunlardan bir tanesi de Sony’nin aynı adlı sevilen video oyunundan uyarlanan Twisted Metal. İlk sezonu toplam 10 bölümden oluşan dizi, 27 Temmuz’da Peacock platformunda yayınlandı. Oyuna aşina olan ya da olmayan herkesin ilgisini çekebilecek Twisted Metal’a gelin biraz daha yakından bakalım…
Twisted Metal: Konusu
2002 yılında dünya büyük bir siber saldırının etkisi altında kalır. Tüm bilgisayarlar devre dışı kalmış, elektrik şebekeleri çökmüş ve internetten eser kalmamıştır. Bütün şehirler kendilerini koruyabilmek için duvarlar örmüş ve suçluları dışarıda bırakmışlardır. Kaosun hüküm sürdüğü bu alanlarda hikâyedeki tabiriyle sütçü, bizim tabirimize göre kurye görevi üstlenenler şehirler arasında mal taşırlar. İşte bu sütçülerden birisi de hikâyemizin kahramanı Jon Doe’dur. Amerika’da kimliği belirsizlere verilen bu isim kahramanımıza de verilmiştir çünkü çok konuşan bu genç adam, elindeki yanmış bir çocukluk fotoğrafı dışında geçmişine ve ailesine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Evelyn adını verdiği ve büyük bir duygusal bağ yaşadığı 2002 model Subaru’su ile teslimatlarını gerçekleştirdiği bir günde Yeni San Francisco şehrinin operasyon müdürü Raven kendisiyle görüşmek ister. Normalde bütün teslimatlarını duvarın dışından yapan Joe, ilk defa duvarın içine girerek normal ve güzel bir hayatın varlığına tanık olur. Hatta eğer isterse bu hayata bile sahip olabilecektir. Peki ama nasıl? Raven’ın Yeni Chicago şehrinden istediği teslimatı 10 gün içinde kendisine getirirse. John bu teklifi kabul eder fakat gideceği rotadaki tehlikeler de kaçınılmazdır. 10 gün sürecek bu zorlu yolculukta John yalnız olmayacaktır. Yolda karşılaştığı Quiet ister istemez bu maceraya dahil olmak zorunda kalır. Peki John’un alacağı bu kadar risk elde edeceği ödüle değecek midir?
Twisted Metal: Oyuncular ve Karakterler
Dizide John Doe rolünde Marvel sinematik evreninde Sam Wilson yani namı diğer Falcon olarak izlediğimiz Anthony Mackie yer almakta. Dizinin ayrıca yapımcıları arasında da yer alan Mackie, hikâyenin kahramanı için muhteşem bir seçim. Üzerine yapışan Falcon karakterini buradaki performansıyla en azından bana unutturdu diyebilirim. John’un yol arkadaşı olmak zorunda kalan Quiet rolünde ise Brooklyn Nine-Nine’nın Rosa Diaz’ı Stephanie Beatriz yer alıyor. Gerçek adını henüz ilk sezonda öğrenemediğimiz Quiet, kendisine hitap edildiği gibi oldukça sessiz bir karakter. Ama sadece konuşma açısından. John ve Quiet arasında zamanla oluşan o bağ ve ikili olma ruhu Mackie ve Beatriz’in oyunculuklarıyla diziyi daha da güzel bir hale dönüştürüyor. Ama hikâyede öyle bir karakter var ki onu izlemek gerçekten bir başka. Oyunu oynayanların zaten aşina olduğu, Las Vegas’ın gözbebeği ve karşısına çıkan herkesin korkulu rüyası Sweet Tooth, dizinin parlayan yıldızı. Dondurma kamyonu ve alevli kafasıyla korku salan bu nevi şahsına münhasır karakterin bedenine profesyonel güreşçi ve oyuncu Joe Seanoa (Samoa Joe), sesine ise Will Arnett hayat veriyor. Mackie gibi dizinin yapımcıları arasında yer alan Arnett, o muhteşem sesiyle Sweet Tooth’u bu kadar sevilir kılmayı başarıyor. Hikâyenin esas kötüsü olan Ajan Stone rolünde ise Thomas Haden Church’ü görüyoruz. İzlemeyi özlediğim oyuncular arasında yer alan Church, bu ruh hastası karakter için en doğru seçim. Scream filmleri deyince aklımıza ilk gelen isimlerden Neve Campbell, dizide Yeni San Francisco şehrinin operasyon müdürü Raven rolünü üstleniyor. Richard Cabral, Quiet’ın ağabeyi Loud rolünü canlandırırken, Mike Mitchell, Tahj Vaughans, Jared Bankens, Jamie Neumann, Diany Rodriguez dizide izleyeceğimiz oyuncular arasında. Yine Brooklyn Nine-Nine’cıların hatırlayacağı Jason Mantzoukas da bir bölümde Vaiz adındaki ilginç bir karakterle karşımıza çıkıyor. Michael Jonathan Smith, Deadpool serilerinin yazarları Rhett Reese ve Paul Wernick’i yanına alarak bu sevilen oyunu bir diziye dönüştürmüş.
Dizi dünyasında gerçek hikâyeler, romanlar, filmler, podcastler derken video oyunları da uyarlamalar arasında yerini almakta. Tabii bazı oyun uyarlamaları, oyunu oynayanlar tarafından yerlere göklere sığdırılmasa da oyundan bihaber normal bir dizi sever için çok cazip olmayabiliyor. Ne mutlu ki, Twisted Metal bunların arasında değil. Çünkü buradaki hikâye anlaşılabilir bir şekilde herkesi içine alıyor. Zaten olayların ilerleme sürecinde önem taşıyan her karakterin geçmişini ve bugünlere nasıl geldiğini deneyimleyebiliyorsunuz. Hikâyeye bir nevi giriş görevi üstlenen ilk bölümün ardından John ve Quiet’ın aksiyon dolu yolculuğu da başlıyor diyebiliriz. İlk bölümün sonunda tanıştığımız Sweet Tooth ise gerçekten diziyi ayrı bir seviyeye çıkarıyor. Özellikle Sisqo’nun klasikleşmiş şarkısı Thong Song’lu sahneler dizinin unutulmayacak anlarından. Hatta diziyi izlerken bir tane Sweet Tooth spin-off’u çıksa bu hikâyeden nasıl olur diye düşünmeden edemedim. Palyaço maskeli bu çılgın katil yer aldığı bölümlerin hepsinde tüm ilgiyi üzerine çekmeyi başarıyor. (Hele ki iki ayrı insan tarafından hayata geçirilen bu karakter için Joe Seanoa ve Will Arnett’ı ayrı bir tebrik etmek gerekiyor.) Tabii yol boyunca John ve Quiet’ın karşısına çıkan her karakter kendine has. İkili her bölümde bir seviyeyi aşmak zorunda ve bunları geçmek için de ilginç karakterlerle karşı karşıya geliyorlar. Tır konvoyunun yanı sıra kutsal adamlar, dizinin ilginç ve izlemesi keyifli bölümleri arasında. 10 bölümden oluşan ilk sezonda süreler yaklaşık 30 dakika civarında. Ve tabii dizinin müziklerine de değinmeden olmaz. Neredeyse her dizi ya da filmin vazgeçilmezi olan Cypress Hill, bu dizinin de başlangıcını yapıyor. Aqua’nın Barbie Girl’ünden Hanson Mmmbop’una, Portishead’in Roads’undan t.A.T.u.’nun All the Things She Said’ine 90’ların ve 2000’lerin müzikleri dizinin tüm bütününde karşımıza çıkıyor. Özellikle 8. bölümde Evanescence’ten My Immortal’ın yer aldığı sahne izleyen herkesi etkileyecektir diye düşünüyorum.
Peacock’un en çok izlenen orijinal yapımları arasına girmeyi başaran Twisted Metal, henüz açıklanmasa da 2. sezonunda daha aksiyon dolu bir macerayla geri dönecek. Eğer siz de bu maceranın gerisinde kalmak istemiyorsanız bu diziyi gözden kaçırmayın, pişman olmayacaksınız. Hele ki çoğumuzun kafa dağıtmaya ihtiyaç duyduğu bu zamanlarda Twisted Metal size ilaç gibi gelecek benden söylemesi. Bu arada Peacock serilerinin hiçbiri ülkemizdeki herhangi bir platformda yer almadığı için her zamanki sözümü tekrarlıyorum. Sadık bir dizi sever izlemek istediklerini nerelerde bulacağını iyi bilir. Başlayacak olan herkese şimdiden iyi seyirler.