Boy Swallows Universe: Bir Gün Her Şey Güzel Olabilir Mi?

437
Boy Swallows Universe

Kitap uyarlamaları son yıllarda hem sinema hem de dizi dünyasının vazgeçilmez bir parçası. Hepsi iyi mi tartışılır ama bazen öyle hikâyeler seçiliyor ki, iyi ki de yapılmış demeden geçemiyor insan. İşte yeni yılın ilk ayı da bu kategoriye girebilecek bir kitap uyarlamasını karşımıza çıkarıyor. Gençliğin büyüsü ve masumiyetini, yetişkinliğin acımasız gerçekliğiyle harmanlayan bir büyüme hikâyesi: Boy Swallows Universe.

1985 yılında Avustralya’dayız. 12 yaşındaki Eli Bell, Brisbane’nin banliyösü Darra’da ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Protez üretim fabrikasında çalışan üvey baba Lyle, yedi yaşından bu yana konuşmamayı tercih eden ağabey Gus, eroin bağımlılığı sonrası iyileşmeye çalışan anne Frances ve kimi zaman ağabeyiyle kendisine bakıcılık yapan eski bir suçlu Slim’le günlerini geçirmektedir. Bu arada Slim’in fikri üzerine Boggo Road Hapishanesi’nde yatan Alex’le mektup arkadaşı olmuştur. Okuldaki arkadaşlarının Tinkerbell lakabıyla çağırdığı Eli, sevimli olmasının yanı sıra oldukça da meraklı bir çocuktur. Fakat bu her şeyi öğrenme isteği hoşuna gitmeyecek durumları da ortaya çıkarır. Çünkü Lyle’ın eroin satıcılığına başladığını öğrenmiştir. En büyük korkusu, annesinin yeniden bir bağımlıya dönüşmesidir. Fakat Lyle’ın amacı bellidir: Hepsine güzel bir hayat sunabilmek. Brisbane’de uyuşturucu çetelerinin savaşları hüküm sürerken işler Lyle’ın umduğu gibi gitmez. Ve her gün biraz daha çıkmazın içine sürüklenen Eli ve Gus, uzun zamandır hayatlarında olmayan öz babaları Robert ile yeniden bir araya gelmek zorunda kalırlar.

Travis Fimmel as Lyle Orlik, Phoebe Tonkin as Frances Bell, Lee Halley as Gus Bell in Boy Swallows Universe S1. Cr. Courtesy of Netflix © 2023

Boy Swallows Universe’in oyuncu kadrosu da diziyi izleme nedenlerinden biri. Çünkü kendi adıma söylemek gerekirse sevdiğim tüm Avustralyalı oyuncular bu hikâyenin bir parçası. Dizinin son bölümlerine yaklaştıkça bir zaman atlaması oluyor. Fakat çoğunluğunda hikâyenin ana karakteri diyebileceğimiz Eli Bell’i Avustralyalı genç oyuncu Felix Cameron canlandırıyor. Cameron, ikinci oyunculuk deneyimini gösterdiği bu dizide tahmin edemeyeceğiniz derecede zorluklar yaşayan Eli karakterini muhteşem canlandırıyor diyebilirim. Ve tüm zorluklara Eli ile birlikte göğüs germeye çalışan sessiz güç Gus. Oldukça zeki fakat uzun süredir konuşmayan Gus, geleceğe dair bazı şeyleri görme yetisine sahip. Neden konuşmadığı dizi ilerledikçe ortaya çıkıyor ve o kadar kötü durumun içinde izleyeni bir kez daha sarsıyor. Hikâyenin en etkileyici karakterlerinden biri olan Gus’a Lee Tiger Halley hayat veriyor. Frankie’ye âşık, Eli ve Gus’ı kendi öz çocukları gibi seven fakat yanlış seçimleriyle kendi dâhil herkesin hayatını mahveden üvey baba Lyle Orlik rolünde Travis Fimmel’ı izliyoruz. Vikings serisiyle hayatımıza giren ve o zamandan beri farklı projelerde bile Ragnar karakterinin mimiklerinden kurtulamayan Fimmel, bu seride nihayet üzerine yapışan o rolü geride bırakmış ve iyi bir performansla karşımızda. Eli ve Gus’ın biricik annesi Frances, eroin bağımlılığı sonrasında temizlenmiş ve düzgün bir hayat yaşama amacında. Fakat Lyle’ın seçimleri en çok kendisini alt üst ediyor. Dizide Frances rolünü, The Vampire Diaries ve The Originals dizilerinin yıldızlarından Phoebe Tonkin üstlenmekte. Çocuklarının hayatından uzaklaşmış alkolik baba Robert’a gelirsek. İçkiye bağımlılığının yanı sıra kitaplara da oldukça düşkün Robert, bir yandan agorafobiyle de mücadele etmeye çalışıyor. Eli ve Gus’ın uzun bir aradan sonra hayatına girmesi zamanla Robert’a da olumlu bir şekilde yansıyor. Robert rolünde dizi dünyasının sevilen oyuncularından Simon Baker yer almakta. Baker, hikâye ilerledikçe izleyenlerin sempatisini kazanan bu rolde tek kelimeyle kusursuz. Lyle’ın hapishane arkadaşı Slim, ihtiyaç duyulduğunda Eli ve Gus’la ilgileniyor. Bir taksi şoförünü öldürme suçundan 25 yıl hapis yatan Slim, bu olay yüzünden insanların gözünde de tehlikeli bir suçlu imajı çiziyor. Fakat hayat deneyimi sayesinde özellikle Eli’ın akıl hocası durumunda. Hikâyenin babacan karakteri olarak nitelendirebileceğimiz Slim rolünü, benim en sevdiğim isimlerden biri olan usta oyuncu Bryan Brown canlandırmakta. Tytus Broz, sahibi olduğu protez fabrikasında eski mahkumlara da iş fırsatı sağlayan bir iş insanı. Toplumun gözünde yardımseverliğiyle yer edinmiş Tytus da kendince sırlar saklıyor. Tytus Broz rolüne Anthony LaPaglia hayat veriyor. Eli Bell’in hayranlık duyduğu Caitlyn Spies da suçların peşini bırakmayan cesur bir gazeteci. Zaman içinde Caitlyn de Eli için desteğini esirgemeyecek. Caitlyn rolünde ise Talk to Me filminin yıldızı Sophie Wilde’ı görüyoruz.

Boy Swallows Universe, Avustralyalı gazeteci-yazar Trent Dalton’ın aynı adlı ilk kitabından uyarlanmakta. Dalton’ın kendi hayatından izler de taşıyan bu hikâye Avustralya’nın yanı sıra dünyada da büyük ilgi görünce, uygulayıcı yapımcılar arasında Joel Edgerton’ın bulunduğu yedi bölümlük bir mini diziye dönüştürüldü. (Bu arada kitabın Evreni Yutan Çocuk adıyla ülkemizde de yayımlandığını belirtelim.) Bölümlerin süresi ortalama 50 dakikayı bulurken, son bölüm 1 saati aşan süresiyle karşımıza çıkmakta.

Boy Swallows Universe S1. (L to R) Lee Halley as Gus Bell, Bryan Brown as Slim Halliday, Felix Cameron as Eli Bell in Boy Swallows Universe S1. Cr. Courtesy of Netflix © 2023

“Her şey o kadar güzel olacak ki, tüm kötü günleri unutacaksın.” İşte Lyle’ın mütemadiyen söylediği bu söz her ne kadar umut verici olsa da Eli ve Gus için yaşananlar gerçekten içler acısı. Özellikle de çocukluktan gençliğe geçiş yıllarında olan Eli, zorluklara göğüs gerebilmek ve en önemlisi hayatta kalabilmek adına her şeyi yapıyor. İki kardeşin çocukluktan bu yana pek güzel günler geçirmediğini bölümler ilerledikçe idrak ediyoruz. İnsanın kalbini parçalayan olaylar peşi sıra gelirken çoğu zaman yaşlı gözlerle Eli’ın mücadelesine tanık oluyorsunuz. Çünkü karşınızda 12 yaşında bir çocuk var ve yaşadığı şeyler hiç de yenilir yutulur değil. Dizinin 4. bölümü beni oldukça etkiledi ve hikâyenin genelini izlerken aklımda hep şu vardı: Bu yaştaki bir çocuk bu kadar zorluğa niye maruz bırakılır… Ve bu küçük yaşına rağmen nasıl mücadele edebilir…

“Bu bir sınav. Geçmesi zor değilse hiçbir değeri yoktur.” Babacan karakter Slim’in bu sözleri aslında dizinin hikâyesini de özetler nitelikte. Eli ve ailesi gerçekten zor bir hayat sınavından geçmeye çalışıyorlar. Peki, geçebiliyorlar mı? Onu da artık izlediğinizde göreceksiniz.

Boy Swallows Universe, muhtemelen bu yıl izlediğiniz veya izleyeceğiniz en güzel diziler arasında yerini alacaktır. Bunu nasıl başaracak derseniz, hem hikâyesiyle hem de iyi oyunculuklarıyla. Kalbinizi paramparça edecek mi? Kesinlikle evet. Fakat en kötü zamanlarda bile umuda dair bir şeyler olduğunu gösterecek. Vakit kaybetmeden bu güzel hikâyeyi deneyimleyin. Belki izledikten sonra siz de benim gibi kitabını okumak istersiniz kim bilir.